ölen ateistin ardından cenaze namazı kılınması durumudur. ruhuna fatiha denir ama tabutta ki vatandaş ruhlar alemine inanmadığı için havaya okunmuş bir fatiha olur *
dini dayatmanın bir başka örneğidir. inançlı yakınları onun için üzülmektedirler. onun günahlarının affedilmesi için yalvarırlar. halbuki o çok rahattır.
inanç dediğimiz olgu, kulların sorgulayıp yargılamayacağı bir kavram olduğuna göre, sadece yaradan ve kul arasında ve sadece yaratıcının bildiği bir durumdur. kim ölümden sonraki yaşamın nasıl olacağı hakkında ahkam kesebilir ki...
er kişinin cenaze namazı kılınması için müslüman olması ve müslüman olduğunu yaşarken bildirmesi, belli etmesi gerekir. müslüman olduğuna dair şahit gerekir. lakin amaç paradoks yaratmaksa, ben s.ktir olup gideyim.
cenaze namazını kılanları imansız bıraktıran aiteistir. allah a imanmayan bir insanı allah ın emirleriyle uğurlayanlar allah la alenen alay etmiş olurlar. bu din çocuk oyuncağı filan değil.
vasiyetinde kılmayın diye belirtmemiş ateisttir. illaki yazılı vasiyet olmak zorunda değildir, sözlü vasiyetinde belirtmemişse ve ailesi müslümansa kılınmıştır kılınabilir de. sözlü veya da yazılı vasiyetinde belirtmesine rağmen Kılınması gibi bir durum söz konusu değildir. ailesi kıldırırsa da ailesinin terbiyesizliğidir. Din vicdan özgürlüğü anayasa vs ne alakası var şimdi allah aşkında. Tamam Atatürk'ün kurduğu Türk cumhuriyetini ve onun çoğunluğu müslüman olan insanlarını aşağılamaya yer arıyorsunuz da bu kadar da olmaz dedirtir.
uzun yıllardır tanıdığım bir insan. severdim ki; uzun yıllardır beraber takılıyorduk. insanları dinine göre falan yargılamam. işim olmaz böyle safsatalarla.
bu arkadaş ateist olduğunu yeri geldiği zaman belirtirdi ortamda. inanmadığını söyler ve içindeki inanç durumuna bilemeyeceğimizden dolayı kendisini böyle kabul ederdik. inanmayan adama zorla inandıracak halimiz yok, neysen o'sun arkadaş. yeter ki insan ol, canımızı ye.
bu arkadaşımız yaklaşık 2 sene evvel bir rahatsızlıktan ötürü vefat etti. inançsız olduğunu evdeki ailesine açamamış olacak ki; muhafazakar bir aileden de geldiğinden dolayı derhal cenaze işlemleri başlatıldı. en yakın zamanda, en yakın camide kendisine bir cenaze namazı ayarlandı. yıllardan beri dostum olan kişiye yapılmış bir seramoniye gitmemek olmaz düşüncesi ile cenazedeki yerimi aldım. ailesine baş sağlığı diledim. o'na karşı vefasız olmazdım.
o gün anladım ki; arkadaşı herkes iyi biliyormuş, 3 defa haklarını helal de ettiler ve defnetmek amaçlı olarak topluluk yola koyuldu. mezarlığa varıldı, ben dahil bir sürü erkek naaş yerine konulduktan sonra küreklerle toprağı boca ettik yıllarca ateist olduğu konusunda taviz vermeyen arkadaşın üzerine. gömdük rahmetliyi. işimiz bitmişti. sonra herkes dağıldı, kimisi üzüntüden dağıldı kimisi de evine doğru.
tarih bugün, aklıma geldi ve bunları sözlüğe yazdım. rahmetli ateistti ama islami usüllere uygun olarak defnedildi. peki yapılan doğru muydu yoksa yanlış mıydı? ne diyeceğim bilmiyorum bu konuda. tıpkı cenaze namazı kılınırken ki acayip hissiyat nedeniyle hiçbir şey söyleyemediğim gibi.
rahmeti ve mağfireti ateisti bile saracak kadar geniş yaradandan bağışlanma dilenen ateisttir.
belki son nefeste imanlı gitmiştir.
ve belki kendisini iyi bilen ve kendisini helallik ile uğurlayanlar için o da bağışlanma dileyecektir.
mutlu olacak ateisttir. namazdan değil, insanların onu uğurlamasından.
ben mesela istemem kimse dua etsin, benle olan hoş anlarını düşünsünler o insanlar içlerinden.
ben öyle yapıyorum mesela. cenaze namazına gidiyorum sevdiğim bir insanın. hareketlere uyuyorum harfiyen ama dua bilmiyorum. bilsem de etmem zaten. içimden o insanla geçirdiğim güzel şeyleri düşünüyorum, hüzünleniyorum, onu anıyorum.
azıcık konuya vakıf olanları gülümseten olaydır. adam kendi küçük dünyasında eser coşar ateistim medeniyim özgürüm diye. bir bakarsın musalla da. gerçi ölünün ardından gülmek yakışık almaz. ama ne varki vaziyet hakkaten komik. hiç de öyle özgür falan değilmişsin sevgili mefta arkadaşım. hatta derin paradokslar varmış içinde. demekki hakkıyla inancını haykırıp kendini musalladan uzak tutamamışsın. hani içinden kıvrım kıvrım kıvrandıysan, tereddüt ettiysen eğer inançlarını ortaya koymakta sende de ikiyüzlülük, eyyamcılık varmış be arkadaş. yani o kadar da omurgalı değilmişsin . ha her zaman böyle değil. bazen aileler yakınlarının durumunu kabullenmezler. ele güne karşı ne denir sonra. belki de ali ismail korkmaz ın durumu da böyle olsa gerek. yazdıklarıyla din ve vicdan hürriyetini olabildiğince kullanmaya çalışmış. sonra sen gel hooooop musallaya kon. bilemezsin ki belki te part-time ateistti. olur mu olur. bu kulaklar neler duydu. neyse gevezeliğin lüzumu yok. belki de atalarımızdan miras olan meftaya saygı merasimi olarak görüldüğü için vazgeçilemiyor diyelim. sonuçta elin ecnebisinin kilisesine gidecek değil ya cenazemiz. hepsi ışıklar içinde yatsın.
asla bunlardan biri olmak istemiyorum. eşime, kardeşlerime, dostlarıma söylüyorum cenaze namazı gibi saçmalıkları istemediğimi. vasiyet olarak da yazacağım.
cesedimin başında arapça bir şeyler okunmasına gerek yok. türkçe yada boşnakça beni iyi hatırladıklarını belirten sözler söylesinler yeter. zaten ahiret gibi bir inanca da sahip değilim.