“Ama ben bu kadar acıyı sen de başkalarına benzeyesin diye çekmedim. Sana kırgın değilim, yalnız attığın her yanlış adım dünyamın bir sütununu deviriyor. Dünyamın, yani senin dünyanın. Hafızanda çatık kaşlı bir hatıra olarak yaşamak istemezdim. Sana dayanabilsem harabeler içinde yeni bir kale kurabilirdim kendimize. Olmadı. Olmuyor. Bu kitapların da, fedakarlıkların da kimseye faydası yok. sen de koş, sen de düş, sen de yaralan. Kalbimin duracağı bahtiyar güne kadar seninle beraber yaralanmaktan başka ne yapabilirim?” -Jurnal
"Tarih, Tanzimattan başlayarak tepeden tırnağa değiştirilmelidir. Tarih kitapları Haçlıların en büyük zaferidir." diyen, âmâ olmasına rağmen geleceği hepimizin çok çok üstünde gören 20. Yüzyılın tek yerli mütefekkiri.
"kadın küçük bir mahlûk mudur, adi midir, fani bir zevk vasıtası mıdır? evet. o halde koklar
geçersin. o halde manastıra çekilirsin. o halde homoseksüel olursun. böyle pespaye bir
yaratığa ikbalini, servetini borçlu olmak, adiliğin ta kendisi. erkek, erkekle boğuşmalı. kadın
tanrıyı mı temsil eder, hayatın manası mıdır? o halde ondan yalnız onu isteyeceksin. kadın
bunların her ikisi de olabilir. aynı zamanda her ikisi de. bakacaksın. paros mermeri kadar
güzel bir göğüste, bir hizmetçi kız kalbi taşıyorsa, yüzüne tükürür uzaklaşırsın.
uzaklaşamazsan öldürürsün. onu öldüremezsen kendini öldürürsün. kadın basamak olmaz.
en kirlisi en molozu, en kaşalotu bile."