aslında ne saçmadır ne de mükemmeldir.
kendine has şiir örnekleridir ama abartmamak da fayda var.
son yıllarda şiir sokakta denilen bir saçmalık ortaya çıktı.
gelen giden edebiyat özürlü insanlar özellikle liseli kesim hemen hemen herkes şu sözü paylaştı:
"hayat kısa, kuşlar uçuyor"
bir de şey vardı sanırım, "vapurlar falan filan"
eminim ki bu sözü paylaşanların hiçbiri sözün içindeki o saf anlamı bilmiyordur.
sırf popüler kültür malzemesi olduğu için paylaşıyor.
ayrıca eminim ki şu "duygu, şiir" diye laf yapanların çoğunun cemal süreya'yı yeni tanıdığını söyleyebilirim.
siz şiiri sevmiyorsunuz, siz koduğum embesilleri sırf insanlar şiiri seviyor diye paylaşıyorsunuz.
twitter'da "şiirsokakta" hashtag'lerinde takipçi artırmak için cemal süreya'dan söz paylaşıyorsunuz.
Serbest nazım'ın özelliğini bilmeyen ve şiir için anca posta gazetesindekileri şiir sananlara ağır geldiği için anlayamanların ettiği laf.
Cemal süreya kelimeleriyle gömsün hepinizin.
özellikle son dönem ve ikinci yeni şiirini anlayabilmek bir birikim ister. kıyısından köşesinden biraz da olsa edebiyata bulaşmak gerekir. eğer bu yoksa kafiye ve direk bir anlatım beklersiniz ve cemal süreya gibi şairlerin eserleri size hitap etmez, gelir bu kadar büyük bir ismi beğenmezsiniz.
ikinci yeniye bağlı olduğu zamanlar anlam kapalılığı ve erotizmde çığır açtığı için çoğu zaman anlaşılamayan şiirlerdir, doğru kabul edilebilir. fakat diğerleriyle birlikte eleştiri bombardımanına tutulunca orta şöyle şahane şeyler çıkmıştır:
uçurumda açan
aşktın sen kokundan bildim seni
bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu
taşıttan indin sonra da karşıya geçtin
elinde bir tuhaf çanta saçında soku
akıl almaz işleri şu zambakgillerin
sokakta bir sövgü gibi akıp gittin
gözlerin sonsuz uzun sonsuz çekikti
baksan uçtan uca çin seddi’ni görebilirdin
yanındaki adam mutlaka kardeşindir
istanbul öyle ağırbaşlı bir kent değildir
aşktın sen gidişinden bildim seni
neye yarar sağduyuyu aşmazsa şiir
birbirimizi kucaklarken neye yarar
kucaklamıyorsak eski yeni sevgilileri
diyorum çoğunca evli kadınlar
bu yüzden ölü yıkayıcısıdırlar
bilir misin acaba ne demiş tilki
kişi bir anda nasıl çarpılıverir
kuliste yarasını saran bir soytarı gibi
giderek nasıl anlaşılmaz olur sözleri
ömer ki bir gölü balığı için değil
kamışı için vergilendirdiydi
ama değnek vurulurken zavallı uğruya
yüzüne ve neresine gelmesin derdi
selam size büyük durumlar doruk anlar
dağ görgüsü kazanır ağrı’yı bir kez görse de kişi
marmara’dan yirmi yılda çıkaramayacağı gerçeği
okyanusu beş dakika seyretmekle kavrar
belki de biraz geç rastladım sana
ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza
1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi
eksikliğe mi alışmışız mutsuzluğa mı yoksa
bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu
ağır uykusu aldatılmış olanın
ve aldatanın delik-deşik uykusu
taşıttan indin sonra da karşıya geçtin
divan nâzım hikmet ikinci yeni
kaç gündür adını düşünüyorum
ne demiş uçurumda açan çiçek
yurdumsun ey uçurum