çok büyük bir ihtimalle ya linç edilir, yada kalabalık tarafından darp edilir oradan uzaklaştırılır.
bence pek hoş olmaz, hem ölen için hem de kalan için pek hoş olmaz, musalla taşında yatan ile hayattayken bir hukukun olduysa ve bu işten zararlı çıktıysan en temizi allah'a (c.c.) havale etmektir.
Katıldığınız cenazede önce etrafı seyrediyorsunuz, gözü yaşlı insanlar, yakılan ağıtlar, böyle bir durumda hakkı helal etmemek mümkün değil. Merhametsiz olsanız bile o an kalbinize bir merhamet doğuyor.
o adamı anlamak çok zor olmasa, kendisine ciddi anlamda maddi veya manevi zarar vermiş birisine söyleyebileceği son sözü cemaat önünde dile getirme isteği son derece doğaldır.
ayrıca herkesi iyi bilmek zorunluluğu olduğunuda sanmıyorum, kimse durduk yere cenazede ölen birisinin arkasından hakkımı helal etmiyorum diye bağırmaz herhalde.
madem hakkını helal etmiyon cenazeye nie katılıyon be dayı. zaten cenaze namazını da kılmadın, ne işin var orda. adam öldükten sonra mı geldi aklın başına.
hakkını yanlış yerde yanlış zamanda arayan patavatsız adamdır. bir ortam hazırlanmış, bir senaryo yazılmış ve oynanmıştır. cenazeye saygısızlığını anlarım da kendisine olan saygısızlığını anlayamam. haklı iken haksız duruma düşmek tam da budur işte.
--spoiler--
Seleme ibn-i Ekva (r.a.) anlatıyor: Bir defasında Peygamberimizle birlikte oturuyorduk. Bir cenaze getirildi. Cenaze sahipleri:
- Ey Allah'ın Resûlü, cenazemiz var, namazını kıldırır mısınız? dediler. Peygamberimiz:
- Ölünün üzerinde bir borç var mıdır? diye sordu. Cenaze sahipleri.
- Hayır, borcu yoktur, diye cevap verdiler. Peygamberimiz:
- Bir dünyalık bıraktı mı? diye sordu. Onlar:
- Hayır, bir şey bırakmadı, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz cenaze üzerine namaz kıldı. Başka bir zaman bir başka cenaze getirilmişti. Cenaze sahipleri Peygamberimizden cenazelerine namaz kıldırmasını rica ettiler. Peygamberimiz:
- Ölünün üzerinde borç var mı? diye sordu. Onlar:
- Evet, var, dediler. Peygamberimiz:
- Bir dünyalık bıraktı mı? diye sordu. Onlar:
- Üç dinar bıraktı, dediler. Peygamberimiz bunun da namazını kıldı. Sonra üçüncü bir cenaze getirildi ve:
- Ey Allah'ın Resûlü, cenazemiz var, namazını kılsanız, dediler.
Peygamberimiz yine sordu:
- Ölü bir dünyalık bıraktı mı?
- Hayır, bırakmadı, dediler. Peygamberimiz:
- Ölünün borcu var mı? diye sordu. Cenaze sahipleri:
- Evet, üç dinar borcu var, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz:
- Haydi, cenazenizin namazını kılın, buyurdu (da kendileri kılmak istemedi). Bunun üzerine Ebû Katade adındaki sahabi:
Ey Allah'ın Resûlü, cenazenin namazını kılınız, borcu benim üzerimedir, (yani borcunu ben ödeyeceğim) diyerek kefil oldu. Bunun üzerine Peygamberimiz bu cenazenin de namazını kıldı."
Dârekutnî'nin rivayetine göre, Hz. Ali diyor ki: ''Bir cenaze namazı kılınmak için getirildiğinde Peygamberimizin adeti, ölünün geçmiş hayatının hiçbir safhasından sormaz, yalnız onun borcu var mıdır? derdi."
--spoiler--
enteresan gelişen bir olaydır. bu değilde allah rahmet eylesin adam ünlü biri falan değil kamera ne gezer. bu iş tamamen şov için komşu tarafından yapılmış. vay arkadaş.