resitpasa'da oturan kepçe kulaklı bir kız.
8 yıldır benimle dost kalmayı başaranlardan.
2 yıl görmemiştik birbirimizi, metroda karşılaştığımızda sakin geçen gün yanyanaymis gibi ayaküstü sohbet etmistik.
gelir bende kalır saçmalar ve gider.
bugün çok üzgündü. sigarayi uzattı içimden bu ikrami geri çeviremem diye ikna ettim kendimi. sigara bitti.
çok kızgın özündeki sorunu aile. mutsuzdu.
şefkatimi seviyordu. birden bana ölsem de keşke beni sen doğursan, dimi isterdin diyor. uzanmış onu izliyorum. tişörtumu kaldıriyor kafasını içine geçirip karnımda yatıyor. gözyaşları sıcak sıcak karnıma değiyor. başını okşuyorum. güldürdum bir kaç saat, işim buydu aslında.
bir şişe verdi giderken, içinde ne yazıyor notun bilmiyorum. açmadım.
cemile böyle bir kız.
kırgız yazar cengiz aytmatov u hep bir türk olarak görmüşümdür. şimdiye kadar toprak ana, beyaz gemi, gün olur asra bedel, cengiz han'a küsen bulut ve en son cemile romanlarını okudum. artık iyice farkına vardım aytmatovun üslubu cumhuriyet dönemi romancılarımıza çok benziyor. reşat nuri, halide edip, mehmet rauf... kan çekiyor galiba. cemileye gelelim;
--spoiler--
kocası askerde olan genç ve güzel bir kadının, kayınbiraderi ile beraber kolhozda (köylülerin tarım işlerini halletmek için kurduğu kooperatif sistemi) çalışmaya başlıyor. savaş olduğu için erkeklerin hepsi askerde. işleri yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve savaşta yaralanıp geri gönderilen askerler yapıyor. işte bu askerlerden biri olan danyar, cemile ve kayınbiraderi ile beraber istasyona tahıl taşımaya başlıyor. içine kapanık, çekingen ve neredeyse hiç konuşmayan danyarla; işveli, güzel, neşeli cemilenin hikayesini anlatmış aytmatov. iki insanın birbirine içten içe nasıl bağlandığını ve bir anda nasıl körkütük aşık olduklarını anlatmış. kadın evli, kocası asker ve hikaye kayınbiraderin ağzından anlatılıyor. ama asla kayınbiradere kızamıyoruz. danyarla cemilenin aşkına şahit olup sesini çıkarmamasına, hatta onların beraber olmasını istemesine kızamıyoruz. normalde böyle bir insan değilimdir ama aytmatov o kadar sade ve güzel yazmışki ben bile cemile ve danyarın safına geçtim.
--spoiler--
2008 yılında vefat eden aytmatova allah rahmet eylesin.
Bugün fırsattan istifade okumuş bulunduğum cengiz aytmatov eseri.
Roman diye başladım, fakat sanırım öyküymüş. Hakkında biraz fikir edinip başlamamış olmamın hüznünü yaşıyorum şu an.
Okumamın üzerinden bir saat geçti neredeyse, fakat cemile'yle ilgili bir hissizlik var üzerimde.
--spoiler--
Louis aragon ön sözde, cemile için dünyanın en güzel aşk hikayesi demiş. Acaba çeviri güzel değildi de o yüzden mi bayılamadım bilmiyorum. Daha önce de mutlu sonla biten aşk öyküleri okudum fakat bir yavanlık var gibiydi. Sanki bu aşk safhası biraz kısa kalmış, şöyle Sadık bunların arasına girseydi, güzelce bir acı çekselerdi de öyle kavuşsalardı. Acısız aşk mı olur yahu?
bilemedim. Puanlama yapmak haddime olmadığı için yapmayacağım.
--spoiler--
cengiz aymatov un okudugum ilk eseri.
o yuzden benim icin ozel.
yıllardır hep duyardım cengiz aymatov soyle guzel yazar, boyle guzel yazar.
ilk defa okumak bugune kısmet oldu.
louis aragon bu eser icin "dunyanın en guzel aşk hikayesi" demis.
cemile şen şakrak, ici dısında bir kadındır.
bir de koyde yabani, kimseyle muhattap olmayan, kendi halinde bir adam vardır.
bu yabani cemile ye vurgundur. hep bakıslarını kacırır ondan. cemile yabaniyi ciddiye almaz ve hep sakalar yapar ona.
derken gel zaman git zaman, tarla yolunda icli sesiyle turkuler okumaya baslayan yabani cemile nin kalbine yavas yavas girmeye baslar. bu adam dunyanın en guzel sesine, en guzel yorumuna sahiptir. cemile de bakıslarını kacırmaya baslar yavas yavas.
maneviyat uzerine bir kitap. bir aşkın nasıl ilmik ilmik dokundugu uzerine bir kitap.
cemile nin yanında gezen ufak cocuk der ki eserin bir yerinde "cemile kendine en zor aşkı secti. kim bilir onun yamacında ne buldu? belki artık hayatta cok yorgundu, onun koynu ona cennet gibi geldi. onların bu buyuk aşkı beni mutlu ediyor."
kucuk cocuk daglara kacan cemile ve yabaninin resmini yapar yıllar sonra ilk resim odevinde guzel sanatlar okulunda. ogretmenleri resimin teknik acıdan eksikleri oldugunu soyler. kucuk cocuk der ki "bu resim hayatımın geri kalanında bana guc verecek.."
Yabancı bir yazar tarafından, dünyanın en güzel aşk öyküsü olmaya layık görüldüğünü üniversite sınavına hazırlanırken çözdüğüm bir paragraf sayesinde öğrenmiştim; hiç unutmam.