fetullah hocanın vaazlarını her akşam yere serilen ''zaman'' gazetesinin üstünde çay içerken dinleyebileceğiniz,ve çay saati,bölge ablası,Btm (bölge talebe mesulu) tarzı kısaltmalar ve terimlerle dolu olan hanelerdir.
derin islam devletinin karargahlarıdır her türlü darbeye karşı olamaayan sözde demokratların gözde mekanıdır, bana ne ulan bu evlerden diyorsan yanılıyorsun demem gereken evlerdir çünkü onlar senle oldukça ilgilenmektedirler, görünüşte sadece abi kardeş ilişkileri çerçevesinde sohbet yapıldığı izlenimi vermesine rağmen truva atı ve helenden bu yana kadimdir
abartılmaması gereken evlerdir.
zira insanlara dini öğretmekte yanlış olan bişi yoktur.
bizim karşı çıktığımız bu değildir. asla da olamaz.
zira biz din karşıtı değiliz.
bizim karşı olduğumuz şey beyin yıkamaktır.
cemaat evleri denilen evlerin bağlı oldukları oluşumun yaptıklarıdır.
o oluşumdaki ibneliklerdir.
ayrıca insanlara dini öğretmek kötü değildir, fakat o eğitim aile içinde alınmalıdır.
diyorlar ki laf atanların hepsi o evlerden yemek yemiştir.
hayır efenim.
bir kere dahi gidip kalmışlığım yoktur o evlerde.
Kötülüklerden koruma ! Cahil ve asosyal öğrencilerin. kısacası kolay kandırılabilir öğrencilerin çekildiği propaganda ve beyin yıkama evleridir.
Zehir gibi çocuklar bu evlerde kalmaz, kaldırmazlar. cunku Fet. efendi hazretlerini sorgular ve çat diye de saçmalığını ortaya vuruverir. Allahın ona verdiği beynini kullanmıştır. Aslında allahın sevgili kulu bu bizim zeki çocuğun ta kendisidir. Üniversite çağına gelmiş çocuk iyiyi kötüyü zaten biliyordur. ama bilmemesi gerktiği için unutturulur sonra tekrar öğrettirilir. böylelikle çocuğa iyiyi kötüyü öğretmiş olurlar.
Artık çocuk, kaldırım taşıyla ağzından köpükler gelerek linç edebilecek, sokaktaki kızları dikizleyip sonra da kufredebilecek, üniversite öğrencisi olmasına rağmen bilimadamlarının dediklerine değil, hoca efendilerinin dediklerini kaale alabilecek, son derece demokratik (!) oruç tutarken tutmayanı dövebilecek kıvamda son derece doğru bir insandır.
Muhtemelen iyi aile babası da olacaktır. Ve yine muhtemel olarak önüne katalog konulacak ve kendisini hiç görmemiş bir kızı (15 ya da 16 yaşındaysa iyi)eşi olarak seçebilecektir.
Bu evlerde münferit olaylar yaşayan arkadaşlar bütün cemaati kötülememeli kötülüyorsa da bu evlerden çıkıp dünyanın HER yerinde Türkiye'yi seven insanlar yetiştiriyorlar bunu baz alarak susmayı bilmeli.Bazı su kurnazları kendilerinde göremediği fazileti onlarda görünce köpürüyorlar küfür, hakaret etmekle birşey elde edemezsiniz ya anlayın ya anlamaya çalışın yada susun. Herkesin anlayacağı farklıdır, bakana değil görene göre iş yapıyor o insanlar,
cemaat yurtlarında bünyeye kazandırılan insanların taşındığı yerlerdir. burada da başarılı olurlarsa cemaat içinde iyi bir yere gelecekleri kesindir. cemaatte iyi bir yere gelmek de yırtmak anlamına gelir. dolayısıyla burada yaşamak güzel bir hayat için bir araç olabilir.
şu entry altına dünya akıl veren adam var yok kamerunlu türkçe şarkı söylemesi ne anlama gelirmiş kameruna giden adam şarkı söyletmek için mi gidiyor ailesini,vatanını,bırakıp. komik misin sen ya akılı olan şarkı söyletmeye o kadar yolu tepermi neden bağnaz sığ bakıyorsunuz orda senin için el olan o kamerunlu ilk defa merhamet gördüğü bir beyazla yanyana sadece o kamerunluya insan olduğunu,haklarının olduğunun eğitimli olması gerektiği bilinci oluşması için bile gidilir. bu arada dünyada büyük devlet yokturki sömürülmüş ülkelerde okulu olmasın ve okulu 100 yıl önce açmış adamlar sence neden gitti bu ingilizler, fransızlar ,amerikalılar orda neden okul açtılar hadi bizimkiler göz boyuyo onlar ne yapmaya gitti çok bildiğini sanan akıllılarrın gözlerini boyamayamı.hem senin gözünü nasıl boyuyacaklar gözlük var be kardeşim sende!
sabah namaza kalkarsın.
yemekleri yerde yersin.
bellolara yalakalık yaparsın.
arada bir nasihat dinlersin.
paçanı çevirip tuvalete girersin.
belloların aptal esprilerini dinlersin.
dışardı insanları farklı görürsün (uzaylı, yürüyen günahkar vb.).
hatimlere katılırsın.
ders çalışırsın.
bu evlerde kalan kişilere, bu ev ortamının psikolojik getirileri farklı olabilir.
kimisinde ters teper.
edit. istediğin kadar eksile. günlerce beraberdik, o ipin ucunun nereye çıktığını sende biliyorsun.
gerizekalıların kol gezdiği evlerdir. zira aklı olan o evlere adımını atmaz. arkadaşım ancak 2 ay dayanabildi. katil olmadan evvel ayrıldı o evden.
(bkz: dine yönlendireyim derken yanlışlıkla katil yetiştirmek)
(bkz: dinle aldatmak)
(bkz: mahşer günü)
allahın isminin zikredildiği birer ibadethanedir. huzurlu günlerin ve güzel bir geleceğin muştusunun sunulduğu nur kaynaklarıdır. gençliğini allahın kutsal adına adayan parlak yüzlü delikanlıların saflar halinde hazreti mehdinin ardı sıra namaza durduğu yerlerdir.
beyin yıkama evleri.he bir de kampları var bunların.geçmiş zaman olur ki bir arkadaşım vardı sonradan burda kaldığını öğrendiğim ve evde tv ve net yok demişti vay anasını dedim böyle ev mi olur neden dediğimde ve biraz daha sıkıştırdığımda tek kaldığında nefsine yenik düşüp kötü sitelere girebilme ihtimaline karşı evde net olmadığını söledi ve yuhh artık dedim. ayrıca insanları makrube denilen yemekle kandırıyorlar gel bize yemek yiyelim bak çok güzel eğlenceli zaman geçiriyoruz diye ortaokuldan başlatıyorlar.
- zorla risale neyim okuturlar. başka bir kitap okumak istediğinizde de hocanız/ ablanız ağlar.*
- tesbihata katılmak için zorlarlar.
- namaz kılmadığınız için kötü kötü bakarlar.
- bulaşık yıkatırlar.
- çay ve püskevit ya da çekirdek eşliğinde sohbet ettittirirler*.
ama beni en çok şaşırtan ise, kaldığım odanın duvarlarıydı. daha önce kalmış olanlar, duvara placebo, muse ve daha bir çok rock grubunun ismini kazımış, şarkı sözlerini yazmışlardı.
bi olay daha şaşırttı beni:
kaldığım ev fem dersanesinin hemen karşısındaydı. evin balkonunda sigara içmiştim ve ablalar bana hiç bi şey dememişti. lakin sonraki gün sabah çok sevdiğim tarih hocam "dün balkonda keyif yapıyordun." demişti gülerek. ben de "napıyım dışarı çıkartmıyorlar." diye cevap vermiştim. o da gülmüştü. canım hocam benim.
o hocayla şöyle de bir anım var:
boynumda yusufçuk kolyesi vardı. normalde sıra aralarında hiç gezinmeyen bu hoca, o ders sürekli benim tarafıma geliyordu. ders bitiminde şöyle bir diyalog kurmuştuk:
- lilithin torunu, o boynundaki haç mı?
+ (sert bir tavırla ders verircesine) hayır ama olsa n'olcak ki? sonuçta hepsi peygamberimiz, hepsine saygım sonsuz.
- yok sadece merak ettim, zaten beni ilgilendirmez. istediğin dine inanabilirsin. ben sadece merak ettim.
+ he tamam o zaman.*
öğrenci evinde kalıp bulaşık yıkamış olmasına şaşıranları da barındırmış evlerdir. hadi tüm diğer şeyler cemaatle ilgili mevzular olabilir de bulaşık yıkamak niye şakirt olmayanları şaşırtsın bir türlü anlam veremedim. öğrenci evlerinde sürekli bu işe talip bir gönüllü olmazsa bu işler genelde sırayla olur. cemaat evinde abi/abla bu sıradan muaf olablir bunu deseniz anlarım.
