yüreğimden beslenen onca derin acı
yüzüme kapanan onca paslı ,demir kapı
ve ardımda bıraktıgım aşkın
ülserli sancısı..
gün batıyor,
kendi ruhumun enkazı altındayım..
cenin ol, bekle
çek ayaklarını kalbine
ses ver birikmiş öfkenle
eminim duyuracaksın
cenin ol, bekle
cek ayaklarını gögsüne
ses ver birikmiş öfkenle
eminim kurtulacaksın
of, ne zormus nefes almak
gözlerini acınca
toz toprak olup tüm yalanlar,
gözlerine dolunca
sımsıkı yumrugunda saklı
gelincik solunca..
çöktü ruhum üstüme,
nasıl nefes alacagım?
cenin ol, bekle
cek ayaklarını gögsüne
ses ver birikmiş öfkenle
eminim kurtulacaksın
çin'de bir güzel yenilen, doğmamış insan yavrusu. (insanı insan olduğu için utandıran olay, çindeki diğer milletlerin ayrılma isteğini şimdi daha iyi anlıyorum).
japonların severek yedikleri dogduktan sonra ölen çocukların cesetleridir. bir çok japon bazı hastahenelerden sırf cenin yemek için parasını verip cenin ısmarlattıgı rivayet edilir.
(bkz: mide bulundırıcı)
şaşırtıcı bir şekilde tüm ceninler başlangıç aşamasında dişidir.
belki de bu yüzden belli bir sürece kadar insan yerine konulmazlar.
bu gerçeği hatırladığımda kadınları insandan sayıyor muyuz ki dişi ceninleri sayalım dediklerini duyar gibi olurum hep.
Ana rahminden tamamen ve sağ olarak ayrıldıktan sonra hukuki anlamda ana rahmine düştüğü andan itibaren hak ehliyetini kazanan canlıdır. Roma hukukunda bunlara ek olarak ana rahminden çıkan canlının insana benzeme şartı vardır
Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlıkta, bir yaratılıştan diğer yaratılışa geçirerek yaratmaktadır…(Zumer Suresi 6. ayet)
Cenini dış tehlikeler karşı koruyan 3 bölge vardır. Annenin karnındaki bu üç bölge; karın duvarı, rahim duvarı ve amniyon kesesidir. Kuran’ın indiği dönemin bilgi seviyesiyle açıklanamayacak bu ayette söylendiği gibi, ceninin bu kapkaranlık yerdeki gelişim aşamasının tüm bilimsel kitaplarda üçe ayrılması da çok ilginçtir.