bu vatanın ekmegini yiyen, suyunu içen, toprak parçası üzerinde oturan ama asıl yeri burası olmayanların gerçekleştirdiği şerefsizce ve saygısızca dile getirilmiş söylem.
türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde kendisini bu devlete ait olarak görmeyen, nüfus cüzdanını bile kabul etmeyen insanların olduğunun bir göstergesidir.
normal şartlar altında artık avrupa birliği tantanası yüzünden iyice sulandırılan "düşünce özgürlüğü" olayı ile bir alÂkası olmayan slogandır bu. "adamlar senin devletinde yaşamak istemiyorlar demek ki" diye bir savunma anlayışı kabul göremez. eğer bu sloganları atan insanların başlarına a.b.d. füzeleri yağmıyorsa bu, bu sınırlar içerisinde oldukları içindir.
hemen yanı başlarında bir iç savaş var, bir de a.b.d. kuklası bir kürt oluşumu.
her halk hakettiği düzende yönetilir. eğer denizlerden uzak, tüm komşuları tarafından her Ân işgÂle uğraması mümkün bir devletin(!) vatandaşı olmak istiyorlarsa sktir olup gitsinler. ama bu ülkeden toprak alarak, kopararak değil.
bu ülke, emperyâl güçlere karşı ölümüne savaşarak kurtarıldı. birkaç hain istedi diye ülke bölünemez.
Tayyip Erdoğan, Diyarbakır da "Ne mutlu Türküm derseniz birileri de çıkar Ne mutlu Kürdüm der" dediğini önümüze koyup düşünmemizi gerektiren olaydır. Bir ülkenin başbakanı bu açıklamayı yaparsa ardından da bunlar gelir. imam osurursa cemaat sıçar.
olay küfredilesidir. yalnız sadece küfür edip sinirlenmek ne kadar etkilidir?
benzer olaylarda provakatörlerin işi kotarma şekli incelendiğinde, görülenler şu şekildedir.
o şehir veya yerleşimde belli bir etki kurulur. bu etki, sindirme, tehdit veya maddi çıkar vaadi ile sağlanmıştır.
sonra halk dükkan dükkan, ev ev, gezilerek gösteriye katılması sağlanır. tabi organize dernek veya kuruluşlarda buna katkı yapar, çünkü o amaçla kurulmuşlardır.
provakatörler topluluğun farklı kesimlerinde, pankart açma, slogan atma işlerini organize eder. hatta bunlardan birkaçı yöresel kıyafetler giymiştir. asıl büyük kitle ise sadece kalabalık sağlama durumundadır ve korku içindedir
bu şekilde asıl amaç olan, basında yer alıp hezeyan yaratma ve bir bölge halkının üzerine tepki göndermek işi başarılmıştır.
bu tür çalışmaların artırılması ile bu öfke daha da büyütülmeye çalışılır. amaç tabi ki, her ulusta var olan farklılıkları ön plana çıkartıp, ülkeyi iç savaşa sürüklemektir. ( burada "hahaha işte devlet söylemi" falan filan diyenlere, özel savaş yöntemleri konusunda araştırma yapmalarını öneriyorum. bu yöntemler yüzyıllardır değişmemiştir. ancak kullandıkları araçlar değişmektedir.)
olay daha ileri boyuta taşındığında, yani güvenlik güçleri olaya müdahale ettiğinde ya da aynı görüşte olmayan kitlelerle çatışma çıktığında, bu provakatörler profesyonelce ortamdan uzaklaşır. çoğu zorlamaya dayanan çeşitli yöntemlerle oraya toplanmış halkla, devlet arasında istenen husumet sağlanmıştır. güvenlik kuvvetleri sertleştikçe olay daha da büyüme eğiliminde olacaktır.
olayın daha büyümesini sağlamak ise kolay, kolay olduğu kadar da acımasızdır. acıma aranması abestir. çünkü provakatörlerin temsil ettiği taraf, sizinle gizli bir savaş durumundadır.
bu ve bunun gibi olaylar bize gösteriyor ki olası bir kuzey ırak operasyonunda içeride de çok canlar yanacaktır.bazı milliyetçi arkadaşlar ırak'a girmemiz gerektiğine dair fikirlerini beyan ederlerken bu gibi olayları görmezden gelmektedirler.kuzey ırak'a girmekle birlikte kaybedeceğimiz ekonomik istikrar bir yana,vereceğimiz şehitler ve bir çok olağan üstü hal bölgesi de bunlara eklenecektir.kimi şehirlerimizde sokağa çıkma yasağı boy gösterecek,halkla asker birbirine girecektir.
belki komplo teorisi gibi gözüküyor ama bu tür olaylardan çıkardığım sonuç da budur...
bunun devaminda atilan "sehitler olmez kurdistan bolunmez" slogani vardir ki katilanlarin IQ seviyesi hakkinda fikir verir. olmayan birsey nasil bolunsun birader?
arkasında milyonlarca türk genci varken mehmetcigin hala neyi neden beklediğini tekrar hatırlatan slogan. dag gibi türk ordusu hala neden bekliyor? neyi bekliyor? yok efendim teror dediğin arkasında başka güçler var onlara dokunamayız ,sam amcaya ne deriz gibi bahanelerinden sıkıldık artık. birşey yapın , yapın ki bizde bağımsız olduğumuzu hissedelim.
alaallalalalalalalallalaalal tekbiiiiiiiiiiiir..
ya sev ya terket..
ne mozaiği ulan..
işte gördünüz vatanı bölmeye çalışıyorlar..
birbir taksimde asıcaksın hepisini..
evet evet böyle yapmamızı gerektiren bir slogan bu evet evet.
bunu söyleyenlere şunu hatırlatmak istiyorum; "anamız amele sınıfıdır, yurdumuzun bütün cihandır bizim." bunu hatırlayanlar ne demek istediğimi anlayacaktır, bu nedenle her iki tarafın faşistlerine bin selam ederim.
bazıları tarafından, yine kürt faşizanlığı yapan hasan cemal'in kitabından alıntılarla meşrulaştırılmaya çalışılan hayasız slogan. hasan cemal zaten köşe yazılarındaki tavrıyla, kürtler kitabındaki başı ve sonu tutarsız üslubuyla, * sürekli sözde ermeni soykırımı ve kürtlerin bağımsız devlet kurma ideolojilerini destekleyen fikriyle ne olduğunu belli eden birisidir. sen şanlı türkiye cumhuriyetine pkk ağzıyla tc diyemezsin, hele o yüce devlete faşist hiç diyemezsin. ayrıca;
"tc"; kavramının faşizm ile eş anlamlı tutulduğu kürt bölgelerinde söylenen, kanımca kahrolsun faşizm biçiminde okunması gereken slogandır.
Neden "kahrolsun faşizm"; biçiminde okunmalıdır?
Öncelikle Kürt bölgelerinde yaşayan halkın, "tc" kavramı ile somutladığı şey, kurtuluş savaşı sonrası kurulan ve modernizm idealinin ürünü olan türkiye cumhuriyeti değil, tarihselliği bir yana bırakıldığında en az 30 yıldır süren kirli savaşta onların karşısında duran, varlığını inkar ederek imha politikası güden şovenist, militarist ideoloji-kurum-pratiklerdir.
tc'nin neden "faşizm" olarak okunması gerektiğini hasan cemal'in Kürtler kitabından bir bölümle anlatmaya çalışalım:
Hasan Cemal, "Felat Cemiloğlu'nun başından geçenleri ilk kez bir Diyarbakır akşamında 1990'lı yılların başında kendi ağzından dinlemiştim" diyor. Cemiloğlu, "Hapishaneden çıktıktan sonra genç olsaydım, dağa çıkardım" diye başlıyor sözlerine.
işte anlattıklarının son bölümü:
"Seni psikolojik olarak çökertmek, yıkmak için her şey yapılırdı. Kapının önüne çıkararak cop sokmak....Seyredene de o copu yalatırlar. Kusarsan, öbürüne yalatarak yeri temizletirler.
PKK'nın ismini daha önce hiç duymamıştım.
içeri alındıktan sonra öğrendim. O zamana kadar biz bu örgütü 'Apocular' diye bilirdik.
Bu anlamda siyasetle hiç ilgilenmemiştim.
Dişlerimin çoğu sallanıyordu. Neden mi? Çünkü hep kalas dayağı vardı ceza olarak. Aç ağzını derlerdi, kalası getirir, iki elleriyle tutar ve küt
diye çenenin altından yukarı doğru vururlardı.
O kalın kalası çenene alt taraftan yedin mi, eğer tecrübesizsen dilini ısırırsın. Tecrübeliysen dilini ısırmazsın ama bu sefer de dişlerin birbirine girer. işte böyle bir şey. Bana bir gün bir avuç bok yedirdiler de, sallanan dişlerimden kurtuldum!
Tek ayak üstünde, duvar dibinde duruyordum. Ceza! Ama bir süre sonra yoruluyorum. Ayağım düşüyor yere, tutamıyorum. Emre itaatsizlik!
Cezası: Duvarın dibinde, kanalizasyonun kapağını kaldırdılar, bir avuç bok alıp ağzıma attım. Sonra ağzımda pislik, hazır ola geçtim, öylece duruyorum.
Kıpırdamak yok. Temizlemek yok. Yere tükürmek yok. Öylece ağzın kapalı, kımıldamadan ayakta, hazır olda bekliyorsun.
Bir süre sonra bıraktı, içeri girdim.
Elazığlı arkadaş. ismi Ramazan. Allah razı olsun, bazı dişlerimi iple çekti. Çünkü temizleyemedim dişlerimi...Altın kaplama olan iki dişten birini cebine attı, birini bana verdi hatıra olarak. Hapishaneden çıktıktan sonra ilk işim dişçiye gidip takma diş yaptırmak oldu.
Sekiz ay yattım, Diyarbakır E Tipi Askeri Cezaevi 33 No'lu koğuşta.
Elli beş yaşındaydım.
Sekiz ayda 18 kilo verdim. iğne iplik kaldım. Çıktığımda kimse tanımadı beni."
yapılan yorumların insanı çileden çıkardığı olay. ya arkadaş sen zaten bi defa pkk piçlerine gerilla diyerek, mehmetçiğe tc askeri diyerek ne bok olduğunu belli ediyorsun, kusura bakma sen böyle konuştukça söylediklerinin zerre kadar değeri yoktur gözümde tıpkı senin de değerin olmadığı gibi. sil moderasyon, bunu da sil. şahsi görüş ya, polemik yaratacak ya bunu da sil.
bi de bazıları vardır. kıcını türk askerine emanet eder ama hala türk askerine bok atar. onlar da biberi hak eder. hem de kepçeyle. kepçe yetmez damperle...
bu arada sunu da söyleyelim; bazı arkadaslar bu olayı meşrulaştırmaya çalışıyorlar. bu mahlukatları mağdur durumda gösteriyorlar. aman ha! dilinize biber sürerler, dikkat edin, akıllı olun...
