bugün

“Bizi bir kamyona doldurdular.
Tüfekli iki erin nezaretinde.
Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular.
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar.
Tarih öncesi köpekler havlıyordu.
Aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk, o havlamalar, polisler.
Duyarlığım biraz da o çocukluk izlenimleriyle besleniyor belki.
Annem sürgünde öldü, babam sürgünde öldü.”

Cemal Süreyya - Dersim Olayları
"sen biliyormusun bakalim? Seni nice sevdigimi, uzerine titredigimi, geldigimi gittigimi, hadi." Hic unutmadim..
içlendiren yazar.
Bugün cemal süreya'nın bir akrabasıyla tanıştım sohbet ettik, bir sürü şey anlattı.
şiirlerinde huzur bulunan büyük şair...
'keşke yalnız bunun için sevseydim seni'. en sevdiğim şairlerden biridir.
tifitırda yazacak bir şey bulamayanların, zırt pırt şiirlerinden alıntı yaptığı baba şair.
bir de ''karı kız tavlarız ülen'' modunda takılan tiplerin çok sevdiğidir.
zira cemal süreya da az malın gözü değildir.
yine de,
bu kadınların hepsi tek bir kadın mıydı,
yoksa hakikaten bunca şiir yaratacak kadını tanıdın mı be üstat diye sormayı ister insan.
1956 yılında kaybettiği bi iddia sonucu soyadındaki y harfinin birini sildirmistir.
her okumanın bir adres verme girişimi olduğunu düşündüğüm şair ama insan... hem de en sıkı insan... "iki şey" şiirindeki acının şiire dönüşmesi durumu hep içimi acıtmıştır. "Peki" diyerek sustuktan sonra "şair neye dönüşür" derim. "Y"siz şairse gülümser. Hadi o zaman hatay meyhanesine... Defterleri taşırmadan doldurma zamanı...
iki şey: aşk ve şiir
bunlar kuşkuyla çiftleşir
bir şey eksiktir sanki
ve vakit vardır daha,
ikircikler içinde
sallamaz Eflatun’u
çünkü pazarlık
biraz bilgi işidir,
çığlık çünkü
avurtlarından değil
iliklerinden kopar
öksüz çocukların,
Ferazdak’ın savunması gibi
şeytansı, cesur,
silmeye çalışma yavrum,
iki şey: aşk ve şiir
mutsuzlukla beslenir biri
biri ona dönüşür

ikisi de
düzeltilmez
gelişir
hayatta olsaydı da bana şiirler okusaydı. * *
okadar çok seviyorum ki seni, yazdıklarını, bakış açını, aşklarını.
büyük şairdir vesselam.
Girdiği bir iddiayı kaybettiği için soyadındaki iki y'den tekini atmıştır.
karıya kıza çok düşkün olduğu için soyadı süreyya'dır. yeni doğum yapmış karısını hastanede bırakıp sevgilisine koştuğu bilinir.
ama ne önemi var, şiir yazıyordu ve kendisine malzeme lazımdı.
Hiç durmadı aşk dursa bile dünya,insanlar sevdiler hep bazı insanları...
Keşke yaşasaydı, karşılıklı oturup masaya iki kadeh koyup anlatsaydı sabaha kadar, hiç susmadan, nefes bile almadan konuşsaydı sadece.
az sayıda ama nitelik olarak diğer siirlerden cok cok üstün siirler yazan sairdir. üvercinka yazılmıs en iyi siirlerdendir hele. dinleyiniz.
Şiir okumayı sevmem hep sıkıcı gelir nedense. Ama Cemal Süreya başkadır.
aşktır. görmeden bile aşık ettirir kendine. bir kadeh şarap ve cemal süreyanın şiirleri uyuşturur insanın beynini. nasıl yazmış bu şiirleri diye insanı merak ettirir, nasıl duygulara sahip ki her biri birbirinden değerli şiirleri mısralara dökmüş. aşkı, sevdayı, acıyı her bir şeyi dibine kadar yaşatıyor.
liselilerin bazı abuk sabuk sözlerinin altına yazılan adam. yahu bırakın cemal süreya'ya bari bulaşmayın ergenler.
yanlış yazımı için; cemal süreyya

(bkz: keşke yalnız bunun için sevseydim seni)
göçün, sürgünün, adresin, adressizliğin şairi ama daha çok insan... Onu yakın dostlarından dinlemek bizzat onunla oturup sohbet etmenin lezzetini vermese de o hissi anlatabiliyor. Ölmek, acı çekmek, sürülmek artık zararsız bir dosttur. çünkü derinlerde büyüyen, bilinçlenen bir direniş vardır.

"Bir kırıldık,
daha da kırılırız.
Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.."
"gördüğün yerde sarıl bana"
Bostancı'daki Hatay Restoran'a ölümünden önce her gün gidermiş, paltosu ve çantası hala duvarında asılıdır. her ölüm yıldönümünde (9 Ocak) şiirleriyle anılır. Kadıköy'de yaşadığı sokağa adı verilmiştir. Aziz Nesin, Jean Paul Sartre ve Cemal Süreyya'yı dünyanın en küçük devletleri olarak nitelendirir. Çünkü ikisinin de bir devlet kadar birikimi olduğunu savunmuştur. Adressizlikten çok çektiğini söylemiş, çünkü 4 kez evlenip, 29 faklı evde yaşamıştır.

Uzaklardaydın oracıkta öbür kıtada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
demiş ki;
''belki de biraz geç rastladım sana. ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza.''
bir şair. şiirleri hiç güzel değildir. anlamsız öbeklerden oluşur. bok gibidir.
"canımla besliyorum, şu hüznün kuşlarını."
'...o gün başka renkte ağaracak biliyorum
ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
ne olur sanki biraz daha zaman verseniz
yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum.'' *