garip bir ders vermiştir bana. daha önceleri bu olayın bu kadar büyük boyutlara varabileceğini sezememiştim.insanların gün boyunca dialog kurdukları eş, dost, arkadaş, akraba gibi genel unsurların nasıl da sistemli olarak birbiriyle alakalı hareket ettiğini görüp haytretler içinde kalmamı sağlamıştır kendisi.
bir süre önce bendeniz bir kız ile tanışmıştım. kendisi kapalı değil, sadece dini sohbetlerde benim muhalif düşüncelerime yönelik eleştirilerini cesurca dile getiriyordu. hepsi bu kadar.
daha sonra tanışıp kaynaştıkça, kendisinden gerçekten hoşlanmaya başlamıştım. benim hoşuma giden en güzel özelliği, bir fikrinin olması ve her daim onu savunmasıydı.gafil avlanmıştım açıkçası.
daha sonraları muhabbetimiz ilerledikçe, evlenmeden asla şeklinde yanıt aldım ve daha önce hiçkimseyle olmadı ama birini sevmiştim tarzı laflar etmeye başladı.
daha önce hoşlandığı kişi de benim eski bir arkadaşım olduğunu öğrendim. o samimi arkadaşımın da cemaat yurtlarında bir dönem kaldığını daha sonraları zorla kurtulduğunu söyleyip dururdu.
benim bu olayı anlattığım başka bir arkadaşım daha vardı ki kendisi tamamen benimle aynı görüşlere sahip olduğundan hiçbirzaman kendisinden şüphe etmemiştim. fakat onun da çıktığı kız ile cemaat sayesinde tanıştığını duyduğumda resmen şok olmuştum. çünkü onalar evlenecekti.
bu süreçte sadece araştırmaya başladım. paronayaklıklar başladı bende. kimin ne olduğunu kestiremiyordum.yan komşularımız ve çok yakın dostlarımın konuşmalarındaki aynılık dikkatimi çekmeye başladı.
yılbaşı gecesi da etrafımdakileri ayırt edebilmek için sırf önüme gelene "mutlu noeller" diye şakalar yaptığımda aldığım tepkilerden gördüm ki;
artık engellenemez derecede bir cemaat evleri realitesi mevcut...
sorun kimde tam olarak bilemiyorum ama birilerinin baskısıyla veya birilerine ihtiyaç duymadan okuduğunu anlayamayan insanların bulunduğu yuvalanmalar almış başını gitmiş...
tanıdığım her 3 kişiden biri istisnasız aynı akla hizmet etmektedir...
sonuç olarak artık işin ciddiyetini ve ulaştığı boyutları tartışmanın çok geç olduğu, sadece ve sadece bakıp izlediğimiz mantar gibi türeyen bir gerçeklik ve bunu engellemenin aynı zamanda çözüm yolları üretmenin ne denli meşakkatli olacağına dair tezler sunmaktır.
birileri insanı hayran bırakacak dercede mükemmel bir sistem kurmuş öyle bir sistem ki insanı ister istemez içine çekiyor. Bu sisteme göre insanlar ikiye ayrılıyor. cemaatçisin ya da değilsin. Bir müddet sonra diğer müslümanlarıda beğenmiyorsun, menzilciler, süleymancılar vs. sana eski kafa geliyor. işte bu güçlü anaforun çekirdeğini oluşturanda bu yurtlar.
hic kalmayanlarin ordan burdan duyduklari sayesinde cemaatin icinde olanlardan daha cok sey bildikleri yer. ne her seyiyle iyi, ne tamamen kötü...
bir kere tam bir yil kalmama ragmen zorla namaza kaldirma ya da basini kapatmaya zorlama gibi bir olaya sahit olmadim, ancak orada kaldigini duyanlarin ilk tepkisi bu sorular ve hayir yanitini kabul etmezler, sonra görürmüsüz. görmedik allaha sükür.
sacma sapan kurallari ögrencileri sogutan asil seydir aslinda. aksam yedide giris, ya zaten gece yarilarina kadar sokakta gezecegimiz yok ama yasini basini almis insanlariz, ailemiz bize guvenmis gondermis buralara kadar ben dokuza kadar gezicem belki... cogu insan üniversitede özgürlügü hissetmek ister, böyle esaret hayati hayal etmemistir kimse.
lan hadi giris saati kuralini anladik on bir bucukta isiklar kapatilacak yatilacak hatta uyunacak kurali da ne oluyor? evet, müdür odalari dolasip siz hala uyumadiniz mi diye azarliyordu * yüksek sesli müzik dinleyemezsin, aksamlari ailen de izin verse disari cikamazsin, sort giyemezsin *, kayit olurken sana gösterdikleri iki plazma tv yi sadece haftada bir kere dizi saatinde izleyebilirsin *, laptop getiremezsin, internet zaten yok... bunlar senin ibadetini engelleyen seyler... caninin istegine göre evine bile gidemezsin. ha bi de bi abla vardi psikoloji son siniftaydi bu, karizma bulurdum ben bunu hani ne bileyim agirligini koyuyodu ta ki bize kurallari hatirlattigi o geceye kadar:
-yurtta sigara ve erkek arkadas kullanmak yasaktir.
bu yasaklar bosuna cunku bu cemaatle en sıkı fıkı, onlarin kurallarina en itaatkar olanlarin bile vardi bi kirigi ya da cogu bu en kati yasagi cignemenin arzusuyla saga sola saldirir olmuslardi. eh olacagi buydu...
erkeklerle pek fazla konusmayin demislerdi bize. ama sanirim cemaat abileri erkekten sayilmiyor, ablalar abilerin yaninda pek bi rahatlar, hatta otobusle bir geziye giderken abilere aldirmadan mezdeke oynayan ablalari dehsetle izlemistim. yoksa bu cemaat bir harem ablalar cariye, erkekler hadim miydi? ulan bu ne perhiz bu ne lahana şeyisi... neyse iste.
ama diger yurtlara göre daha sicak bir ortami vardir, hem ögrencileri kaynastirmak hem biraz sohbet icin yaptiklari cay saatleri vardir mesela. gerci bunda da komik bir sey geldi aklima, cay saatinde ablanin elinde bir fotokopi görmüs okumak icin istemistim, bize anlattiklari menkibeler falan varmis icinde... baktim abla her aksam önce ondan calisip sonra bize anlatiyormus, salak kari hep sasiriyordu, zaten ordan okudugundan bize anlatan birisi... allah askina biraz iyi yanlarini söylemek istedim ama yine sinirlendim. sen kimsin ben sana abla dicem abi dicem lan? hay allahim.
ögrencilere sahte bir güleryüzlülükle yaklastiklari da dogrudur, en ufak bir hatanizda o güleryüzün nasil da asildigini saskinlikla görürsünüz, icten degildir o ablalar abiler...sadece ne kadar cok kisi toplayabildiklerine bakarlar. hayir efendim, cok da güvenli yerler degildir, hirlisini hirsizini da doldururlar fettosun müridlerini cogaltmaya calisirken.
2 yıl ilim yayma cemiyeti yurtlarında (hem de konya'da) kalmış biri olarak birçok at gözlüklü, ezberci sözlük yazarına hasssiktirin ordan demek istediğim yurtlardır. *
cemaatlere bağlı yurtlardır. amaçları diğer yurtlardan farklı olarak memlekete, islam'a faydalı bireyler yetiştirmektir, bu nedenle fiyatları her daim diğer özel yurtlardan daha makuldur, parası olmayan adamı elindeki senetleri göstererek tehdit etmezler. hatta kaydı filan olmayan eş-dosta yatak varsa her daim misafirperverlik gösterirler. ilim yayma cemiyeti yurtlarında haftada 3-4 defa sohbetler olur zira kimse bunlara iştirak etmeye zorlanmazdı, sohbetler asla maç akşamlarına denk getirilmez, biz fanatiklerin maç keyfini baltalamazdı. sorarım size ey angutlar, cemaat yurtları hakkında sağdan soldan duydukları dışında bir bok bilmeyip, kapısında içeri girmeyenler nasıl olur da sayfalarca yorumlar yapar? alın size 2 yıl aralıksız cemaat yurdunda kalmış birisi anlattı mevzuyu, otel konforunda yurda yılda 1,500 lira ödedim. hafta içi 2 öğün hafta sonu 3 öğün yemek yedim, borçlandım bir kere öde şunu artık diyen olmadı. param bitti müdürden para aldım ben lan.
kimseden o ışığı almadıkça zorla beyin siken yurtlar değildir. senin beynin sikilmeye mahkumsa o senin sorunundur. isteyenin gidip bir şeyler öğrendiği yurtlardır özü.
gariptir ki, orada kimse zorla tutulmaz.
daha da gariptir ki, orası ya$anmadan bilinmez.
gariptir ki, türkiye'de tek bir cemaat olmadığı gibi tek tip bir cemaat evi de yoktur.
ve en garibidir ki, kapısından dahi geçmeyenler hakkında fantaziler öne sürebilir.
buraların görevlileri yalan söyleme konusunda doktora yapmıslardır ,ha onlara göre bu allah rızası icindir o ayrı.birkac dalkavuk bunların soylemesınden rahatsız olabılır , o benim sorunum değil.buradakı muspet(keklenmeye musait ögrenciler) kişiler fişlenir, takibi yapılır ve mutlu son...
bir kısmı kendi doğruları olan, ki$ilik sahibi, özgüven sahibi insanlar,
bir kısmı aile zorlamasıyla yada ailesinden tırsan, höt desen dönüp verebilitesi olan insanlar.
aile etkisinde gidenler terk-i diyar eyledikleri ilk anda, bulundukları her yerde aylarca kaldığı, birlikte yemek yediği insanları itin götüne sokup çıkarmaktan geri durmaz. zira zamanında yüzlerine söyleyemedikleri her kelamı söyleyebilme özgürlüğüne kavu$mu$ olurlar ama bilmezler ki kedinin bacağı gerdek gecesi ayrılır.
diğer kısımdakiler mi?
onlar yeri geldiğinde en tepedeki adama doğru zamanda doğru yerde küfür bile edebilecek rahatlıktadır. yeri gelir söver, yeri gelir över. zira yiğidi öldür, hakkını yeme.
yarak gibi adamlar yetiştirme merkezi. piyon olmayı kabul etmiş dümbüklerle, imkanlarından sonuna kadar faydalanan tabiri caizse bi güzel sömüren geleceğin ateist adaylarını barındırır. kur'an yerine said nursi'nin malak kitapları okutulur daha doğrusu bellettirilir. belletmenler vardır burda boy boy. tapılası mekanlardır.
hak rızası eksenli, olmalarını candan arzuladığım yerlerdir. bir şekilde tanıdık vasıtasıyla yerleşilmiş mekanlardır. bir çok misafiri için bir nevi bekleme salonu vazifesi görür. çünkü serbestlik çağrışımı yapan üniversiteli olmakla çatışan uygulamaları vardır. netice itibariyle işine gelenin kaldığı, gelmeyenin ayrıldığı mekanlardır.
şimdi sözlükte bu yurtlarda kalmakta olan ya da kalmış olan yazarlarımız var. kimse alınmasın ya da darılmasın. burada kabul etsenizde etmesenizde doğruları söylüyoruz.
***** ilkokul bitti orta okulda fethullah gülen ' (hoca efendi demiyorum) e ait bir özel okula kayıt yaptırdım. yatılı olarak kalmaya başladım. daha 11 yaşındaydım.
günlük programımız ise şöyle idi ;
sabah 06 : 00 kalkış.
06 : 15 sabah etüdü
07 : 30 kahvaltı
08 : 00 ders
15 : 00 ders sonu
16 : 00 - 17 : 30 akşamüstü etüdü
18 : 00 akşam yemeği
19 : 00 akşam etüdü 1
21 : 00 akşam etüdü 2
23 : 00 etüd sonu
23 : 30 yatış
not: hafta içi çarşıya çıkmak yasak. haftasonu izin alabilmek için resmen yalvarıyorduk. etüdlerde uyumak yasak. belletmen görmesin diye beton üstünde uyurduk.
***** lisede ise yine bir cemaat yurdu. (özel)(tarikat ismini vermeyeceğim)
not: akşam ezanından önce yurda giriş yapmak gerekiyor aksi takdirde o geceyi sokakta geçiriyorsun. haftada bir gün sıcak su var. 100 üzerinde öğrenci ve sadece bir tane duş kabini var.
edit: kimse bana çıkıpta aksini iddia etmesin. ne gördüm ne yaşadım neler çektim bir ben bilirim. belki de cemaatcilerden nefret etme sebebim budur.
son edit: üniversiteyi kazandığımda bana ulaştılar ve benim için ev ayarladıklarını söylediler. reddettim. kafa dengi arkadaşlarla eve çıktım. krallar gibi yaşadım. yemediğim bok kalmadı bir sürü günaha girdim ama mutluydum işte en önemlisi de buydu !!!
içerisinde bir sürü hemcins insan yaşar. günün belli saatlerinde toplanırlar, eğlenirler. genellikle ucuz olur fiyatları. maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarını gönderdikleri beyin yıkama yerinin diğer adı.
bu yurtların bir tanesinde kalmak zorunda olduğum dönemlerde kaldığım yurt ve çevresindeki birkaç tanesiyle ilgili bazı gözlemlerim oldu. ben öyle namaz kılma alışkanlığı olmayan biriyim, yurtta kaldığım süre boyunca da birilerinin dikkatini çekeyim diyerek göz boyamadım. bu yurtların çok rahat ve size neredeyse hiç karışılmadığı versiyonları da vardır, ama namaz kılmanın zorunlu tutulduğu baskıcı olan versiyonları da vardır. tahmin edebileceğiniz gibi hocaefendi ve akp propagandaları eksik olmaz. bulunduğunuz ilin akp'li büyükşehir belediye başkanı bol bol övülür, chp'li büyükşehir belediye başkanlarının hakkında zaman gazetesinde çıkan bir iki karalama haber sürekli gündemde tutulur.
hocaefendinin kitapları filan dağıtılır okuyun diye, gözlemlediğim kadarıyla cemaat geçmişi olan birkaç fanatiğin dışında açıp da bu kitapları ciddi ciddi okuyan yok. zorla zaman gazetesine abone yapılanlar da vardır, bu gazeteler genellikle ıvır zıvır işlerde kullanılır. 3-5 tane gazetenin rahatlıkla yeterli olacağı bir yurda 50 tane gazete bırakılır, sonra da bir milyon tane satıyoruz diyerek reklam yapılır.
yemekler fena değildir, içine şap atıldığını ben şahsen pek sanmıyorum, çünkü çalışan personel ve yönetim de bu yemeklerden yiyor.
oda arkadaşlarınız iyiyse pek sorun yaşamazsınız. sizden "sorumlu", belletmenabi de önemli bir faktördür. kendi dersleriyle uğraşmaktan çok vakti yoksa kafanız rahat olur, boş beleş bir bölümde okuyorsa biraz canınızı sıkabilir.
bu yurtlar genellikle uygun fiyatlıdır, öğrencilerin çoğunun tercih sebebi de budur. anadolu'nun bazı muhafazakar aileleri de çocuk sağlam emanetli yerde kalsın diyerek bu yurtları tercih edebilir.
ancak şunu açık ve net olarak ifade ediyorum ki bu yurtlarda kalan öğrencilerin % 90'ı bu yurtlarda kalmak istedikleri için değil kalmak zorunda oldukları için buralarda yaşıyorlar. bu sorumsuzluk da türkiye cumhuriyeti devletinindir. her ile açılan gereksiz ve üniversiteler ve sürekli artan kontenjanlara rağmen yurt kapasiteleri ihtiyaçları karşılamaktan çok uzakta kalmakta, mevcut kyk yurtlarının durumu da içler acısı. akp iktidarının bu durumdan zaten hiçbir rahatsızlığı yok, muhalefet partileri de neden seslerini gür çıkarmıyorlar anlamak mümkün değil...
genelde ucuzdurlar. hatta diğer yurtların ücretlerinden çok daha düşüktür. ödemediğiniz parayı da namaz, sohbet ve kitap okuma saatleriyle falan misliyle alırlar.