cemaat bir örgüttür yapılanmasına devlet içinde izin verilmemelidir. çünkü bunlar devlet için risk oluşturabilir. eğer olacaksa devlet kontrolünde olmalıdır. adamların her yerde adamı var ve talimatı aldığı lider. cemaatin kuruluş amacı din mi yoksa siyaset mi? yani herkes işini yapacak, yoksa öyle herkes örgüt kursun kendi çıkarlarını devlete dayatsınlar. bu durum olmaz.
aşikare bilinen gerçekliktir ve insanları aptal yerine koymalarını beraberinde getirmektedir. cemaat sanki bu millet tarafından bilinmeyen bir yapı da biz işkembeden sallıyormuşuz gibi yapıyor, çok ayıp ediyor. en basitinden sahip oldukları kibir ve nefs-i emmareleri onları bu duruma sokuyor. kardeşim müslümanın faizle çalışan bankası olur mu? borsası olur mu? yardım istediğin adam çek verdiğinde ve çeki ödeyemediğinde adama icraya gidilir mi? bu son yazdığımı yaşayan tanıdıklarım var, bunu nasıl izah edebilirsin? senin gibi allah için, din için gayret gösteren adamlara kimsenin birşey dediği yok ancak bu heriflerin farklı gündemleri olduğunu görmemek tam anlamıyla akıl tutulmasıdır. cemaat denilen yapı bu milletin yıllarca emeğini çalmıştır, onları kandırarak. zekat toplayıp okul yapılır mı? allah kuran da buyurmuyor mu zekat şuna şuna verilir diye? bina dikmek de nereden çıktı? onların deyimiyle şefkat tokadını öyle bir yediler ki, inşallah akılları başlarına gelir. velhasıl, bir hırsız geldi diğer hırsızı hacamat etti olay bu. biri maddi hırsız, diğeri hem maddi hem manevi.
gönlü hala onlardan yana eski cemaat mensuplarının samimi entry'ler girmesine vesile olan samimiyetsizliktir.
güzel kardeşim, zehra abla, nazlı hoca, zafer hoca kötü insanlar değildi diyorsun, tanımadığım halde el-hak doğrudur diyorum. iyi güzel ama gönül verdiğin davanın liderlerinin ve bazı neferlerinin hacamat ettiği şu insanlar da (bkz: casusluk davası) kötü insanlar değildi. ben nasıl sırf cemaat mensubu oldukları için saydığın hocaların kötü insanlar olduğuna inanmıyorsam, sizlerin de size düşman belletilen yüzlerce genç teğmenin, yüzbaşının, binbaşının kötü insanlar, casuslar, kadın satıcıları olduğuna inanmamanız gerekmiyor muydu? hadi bunlara kendinize göre bazı sebeplerle gareziniz olsun, hiç değilse feryatlarına, ortaya atılan sahte kanıtlara filan bakarak, konuya şöyle yaklaşmanız gerekmiyor muydu (bkz: cemaatçilere silahlı terör örgütü üyesi demek)?
yaptıklarınızı din, iman, hizmet gayretiyle yaptığınızı söylüyorsunuz. eyvallah... ama hem dindar olup, hem adalet konusunda hassas olmamanız nasıl mümkün oluyor anlayamıyorum? hem dindar olup, hem başınıza gelenlerin cemaatinizin liderlerinin yaptıklarının ilahi güç tarafından cezalandırılması olarak nasıl görmediğinizi, şu ayeti nasıl hiçe saydığınızı anlayamıyorum:
bir zamanlar öğrenci evlerine tencereyle yemek taşıdığım, babamın belki de hayatında dönüm noktası olan bir topluluk bu kadar ayak altı alaşa edilmemeliydi.
biz akepe başa geçtiğinde sevindik ne yalan söyleyelim sevdindik. babam başından sevmezdi tayyibi ama adam bize bizden geldi. dedik ki inançlı adam bundan zarar gelir mi. dedik tansunun mesutun basiretsizliğini bu bitirir belki.
sonra yıllar yıllar geçti, siyasetten anlamadığım dönemlerdi. adam diyanet mensubu babam da dahil kendinden olanların durumunu iyileştiriyordu git gide. ben bu durumdan hoşlanmamaya başladım git gide. ama kimse birşey diyemiyordu.
zaman geçti inandığımız değerlere göre ameller yapabileceğimiz bir mecrayla buluştuk. çarşı grubu gibi, demet akalın fun clup gibi, ya da yozgatlılar derneği gibi düşünün. müslümanlığı yaşamaya çalışan birtakım insanlar hayatlarını dine göre yaşayan insanlar vardı. ister aptal deyin, ister sahtekar, hatta yobaz da diyebilirsiniz. ben ve ailem en doyumlu en verimli zamanlarını yaşadık belki de bu topluluğun.
babam ortaokula gitmek için babasına rest çekince hayırsever insanlar sayesinde liseden mezun olmuş. hayırsever insanlar herhangi insanlar. etiketsiz. liseden mezun olunca da sesi ve ezberi kötü olmasına rağmen sınavına giren iki hocadan birine telefon gelmesi hasebiyle sağır hoca babamı sınav yapmış ve atanmış. allahın lütfu işte çünkü kendi ailesi babamın kazanacağına muhtaçmış. babam okusun diye damdaki yük eşeği, damızlık inek satılmış. hiç yeni ayakkabısı olmamış babamın.
babam babasız anasız çocuk yaşta yad ellerde okumaya çalışırken elinden bir arkadaşları tutmuş bir de bu paralelciler üçgenciler. babam cemaat olmak iyidir fikri hasebiyle bu ağbileri kendine yakın bulmuş kendince hizmet etmiş allah rızası için.
gel zaman git zaman kendi kızı da abla olsun istemiş ama olmamış. kendimden bahsediyorum eleştirebileceğim onca şey geldi başıma üniversite yıllarımda. babamı arayıp "kızınız oğlanlar geziyo" mu denmedi yurttaki cemaatten olmayan kızları kazanmak için üstüme "hırsızlık" suçu mu yapıştırılmadı, vizelere üç gün kala evsiz mi kalmadım.
hiç kırılmadım çok kırıldım, kızdım, mağdur oldum. yeri geldi annem cebindeki beş lirayı gazete parası verdi, babam ikinci sızıntıya abone oldu harçlığımız elli kuruş azaltıldı. sırf ahiteri kazanma için seçtiği yoldaki hizmetini yapabilmek için okumam değil belki ama hizmet edebilmem için dersaneye gittim. iyi bir lise iyi bir üniversite kazandım ve atandım. bunları yapğarken cemaat soruları aldıysa bile baba vermedi, çok da itaatkar değildim, hukuk tutmadığı için pdr yazdım diye beni yerleştirmelerde aramadılar bile.
yani aksamalar, yanlışlar çok oldu. referandumda evimize gelip evet deyin demelerini ya da seçim öncesi halka halka yapılan duaları anlamadım. hocaefendiyi dinleyip ağladığımda oldu, anlamadığım sıkıldığımda. ama bildiğim birşey var ki ne annem, ne babam, ne dersanedeki ilk danışman hocam nazlı hanım, ne ilk ev ablam kötü ve sahtekar ya da samimiyetsiz insanlar değildi.
annem yaptığı gözlemeleri bizim çay saatine yetiştirmek isterken, zehra abla bana "ders çalış" derken, nazlı hoca "atlet giymedin mi" derken, zafer hoca basmayan kafama coğrafya öğretirken paralel samimiyetsiz değildi.
bu topluluğun büyük bir parolası vardır. kişilere takılmak. kişilere takılsaydım kırılır arkasından söverdim. ama ben felsefesini biliyorum çekirdekten. amaçları ne çok iyi biliyorum. evet eğer aldılarsa soruları sonuna kadar yanlış ve haktır biliyporum, evet adam kayırıp torpil yaptılarsa sonuna kadar karşılarındayım.
ama tek dertleri inançlarının gitmediği toprak yankılanmadığı gök olmasın isteyen insanlar kötü değil biliyorum. şimdi güce tapıp göt dönen insanlar, kendine verilmedi için alaşağı eden kaypaklar olsa da bu dava birgün tekrar dirilecek biliyorum. bu yol dikenledir bu yol kolay değildir, dünya imtihan yeridir onu da biliyorum.
müslümanlığa saygısı olmayanlar daha doğrusu müslümanlığı bilmekdikleri için saygı duymayanlara tek sözüm çünkü onlar "bilselerdi; yapmazlardı." ama sözüm ona inanan müslüman kardeşlerimiz şimdi en çok bize düşman ya asıl canımız o yakıyor.
not: 3 yıldır cemaatin tek bir eylemine katılmış değilim, hatta sadaka bile vermiyorum, gazete bile almıyorum ama gönlüm onlardan yana.
bakışlarından, gülüşlerinden, eylemlerinden anlaşılan. adam orada özgür basın diye bağırırken düşman gördüğü tv kanalının haber yapmasını engellemeye kalkıyor. ulan öküz ne bağırıyorsun o zaman özgür basın diye.