bu dersim katliamı konusu da moda oldu. üstelik dillendirenler de aleviler'e olmadık iftiralar atan, soylarını kıran, canı-malı-ırzı helâldir diye fetvalar veren gerici-yobaz sünniler.
dersim isyanında olanları bilmemek kötü ama bilmeden atıp tutmak ayrı kötü. akla-mantığa sığmayacak yalanlara inanmaksa bambaşka bir angutluk örneği. neymiş efendim; 70.000 kişi öldürülmüş. lan, 17 ağustos 1999 marmara depreminde 25.000 kişi bile ölmedi. türkiye'nin en kalabalık yerlerinden birinde taş üstünde taş kalmadı. bundan 60 yıl önce dersim'in nüfusu kaçtı ki 70.000 kişi ölecek, eşşooleşşekler!
bu konularda carcar konuşanların hiçbiri alevi değil. ya ermeni-kürt kırması, sürgünden kaçmak için alevi olduğunu söyleyenler ya da neo osmanlıcılık yapan, soykırım piçleri. aleviler candır. böyle saçmalıklara gelmezler.
not: aleviler'e inançlarını öğretmeye çalışan sünni de ayrı bok yemektedir. sana ne lan! o, onların inancı. onlar sana "camiye girme" diyorlar mı?
sabah-akşam kızılbaş, mum söndü, alevilerin fiziksel özellikleri, alevi kızlarda ki akıl almaz rahatlık gibi başlık açanların, konu cemevlerine asılan atatürk resmi olunca dersim olaylarına dem vurarak alevilerin yanına geçmesi de, başlı başına düşmanımın düşmanı dostumdur ilkesiyle bağdaşmaktadır.
sittin sene önce ki dersim olaylarına dem vurup bunun faillerini araştıracağınıza daha dün olan madımak olaylarının faillerini bulsaydınız da cezalandırsaydınız. 6 aralık 2011 yani dün, madımak oteli katliamı için yargılama sürecinde zaman aşımıydı. haberiniz var mı?
şahsi fikrim, bu iş, afganların camilerine stalin resmi asması, yahudilerin havralara hitler resmi asması gibi bir garip durum iken, kaldı ki islam da hiç bir yeri yok iken, hiç olmaması gerektiği yönündedir. ortaya çıkışı ise, osmanlıya olan kin ve öfkenin neticesinde "düşmanımın düşmanı dostumdur" ilkesiye başlayan bir dostluğun sonucudur. tabi bu düşünceler beni bağlar. başta söylediğim gibi herkesin inancına hürmetimiz tamdır.
