Ziya Gökalpe karşı yönelttiği ağır eleştirileri Bu ülkeden sansürlenerek çıkarılmış yazar. Lakin irfana kaçış, yunana kaçış, irana kaçış, mutlaka kaçış ve batıya kaçıştan sonra turana kaçış gelmesi gerekmektedirki o bölüm ilk baskı dışındakilerde bulunmaz.
ismail yk gibi yakışıklı(!) organizmalarla beyni bulandırılan, yüzeyselleğin de yüzeyine vuran yeni nesile anlatılması, okutulması gereken büyük yazar, ilim insanı...
Türkiyenin görmüş olduğu en "aydın" yazarlarındandır. Bu Ülke adlı eseri kesinlikle okunmalıdır, ayrıca Umrandan Uygarlığa da boş geçilmemelidir. Üslubu çok etkileyicidir genellikle devrik ve kısa cümleler kullanır. Kızı olan Ümit Meriç de alimden zalim olmaz sözünü kanıtlar.
"her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?"
pertevniyal lisesinin mezun vermiş olduğu büyük düşünür..büyük fikirleri büyük hayalleri vardır..vefat ettiğinde kitaplığında bulunan 10010 kitap kızı ve oğlu arasında 5005'er şekilde paylaştırılmıştır..kitap sevgisi için gözlerini feda etmiştir..*
12 Aralık 1916'da Hatay Reyhanlı'da doğdu. Hatay Lisesini bitirdi. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girdi. Öğrenimini tamamlayamadan Hatay'a döndü. Bir süre ilkokul öğretmenliği ve nâhiye müdürlüğü, Tercüme Kaleminde reis muâvinliği yaptı. istanbul Üniversitesi Edebiyât Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyâtı bölümünü bitirdi. Elâzığ Lisesinde Fransızca öğretmenliği yaptı (1942-45). istanbul Üniversitesi yabancı diller okulunda okutman olarak çalıştı (1946). 1955'te gözleri görmez oldu. Fakat talebelerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü. 1974 senesinde istanbul Üniversitesinden emekli oldu. 13 Haziran 1987 günü istanbul'da vefât etti.
Cemil Meriç'in ilk yazısı Hatay'da Yeni Gün Gazetesi'nde çıktı (1928). Sonra Yirminci Asır, Yeni insan, Hisar, Türk Edebiyâtı, Yeni Devir, Pınar, Doğuş ve Edebiyat dergilerinde yazılar yazdı. Cemil Meriç, gençlik yıllarında Fransızcadan tercümeye başladı. Hanore de Balzac ve Victor Hugo'dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu gösterdi. Batı medeniyetinin temelini araştırdı. Dil meseleleri üzerinde önemle durdu. Dilin, bir milletin özü olduğunu savundu. Sansüre ve anarşik edebiyâta şiddetle çattı.
Cemil Meriç 38 yaşında iken gözlerini kaybetti. O dönemden itibaren de çalışmalarını sürdürdü. doğrunun peşinde koşan bir cengaverdi sanki.
Cemil Meriç, miskinler tekkesi olarak kabul ettiği fildişi kulelerin dışındaki aydın olacakken, fildişi kuleye sığınmak zorunda kalır. Yıllarca fildişi kulesindedir, yıllarca yalnız. Kavganın dışındadır, fikir ve sanat kavgasının. Politikadan da, kurtarıcılığına inanmadığı için kaçar.
Cemil Meriç in yeri hep kütüphane oldu. Kütüphanesinde Don Kişot'luk yapar sanki. Argoya, arenaya, ateş hattına, politikaya hiç inmedi.
70 li yıllarda fildişi kulesinden çıktı. Makalelerinde, yayımladığı eserlerde Asya nın Avrupa ile hesaplaşmasına tanık oluruz, 150 yıldır gölgeler aleminde yaşayan ve insanından kopan aydının trajedisini izleriz adım adım; kaypak, müphem, tarif edilmemiş, Avrupa nın emellerini dile getiren ama bizim şuursuzca benimsediğimiz mefhumlar, ideolojiler, sloganlar... aydınlığa kavuşur tek tek gözlerimizin önünde.
Eserleri: Umrandan Uygarlığa (1974), Kırk Ambar (1983) isimli eserleriyle iki defâ Türkiye Millî Kültür Vakfı ödülünü kazandı. Hint Edebiyâtı, Saint Simon, ilk Sosyolog, ilk Sosyalist, Bir Dünyânın Eşiğinde, Bu Ülke, Mağaradakiler, Bir Fâciânın Hikâyesi, Işık Doğudan Gelir ve Kültürden irfana başlıca eserleridir.
Aldığı ödülleri: Kırk Ambar adlı eseriyle "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülü, Ankara Yazarlar Birliği Derneğinin"Yılın Yazarı", Kayseri Sanatçılar Derneğince, "inceleme", Kültürden irfana adlı eseriyle, Türkiye Yazarlar Birliği "Yılın Fikir Eserleri" ödüllerini aldı
ilerleyen yaşlarında gözündeki rahatsızlık artmış ve kör olmuştur. ancak kitap yazmayı bırakmamıştır. kitap okumalarında kızı yardım etmiştir. bu ülke, Jurnal 1-2, mağaradakiler, kırk ambar 1-2, Umrandan Uygarlığa, Bir Dünyanın Eşiğinde gibi eserleri vardır.
"her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?" demiş üstad taa o zamanlardan günümüzü görmüş.