onu anlatmak adına şiirleri yardımcı olan, nitekim çoğu sözlük yazarının bu yola başvurmasına sebebiyet veren ulu kişilik, üstad...
sigara tutkusuna sigara yaktığım şairdir...
6 yaşında kaybettiği annesi için mükemmel bir şiir yazmıştır[beni öp sonra doğur beni] daha sonrasında anlattığına göre bütün kadınlarda annesini aramıştır. bir de taze çişi gelmiş kızları severdi[herhalde]. bunun dışında cennette nietzsche'ye marlyn monroe'yi uygun görmüştür.
"şimdi sen gidiyorsun. git.
Gözlerin durur mu, onlarda gidiyorlar. gitsinler
Oysa ben gözlerinsiz yapamam,bilirsin"
mısralarının sahibi büyük şair.TÜrk edebiyatında erotizm ve aşk sentezini en güzel şekilde gerçekleştirmiştir ve Cemal Süreya benim aklıma en çok, güzel bir kahvaltının tam ortasında çıkagelir, su lezzetli mısralarıyla;
"yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı"
türk şiirinin taşıyıcı kuvveti ikinci yeni'nin belki en iyi şairi değil ama en hayat dolu kişisidir.
şiirlerinde, yalnızlık ve umutsuzluktan kurtulmanın bir yolu olarak gördüğü cinsel aşkı konu edinmiş, şiirin içerik ve biçim alanını zenginleştiren, türk şiirine yeni bir söyleyiş gücü getiren şairlerden biri olmuştur. şiirlerinin dışında edebiyat ve sanat konularında denemeleriyle de tanınmıştır.
hicbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
keşke yalnız bunun için sevseydim seni...
sanmasınlar inanmıyorum
elbet inanıyorum tanrıya
herkesin kendi tanrısı var
sen ölünce ölüyor o da
saat on ikiden sonra,
bütün içkiler,
şaraptır..
sevişmek yeniden yürürlüğe giriyor
tüm kıtalarda
afrika dahil
oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
sonrası iyilik güzellik...
gelecek sefer
dunyaya kadin olarak gelirsem
escinsel olurum!
kırmızı bir kuştur soluğum
kumral göklerinde saçlarının
yoksuluz gecelerimiz çok kısa
dörtnala sevişmek lazım
cemal süreyaya dair:
bir şairin gözleri kapanınca,dünyada görülecek şeyler azalır.
(bkz: oruç aruoba)
dünyaya bakmakla dünyayı görmenin arasındaki farkı anlatan gözler kapanır ve başka bir yaşama açılan pencere kapanmış olur.
artık o pencerenin sadece pervazından giren hava ferahlatacaktır.
tam anlamıyla bir aşk adamı.. ironi sahibi, çapkın, seksi ve erotizmi kendi üslubuna takıp mükemmel anlatabilme yetisine sahip, türkiye'nin en duygusal, romantik şairlerinden biri..
türk şiirinde politik,lirik ve erotik unsurları ustalıkla işleyen bir şairdir. şiirin can damarıdır. bütün şiirleri yapı kredi yayınlarından çıkan sevda sözleri adlı kitapta bir araya getirilmiştir.
esprili ve zeki bir şairdir. kendisi "darphane müdürlüğü yapmış şairler antolojisi" hazırlama projesinden bahseder arkadaşlarına, antolojide sadece iki şair yer alacaktır, Nef'i ve Cemal Süreya.
resmi adı cemalettin seberdir. 1931 pülümür (tunceli) doğumlu. erken yaşta ailesi ile surgun edilmesi ve bu surgun sonucunda aile bireylerini birer birer kayıp etmesi kendi yorumuyla sanatcı duyarlılığının oluşma sürecini etkilemiştir.
enver ercan' la 9 mayıs 88 te yaptıkları roportajda bunu şöyle açıklamakta '' anılarımın kökeninde yer etmiş.küçükken, altı yedi yaşımda doğduğum yerlerden, evimizden, bahçemizden kopartılmıştım. ardından aileme felaketler gelmişti. annem ölmüş (hemen ölmüş) babam sonsuz yoksul düşmüştü. bunlar yer etmiş bende. bir yerde sanatcı duyarlılığını etkilemiş demek. silinmezler. ''
süreya, anadili ile yazamayan yazarlar arasında yer almaktadır. bir anlamda ''hapis'' bir dil serüvenin içerisindedir. dışarıya açılan bir çekmecenin içeriye itelerek açılmaya çalışılmasıdır. oz anlatımıyla gerginliktir. joyce gerginliğinin bir tezahuru'de bu topraklarda cemal sureyadır. dil üzerine düşüncesi sorulduğunda ''gurbetin aşka'' dönüşmesi olarak ifade etmektedir, ''benim dil serüvenim şu: küçük çoçuk bakıcıya veriliyor, o çoçuk kendini bakıcının elinde buluyor; seviyor bakıcısını onu ana belliyor. turkçeyle ilişkim böyle'' diyerek vurguluyordu turkce serüvenini. kendi dil seruvenin öznesi olamayan süreya, dili hapis alanında kilitleyeninde özgur olamadığını ''o yıllarda ulkemizde/ çeşitli hukumlerle/ yetmiş iki dilden/i kisi yasaklanmıştı:/ ikincisi turkçe'' dizeleriyle ifade ediyordu.
selim temo'nun dizeleriyle ''asla efendinin diline bağnaz bir biçimde bağlanmayan, o dili en humanist yorumu ile içeren, neyle karşılaşırsa karşılaşsın onu tam tersini yansıtan, bunu da en aşırı biçimde yapan, turkçeyi değme yazar ve şairlerden iyi kullananlardandır.
bir anlamda kendilerini gizledikleri koyaklardır, yazdıkları dil. ama yazdıkları dili zorlayan, onun imgesininden beslenerek yeni anlam metaforları yaratarak kendi içlerini de yansıtan bir dil oluşturmaktadırlar. ahmed arif'in ''bir yanın seccade acem mülküdür/ bir yanın çığ tutmaz kafkas ufkudur'' dizeleri buna en guzel ornektir. yazdığı dili kendi çıkarımına uygun bir sese dönüştürmeyi becermiştir ahmed arif . çünkü anlatılan ülke turkiye değildir, tam da ahmed arife denk düşen ustaca bir manevra alanı olmaktadır dil.bunu cemal süreya da yapmaktadır,orhan kotan da ,yılmaz odabaşı da..çünkü aynalar gerceği yansıttığı kadar gizlerde..
cemal sureya uçurumda açan kitabında bu durumu, yakındoğunun dallı ispanyolcası: kürtce dizesi ile en guzel biçimde ifade etmiştir. diğer bir şiirinde; kürtler yalan söylemek zorunda, arnavutlar doğru anlatımıyla dil takiyesini sunmaktadır.
kendi anadili serüvenine iki defa soyunur sureya, ilkinde 12 eylul gelir, ikincisinde ölüm. insanın anadilini bilememesi ne acı sayıklamalarıyla anadili acısını içinde taşıyarak vefat eder. yazım sürecindeki hapisliğine nazire yaparcasına, gercek hayatta kurtluğunu on plana alacaktır. bazil nikitin'in kurtler adlı kitabını turkçeye ceviren c.süreya dır. her yerde kürt ve surgun olduğunu anımsatacak, oğlunun nufus kaydında adı ''memo'' olarak yazılan tek kürt olmasıyla övünecektir.
son kitabının adını ''göç'' koymak istemesinin nedeni de surgunluğundendir. bu kitaptaki şiirlerden birinin adı, uzun bir şiir olarak kurgulanan 'fırat'tı. zulumler adlı şiirinde ise,turkiye komunist hareketinin önderlerini yazacaktı. bir de roman yazmayı düşünür. adı ''acının tekniği' olacaktır. bu romanında ise ''turkiye'nin son 50 yıllık işkence tarihi'' ni anlatacaktır. diğer çalışması ise kürtlerin ve türklerin kucaklaşması olacak dediği, fuzulı'nın 'bengu bade' cevirisidir...
mağrurlanma ya hacı, hor görme dilharabı
her haramdan bize de bir gün azat görünür
hem aşık ol, hem şair, hem tanıma şarabı,
nerde böyle çelişki, böyle tezat görünür
(cemal sureya) *
sen el kadar bir kadınsındır
sabahlara kadar beyaz ve kirpikli
bazı ağaçlara kapı komşu
bazı çiçeklerin andırdığı
bu iş bu kadarla bitse iyi
bir insan edinmişsindir kendine
bir şarkı edinmişsindir, bir umut.