cengiz han türk değildir ama ordusunun önemli bir bölümü türklerden oluşmuştur. hakkımızı da yemeyelim lenin de kalmuk kökenlidir, moğollar türklere yakın kardeş bir ırktır. bunlar bilinen gerçeklerdir.
cengiz başına geçtiği moğol aşiretinin üyesi değildi. yesokay bahadır cengiz'in öz değil üvey babasıdır. cengiz pagan şa-to türklerindendir.**
cengizli devleti zaten türk'tür. ordusu, bürokrasisi vs. türktü. halkı da sonrasında türkleşmiştir.
bu meseleleri istediğiniz kadar karıştıra bilirsiniz. mesela ingiltere kralı iii. william'a da ingiliz değil hollandalı diye bilirsiniz. çünkü öyledir. ama bugünkü ingiltere'yi ingiltere yapan adamdır. kalkıp "vay iii. william'ı sahipleniyor olacak iş mi?" demek anlamsızdır.
ekleme: cengiz'in herhangi bir kimseden feyz falan aldığını zannetmiyorum. ne de olsa siyaset iç güdü meselesidir. cengiz'in kendisinin kimliğiyle ilgili "ben moğol'um ve bundan gurur duyuyorum" diye bir söylemi olduğunu da zannetmiyorum. vardır diyene de rastlamadım henüz.
ama çağatay edebiyatında "çingizname" diye bir türe rastladım. kendisiyle orta asyaya gelip türkleşen halklar benimsemiş. folklorüne sokmuş. iş bitmiş yani.
hiç kimse kusura bakmasın ben cengizli devletinde var olan kültürel özellikleri günümüz türklüğüyle karşılaştırırım. bulduğum benzerlikleri de türk kültürünün orjinali diye sunarım. hiç de acımam.
Hele de Türk-Moğol tarihini birbirinden ayırmayacak kadar bilgisizlerdir.
Çengiz Han'ın Moğol, Moğolların da Türkten tamamen ayrı bir soy olduğunu iddia edenler ya Siyasal islamcı tayfadır, Ya Türklüğe Çengiz Han gibi büyük bir ismin olmasından rahatsız olacak türk düşmanı tayfadır, Ya da cahil Türk islam sentezcisi garip milliyetçi guruhtur.
şimdi bu aklı olmayan tayfaya ne desek boş. Çengiz Han'ın ezdiği Harezmlerden daha fazla ilhanlıların torunu olduğumuz gerçeği karşısında afallamazlar da. Ne de olsa Harezmler Müslüman, Çengiz Han Tengrici.
Çengiz Han barbarmış kabul etmezuk.
lan Göktürklerin Çin akınları, Hunların Akınları, yağma kültürü, Yasalar yani Türk'ü türk yapanlar ne zamandan beri barbarlık oldu?
Senin O arap dediğin adamların kültürü yolda geçen luzumsuz adama bile 4 karı hakkı tanırken Çengiz Han'ın Sadece yüksek rütbeli subaylara birden fazla evdeş hakkı tanıması mı barbarlık? medeniyet taş bloklar arasında oturup şarap içip Şiir yazıp karı sikmek midir? medeni araplar, farslar elegeçirdikleri şehirlerde kadın çocuk demeden katlederken, moğol töresinde kadına ve çocuğa dokunmamak..
Hangisi medeniyet?
en iyi medeniyet müslümanlaştırıp medenileştireceğiz diye müslüman olmayan türkleri katleden arap medeniyeti.
haklısınız.
Yoksa Kurduğu imparatorluğun bir ucundan öteki ucuna tam manasıyla ilhanlık olması mı on barbar yapan? ( dur mahmut ilhanlığın anlamını söyleyeyim sana il barış demektir gerisini çıkartırsın süper zekanla)
Türklerin ocağına incir ağacı dikmişmiş.
Hımm Timur da Osmanlı'nın ocağına incir ağacı dikti ( ki incir ağacı dikme lafı nasıl bir terbiyesizliktir)
Yavuz da Anadolu'daki Safevi taraftarı Türklerin ocağına incir ağacı dikti.
KaraHanlılar Müslüman olduktan sonra ilk iş olarak Müslüman olmayan uygurları kılıçtan geçirdi
kaldı ki Çengiz Hanla beraber anadolu'ya gelen Türklerin, moğolların ANadolu ve çevresini Türkleştirmedeki yerini bilemzsin sen!
Geri zekalı tarih anlayışıyla Türk tarihini parçalara bölüp, mehzeplere, dinlere ve kültürlere göre ayrım yapıp Türklüğü bölmek olsa olsa Türk düşmanlarının yapacağı iştir.
Bunlara uyan da Cahiller olur.
ek: çengiz Han kütüphaneler yaktırmış bik bik.
Çengiz Han'ın imparatorluğunun kütüphanelerini kim yaktırdı peki haberin var mı?
yok.
Hadi bundan haberin yok Peki iskenderiye kütüphanesini kim yaktırdı?
bu zihniyetin tersi nedir. ancak ve ancak "cengiz han moğoldur" . tamam. peki şunu biliyor musun ırk olarak moğollar ve türkler aynı ırktır, ve mongol ırkındandır. burada mongolu farklı anlama cekmeyiniz. bildiğin ırk adıdır.
bir şekilde Türk düşmanlarının saldırısına uğrayan zihniyettir.
Bu saldıranların fikirlerine bakıldığında Atatürk Düşmanlığı, Türk düşmanlığı ve bilimum düşmanlıklar görülebilir.
başlık iyice incelendiğinde bu görülecektir.
söz meclisten dışarı.
Moğolların karşı çıktığı bir zihniyet değildir ayrıca.
Göktürk kitabelerini gezenler, araştırma yapanlar bilir Göktürk kitabeleri Moğolların da kutsalıdır, Ortak tarih saydığıdır. Köl tegin ( köl tegin derler yanlış hatırlamıyorsam) bizim ve sizin ortak atanızdır derler.
Hatta ve hatta Moğolistandaki budist rahipler Göktürk kitabelerinin etrafında 12 kere (yanlış hatırlamıyorsam, 7 de olabilir hiçbiri de) dönerler. Bu budist inancında Göktürk kitabelerinin kutsallığını ortaya seren ve ibadet manasında bir ritüeldir.
Çengiz Han'ı Türklükten çıkartacak olan buyursun Timur'u da çıkarsın.
her gördüğü sakallıyı dedesi sanma durumudur. her çekik gözlü türk kökenli degildir, her türk bi çekik gözlüden gelmemiştir, her doğuda yaşayan türk değildir. *
Bilgisiz fikirlerin havada uçuştuğu başlık gördüğüm kadarıyla. Kesin bir yargıya varmak mümkün değildir bu konuda. Çünkü okuduğum kadaryıla bilim bu kavimlerdeki ırk ayrımı kanıtlarını 1200'lü yıllara kadar dayandırabiliyor. Bu tarihten önce gerek savaşlar gerek yerleşik kültürün olmayışı sebebiyle yazılı belge ve kanıt diye bir şey olmadığı ya da yetersiz olduğu için bu konuda ancak tezler ve antitezler olacaktır. Türk ırkının Cengiz Han'la övünmeye ihtiyacı olmadığı gibi, Cengiz Han'ın da Türkleşmeye ihtiyacı yoktur. Bir tek Çinlilerin soyundan şüpheliyim ben. Onlarda biraz karışıklık olduğu kesin.
Cengiz Han Moğol mu yoksa Türk mü tartışmalarıyla ilgili....
Cengiz Han'ın ırk kökeni hakkında yapılan incelemeler sonucu çeşitli görüşlere varılmıştır.Bu görüşlerin en geçerli olanına göre Cengiz Han, Türk'tür. Bunun kanıtları olarak şunlar gösterilebilir:
1. Cengiz Han, Moğolca ile birlikte Türkçe de konuşmakta idi.
2. Cengiz Han konuşmalarında kendini Türk olarak tanımlamıştır.
3. Cegiz Han'ın soyu Çinliler'ce ''Şa-To'' adı verilen Türkler'e dayanır ki bu Türkler, Kök-Türkler'in devamıdır.
4. Cengiz Han, (3. maddeye bağlı olarak) tıpkı Kök-Türk kaganları gibi kumral ve açık renk gözlüdür.
5. Efsaneler, Cengiz Han'ın soyunu (tıpkı Türkler'in Bozkurt Destanı'nda olduğu gibi) Bozkurt'a bağlar. Eğer Cengiz Han Moğol olsa idi efsaneler onun soyunu kurda değil köpeğe bağlardı; çünkü Moğol geleneğinde kurt değil köpek önemlidir ve Moğol kültüründe Cengiz Han'dan önce kurt önem taşımamaktadır.
6. Cengiz Han, bugünkü Afganistan'da kendisini ziyeret eden Kadı Vahideddin Fuşanci'ye ''Peygamberimiz Hz.Muhammed her şeyi önceden bilmiş diyorsunuz; acaba benim ortaya çıkışım için ne demiş ?'' diye somuş; kadı da ''Uturkû al-Turka mâ tarakûkum, yani Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız'' demiş olduğunu nakletmiş ve Cengiz Han da bunun çok bilgece bir söz olduğunu söyleyerek kendisinin Türk olduğunu belirtmiştir.
7. Bir Arap, Cengiz Han'ın oğlu Ögedey Kağan'a, babasını düşünde gördüğünü ve kendisine bir söz söylediğini naklettiğinde Ögedey Kağan ona ''Babam bunu sana hangi dille anlattı'' diye sormuş. O da Arapça anlattı deyince Ögedey, babasının Türkçe ve Moğolca'dan başka bir dil bilmediğini söylemiştir. Sonuç olarak Cengiz Han, Türk soyundan gelir. Fakat Türk ve Moğollar'ca ortak olarak hükümdar kabul edilmiş ve saygı duyulmuş bir kişidir.
CENGiZ HAN ve BOZKURT
''Moğollar'ın Gizli Tarihi'' adlı eski eser, Cengiz Han'ın soyu hakkında şunları söyler: ''Cengiz Han'ın kökeni, yücelerdeki göğün takdiri ile doğmuş ''Börteçine (Gökkurt, Bozkurt) idi.''
Bu açıkça, Türk Bozkurt Destanı'nın moğollaştırılmış halidir. Fakat burada önemli olan, Cengiz Han'ın tıpkı Eski Türk kaganları gibi, Bozkurt'a bağlanmak istenilmesidir. Türkler'de, önemli şahsiyetler ile Bozkurt arasında bir ilişki kurmak gelenektir. Ve bu gelenek Cengiz Han'la birlikte, Türkler'den Moğollar'a da sirayet etmiştir.
***********
Cengiz Han büyük bir Türk Başbuğudur.Türk'ün kutlu ülküsü TURAN'ı gerçekleştirmiştir.
Nihal ATSIZ ATA'dan alıntı yapıyorum.
"ÇENGiZ HAN" VE "AKSAK TEMiR BEK" HAKKINDA
Millî şuurun ve ilmî tarihçiliğin hâlâ gereğince gelişememesi, dinî taassubun hâlâ ruhlara hükmetmesi dolayısıyla tarihimizin bazı büyüklerine karşı saygısızlıkta bulunmak, yahut Türk ırkının şu veya bu bölümlerini birbirine düşman saymak gibi yanlışlıklar sık sık yapılmaktadır. Bunların arasında en yaygını Çengiz ve Temir düşmanlığıdır. Bu düşmanlığı yapanlar arasında Şarlman'la Şarlken'i birbirine karıştıran felsefeciler bulunduğu gibi tarihçi geçinenler de vardır.
Bu tarihçi geçinenlerden biri Türk soyunun güzelliği hakkında yazdığı bir gazete makalesinde yine dinî taassup sebebiyle Çengiz ve Temir'den "mahlûkat" diye bahsederek onların sarı "Moğol" ırkından olduğunu Türklerin ise beyaz ırkın mümessili olduğunu ileri sürdü.
Artık ilmî bir değeri kalmayan bu eskimiş sarı ırk, beyaz ırk tabirleri yanında muharririn Çengiz ve Moğollar hakkındaki son neşriyattan da habersiz olduğu, bu yazıları kırk yıl önceki ilmin kırıntılarıyla yazdığı anlaşılmaktadır.
Burada tafsilâta girişerek, bazı gençlerin sorularını cevaplandırmak üzere, şimdiye kadar varılan ilmî sonuçların özetini vereceğim:
1- Türklerle Moğollar iki kardeş millettir. Altay grubu denen akraba milletlerin en mühim iki tanesidir. Türkçe ve Moğolca eskiden tek dil olup ancak Hunlar çağında iki ayrı dil haline gelmiştir. "Hun - Türk münasebetleri" adlı tebliğ ile bunu iddia ve ispat eden Türk, Moğol ve Çin dilleri bilgini Von Gabain olmuştur. (ikinci Türk Tarih Kongresi, s. 895- 911, istanbul, Kenan Matbaası).
2- Moğol kelimesini tarihe tanıtan Çengiz Han olmuştur. Kendisinden önce Moğollar'a (yani Moğolca konuşan boy ve uruklara) ne dendiği kesinlikle belli değildir. Sekizinci yüzyıla ait Orkun yazıtlarında görülen "Otuz Tatar" ve "Dokuz Tatar" adlı birliklerin Moğol olduğu ileri sürülmüşse de bu, bir faraziyeden ibaret kalmıştır: Çünkü bugün Moğolistan denilen eski Gök Türk ülkesinin ancak onuncu yüzyıldan başlayarak Moğollar'la dolduğu ortaya konduktan sonra Sekizinci Yüzyılın Otuz Tatar ve Dokuz Tatarlar'ın da Türk olduğu kendiliğinden belli olmuştur. Gök Türkler çağında adı geçen "budun"lardan Moğol olduğu kesinlikle bilinen ancak Kıtaylar'dır ki daha sonraki zamanlarda da tarihe Moğol olarak geçmişlerdir.
3- Fakat Çengiz'in "Moğol" topluluğu etnik değil, tıpkı "Osmanlı" tabiri gibi siyasî bir isimdir ve aralarında Türkçe konuşan veya Türk olan boylar ve uruklar da vardır.
4- Eserini On Birinci Yüzyılda yazan Kaşgarlı Mahmud, Tatarlar'ı, ayrı lehçeleri olan bir Türk kavmi olarak göstermiştir.
5- On Üçüncü Yüzyılda Büyük Çengiz imparatorluğunu gezen Marko Polo, "Tatar" kelimesini Türkler'le Moğollar'ın ikisini birden kapsayan bir deyim olarak kullanmıştır.
6- Türkler'in kendileri de "Tatar"ı Türkler'in bir parçası ve belki de Doğu Türkçe'siyle konuşan Türkler olarak saymışlardır. Âşıkpaşaoğlu, tanınmış tarihinde Süleymanşah'la birlikte Anadolu'ya gelen Türkleri "elli bin miktarı göçer Türkmen ve Tatar evi" olarak kaydeder.
7- Osmanlı padişahlarından II. Murad zamanında, hicrî 843'te yazılıp tarafımdan yayınlanan bir tarihî takvimde Çengiz, Ögedey, Güyük, Mengü, Hülegü, Abaka, Keyhatu gibi Müslüman olmayan Çengizli kaanlar rahmetle anılmıştır. (Osmanlı Tarihine ait Tarihî Takvimler, s. 92-94, istanbul 1961, Küçük aydın Basımevi). Yani On Beşinci Yüzyıl ortalarına kadar Türkiye'de aydınlar arasında bir Tatar düşmanlığı, Müslüman olmayan Türk'e düşmanlık diye bir şey yoktu. Bu müsamahakârlık Doğu Türkleri'ni veya Tatarlar'ı yabancı saymaktan, Çengiz Hanedanını millî bir hanedan saymaktan ileri geliyordu. Umumî bir müsamaha olsaydı aynı hoşgörürlük Bizanslılara, Ermeniler ve Gürcülere, Batılılara karşı da gösterilirdi.
8- Türkler'le Moğollar aynı kökten gelen iki kardeş millet olmakla beraber Çengiz Han, Moğol değil, Türk'tü. Çengiz'in Türklüğü tarihî geleneklerin dışında tarafsız çağdaş Çinlilerin tanıklığı ile de sabittir. Profesör Zeki Velidi Togan, 1941'de yayınladığı "Moğollar, Çengiz ve Türklük" adlı küçük eserinde, (s. 18) ve 1946'da yayınladığı "Umumî Türk Tarihine Giriş" adlı büyük ve değerli eserinde (s. 66) Çengiz Kaan'ı 1221'de ziyaret eden Çao-hong adlı bir Çin elçisinin verdiği bilgiyi nakletmiştir. Bu elçi, Çengiz'in eski Şato Türklerinden indiğini gayet açık olarak belirtmiştir. Şatolar ise, bilindiği üzere eski Gök Türkler'den inen büyük bir uruktur. Çengiz'in tipi hakkındaki tarihî bilgiler de (uzun boy, kumral saç, beyaz ten, yeşil göz) eski Gök Türk kağanlarınınkine uymaktadır. Çengiz'in aile adı olan "Börçegin", "Börü Tegin'in Moğolca söylenişinden ibaret olduğu gibi "Çengiz" kelimesi de "Tengiz" yani "Deniz" kelimesinin Moğolca söylenişinden başka bir şey değildir. Türkçe'de "t" ile başlayan kelimelerin Moğolca'da "ç" ile başladığını Altay dilleri uzmanları söylemektedir.
Çengiz'in ailesi hiç şüphesiz eski Türk devlet geleneğine uygun olarak çok eski zamandan beri Moğollardan bir kısmı üzerinde (belki de Moğollaşmış Türkler üzerinde) beğlik eden bir Eçine Hanedanı kolu idi. Bu hanedanda Türk geleneklerinin devam etmekte olduğu Çengiz'in oğullarından Çağatay ve Ögedey'in adlarından gözükmektedir. "Çağa" ve "Öge" bilindiği üzere, Türkçe kelimelerdir.
9- Aksak Temir Bek'in bir Barlas gibi olması ve Barlasların Moğol uruğu sayılmasında Temir'in Türklüğüne engel değildir. Temir'in ailesi de Çengiz ailesinin bir kolu olup Barlas uruğu üzerinde beğlik etmiştir. Ruslar tarafından Temir'in mezarını açmak suretiyle yapılan incelemeler onun da uzun boylu ve beyaz tenli olduğunu ortaya koymuştur ki eski Arap ve Fars edebiyatlarındaki Türk tavsifine tamamen uygundur. Üstelik Temir'in anadili de Türkçe'dir.
10- Ne Çengiz ne Temir Bek, Aryanî tipinde değildi. Klâsik Türk tipi bazı sahtekârların iddia ettiği gibi Hind Avrupa tipi olmayıp Çinlilerle Aryanîler arasında orta bir tiptir. Mezarlardan çıkan kafatasları, eski heykeller, eski duvar resimleri ve tarihî tavsifler bunu gösterdiği gibi Arap ve Fars şiirlerinde de çekik gözlü Türk güzellerinin övülmesine dair birçok örnek vardır. Milâdî 1114'te, yani daha Çengiz'in ve Moğollar'ın ortaya çıkmasından ne kadar önce ölmüş olan Zemahşerî'nin bir Türk güzeli hakkında yazdığı şu şiirlere bakın:
"O ne kutlu bir gündü ki Yâfes kızlarından güzel ve cilveli bir kıza malik olmuştum. O güzel gözleri her ne kadar dar ise de sihir kârlık bakımından geniştir. Baktığı vakit gözlerinin karası görünürse de güldüğü zaman bu siyahlığın hepsi kaybolur."
* * *
"Türk"' neslinden bir güzel kız beni kendi isteğimle ölüme doğru götürmektedir. O kızın kendi fettan, gözleri de öldürücüdür. Zaten Türk'ün öldürücülüğü meşhur değil midir? Bu kızın kardeşinin kılıcı ne kadar kesici ve öldürücü ise de bu hususta onun gözü erkek kardeşinin kılıcından daha kesicidir. Kardeşi, aldığı esirleri azad ederse de bunun esirleri azad kabul etmez. Kardeşi bazı insanların kanını dökerse de bu herkesin kanını dökmektedir. Kardeşinin elinde kâfirler feryad etmektedir. Bu ise Müslümanları inletmektedir. Ben onun hicranı ile ağladıkça o benim karşımda güler ve güldüğü vakit büsbütün darlaşan gözleri kalbimi yaralar."
* * *
"Su'dâ (1) ya şöyle söyle: Bizim sana ihtiyacımız yoktur ve biz iri siyah gözlüleri istemeyiz. Dar gözler ve dar gözlüler bizim düşüncemizi ve hayalimizi doldurmuşlardır. Onlar baktıkları vakit yalnız gözlerinin siyahlıkları görünür. Fakat gülecek olurlarsa o siyahlık da görünmez olur. Türk yüzü-ki Tanrı onları kem gözden esirgesin-gökteki ay gibidir" (Atsız Mecmua, Sayı: 15, 15 Temmuz 1932, Sayfa: 66-67.)
11- Oğuzlar'ın da vaktiyle tam klâsik Türk tipinde olduklarının en büyük delili daha Selçuklu devleti kurulmadan önce ölmüş bulunan Mes'ûdî'nin kaydıdır. Mes'ûdî "Oğuzlar çekik gözlüdür. Fakat onlardan daha çekik gözlü olanlar da vardır." demektedir. Genellikle Oğuzlar'ın torunları olan bugünkü Türkiye Türkleri'nin arasında da bu tipin tam veyâ biraz değişik örnekleri çok sayıda göze çarpmaktadır.
12- Aksak Temir'in Türkiye Türkleri ile çarpışmasını bir millî dâvâ haline getirmeye çalışmak millî bir ihanetten başka bir şey değildir. Aksak Temir'in Yıldırım Bayazıda karşı savaşan ordusunda pek çok Doğu Anadolulu Türkmen vardı. Bu savaş gerçekte Osmanlı-Karaman, Osmanlı - Akkoyunlu, Osmanlı - Safevî vuruşmaları gibi bir iç savaştır. Osmanlı - Karaman ve Osmanlı - Safevî savaşlarında gösterilen sertlik Osmanlı - Çağatay savaşındakini bastıracak niteliktedir. Bu çarpışmalar Türk tarihinin oluşundaki bir kader sonucudur. Türk tarihi pek çok iç çârpışmalarla doludur. Nitekim Osmanlı tarihinde de prensler arasındaki kıyıcı savaşlar büyük bir bölüm teşkil eder.
13- Son zamanlarda Kül Tegin anıtının bulunduğu yerde keşfedilip Kül Tegin'e ait olduğu iddia edilen heykelin tipi arkaik Orta Asya tipidir. Herhalde Kül Tegin'in veya Gök Türkler'in de "Moğol" olduğu iddia edilemez.
14- Selçukluların iranlı saray şairlerinden "Dih Hudây Ebu'l-Ma-âlîyi'r Râzi" Selçuk sultanının sarayındaki Türk kölemenlerden bahsederken şöyle demektedir: "Hepsi Kırgız ve Çin kökünden olan servi boylular, hepsi Yağma ve Tatar tohumundan olan gül yüzlü güzeller. Aralarında gümüş çeneli Oğuz ve Kıpçak güzelleri, mis yüzlü ve ay gibi Kay ve Kimekler de var. Tanrım, bu Türk çocukları ne güzel şeyler ki onlara bakan insanın gözleri bahar gibi olur."
Buradaki Çin'den maksat uzakdoğu Türkleri ve belki de Moğollardır. Tatarlar'ın Yağmalarla birlikte gül yüzlü güzeller olarak gösterilmesi onların su katılmamış Türklüklerine en büyük delildir.
15- Bugün özellikle "Tatar" denilen Türkler Kazanlılarla Kırımlılardır. Kazanlılar eski Bulgar Türklerinin, Kırımlılar da Kıpçakların torunlarıdır. Yani bugün siyasî ve hatta coğrafi bir anlamı olan Tatar kelimesini bir Moğol uruğu, yahut Türk'ten başka bir şey diye düşünmek imkânsızdır.
Bu şartlar içinde Türk tarihinin iki büyük şahsiyeti olan Çengiz Han ile Temir Bek'i Türk'ten gayrı ve hele Türk düşmanı olarak görmek, göstermek ve düşünmek tarihi tahrif etmekten başka bir şey değildir. Özellikle Tatar kelimesini Moğol veya gayrıtürk bir millet anlamında kullanmak hiçbir şey bilmemek demektir.
Türkler, Türk tarihinin birinci sınıf insanlarından bazılarını tenkit etmek, beğenmemek, sevmemek hakkına maliktirler. Fakat hanedanlar arasındaki rekabetler dolayısıyla bunlardan birini tutarak onun hasmını millî düşman diye ilan edemezler. Irk davalarında coğrafyanın hiçbir değeri yoktur.
Türkler'den bazılarını millî düşman diye göstermek hem tarihi değiştirmek, hem de yarınki Türk birliğini baltalamak olur. Bu baltalama, tarihî düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmektir.
bir rivayete göre cengiz han dogdugunda avucunda kan vardı. moğollar günümüzde hala bi efsanenin peşinden koşmaktadırlar. onlara göre yine avucunda kanla bi bebek dogacak ve dünyaya gereken cezasını verecektir.
bu başlık altındaki tartışmalarda herkesin üzerinde uzlaştığı gerçekler şunlar;
* cengiz ırk olarak türk'tür.
* cengiz adı türkçe "deniz"in yerel lehçede bir versiyonu, yani türkçe'dir.
* cengizli devleti'nin ordusu ve bürokrasisi türk'tür.
* cengizli halkı nihayetinde türkleşmiştir.
cengiz han in kesinlikle türklerle akrabaligi vardir. sonucta ayni cografyayi paylasiyorduk ve türkce bildigi söylenir. bircok kaynakta annesinin de türk oldugu iddia edilir.
sözlükte öyle tarihçiler var ki; cengiz han'ı cenhiz han'dan bile iyi tanıyorlar...
çin'de ve rusya'da sayısız belge ve kanıtlar var ama sadece şu yeter;..
adam kendisi demiş; ''ben türküm''
peşin edit: cengiz, islam imparatorluğuna ölümcül bir darbe indirdiği içindir ki, yüzyılllarca osmanlı tarihçileri tarafından moğol olarak lanse edilmiştir.
bilinçaltımızdan kaynaklandığını düşündüğüm zihniyet. türk olmasa bile, orospu çocuğunun teki olsa bile orta asya'dan çıkmış birisinin -çoğunluğu türk kökenli bir ordunun yardımıyla- dünyanın gelmiş geçmiş en geniş topraklara sahip imparatorluğunu kurması farketsek de farketmesek de gururlandırıyor bizi.
bu konuyu zamanında çok konuştuğum bir arkadaşımın bu konuda ilginç bir iddiası da vardı; ona göre cengiz'e duyulan bu sempatinin bir kaynağı da torunlarının (özellikle hulagu) arapların anasını ağlatması. ne alakası var diyeceksiniz tabi, bizim arkadaşa göre sebebi şuymuş:
biraz araştırma yapanlar bilir ki ki biz türklerin islamla tanışması öyle lise tarih kitaplarındaki gibi ''türkler 750 yılında talas savaşı nda arapları destekledi, sonra da topluca müslüman oldu'' tarzında olmamıştır. Arapların, emeviler zamanında orta asya ya saldırarak 100.000 civarında türkü öldürüp bir o kadarını da kadın ihtiyar çocuk demeden boklu bedevilere köle diye dağıtması, şehirleri çekirge sürüsü girmiş gibi yağmalaması (bkz: talkan ve curcan katliamı) müslüman olan türklerden bile '' siz numaradan müslüman oldunuz'' diye cizye alması gibi (islamı yayıyorlar abisi) şerefsizlikler türk halkının bilincinde kuşaktan kuşağa geçecek bir ''arap nefreti'' oluşturmuştur. emevilerden sonra başa geçen abbasilerin emeviler kadar hayvan olmaması ve türklere hak ettikleri değerin verilmesi bu kini azaltmışsa da yok edememiş ve moğolların 1258'de araplara tarihlerindeki en büyük soykırımı yaşatması da türkler tarafından bir ''intikam alma'' olarak kabul edilmiştir.
hatta arkadaşım daha da ileri giderek şimdiki abd-israil'i de bu gruba katıyor ve arapların ettiklerinin cezasını çektiğini söylüyor.
her uzak doğulu insana "japon" diyen zihniyetle aynı zihniyeti paylaşmaktadır. belki cengiz han'ın türk olması onu mutlu ettiği için kendini buna inandırmıştır yada bu konuda yanlış bilgilendirilmiştir.ama onlara bi çift lafım var : konu hakkında bir kaç kitap okudum ve baya bir araştırdım gerçekten türk değil arkadaşım.. ama sana iyi bir haber annesinin türk olduğu söyleniyor.en azından "hee ben demek ordan karıştırmışım" diye yırtarsın belki. hadi gene iyisen hee. Ayrıca timur da türk değildir.
Yanlış zihniyettir kötü niyetli değildir bir ara bende bu zihniyetin içinde bulunurdum*
Cengiz han ve Moğolların türk olduğunu düşünen insanlar vardır ne yazık ki çünkü Moğollar ve türkler yaşam tarzı birbirine benzeyen iki kavimdir bunun için hep karıştırılır.
Cengiz han ın babası moğol iken annesi moğol boylarından Merkit soyundandır.