ben senin geçmişini bilirim anlamına gelen bir deyim. hikayesi de vardır ve şöyledir: osmanlı imparatorluğu döneminde katibi umumiye'de çalışan bir memur, evrakların tasnif edilip depolanmasında kullanılan torbalardan birisini aşırıp evine götürür. ki bu torbaların kumaşları oldukça kalitelidir. eve götürdügü bu kumaştan kendisine bir iç don diktirir. gel zaman git zaman bir gün bu donu da üstündeyken çalışma arkadaşlarından birisiyle hamama gider. evrakların tasnif edildiği torbaların üzerinde evrakların hangi döneme ait oldugunu belirtir tarihler de vardır. bu beyimizin don diktirdiği kumaşta da "cemaziyülevvel" tarihini belirten bir yazı vardır ve silinmemiştir. arkadaşı hamam sefasında bu durumu farkeder ve fakat arkadaşı üzülmesin diye durumu çaktırmaz. yine gel zaman git zaman bu beyimiz memuriyette yükselir, makam mevki sahibi birisi olur. eski zamanlarda hamam sefası yapmışlığı olan arkadaşıyla birlikte, bir dost meclisinde "memurların faziletli olması gerektiğinden, ahlaktan, dürüstlükten" bahsetmeye, velhasıl üst perdeden atıp tutmaya, eski arkadaşını da küçük görmeye başlar. duruma daha fazla tahammül edemeyen arkadaşı da sonunda patlar ve "bey, bey! ben senin cemaziyülevvelini bilirim!" şeklinde serzenişte bulunur. ve bu söz zamanla deyimleşir...