bana ilk defa cem yilmaz esprilerine gulemedigim ani ya$atmis reklamlar serisidir. dogaclama esprileri bile kirip gecirirken cem yilmaz'in bu kadar vasat esprilerin bir arada bulundugu bir i$ yapabilecegine inanmak zor. sanirim cmylmz bu kadar ozensiz bir reklam yaparak turk telekom'dan hepimizin adina oc almak niyetinde.
cem yılmaz için bir kayıp olduğu söylenemez. sonuçta bir reklam filmi bu. en fazla "komik değil" denilir geçilir. bir de belki, bundan sonra reklam kampanyaları için cem yılmaz'ı düşününler planlarını bir kez daha gözden geçirir. bu da hem reklam verenler, hem cem yılmaz ve hem de izleyicilerin hayrına olur.
ama türk telekom tarafından bakılınca durum farklı. lütfedip kabullenmeseler de ciddi bir başarısızlık var ortada. şimdi basit düşünelim: özelleştirmenin ardından dev bir bütçeyle bir reklam kampanyası düzenlemek istiyor türk telekom. malum, iktisadi devlet teşekküllerinde reklam yasağı var. yeni şirket bir şekilde kendini tanıtacak, yeni bir dönemden filan bahsedecek. buraya kadar sorun yok. ama bu büyük reklam projesi için seçtiği mesajda bir tuhaflık var. ne diyor slogan: "evde ev telefonu, işte iş telefonu kullanılır."
şimdi çok fazla veriye ihtiyaç yok yapılacak tespitler için. türk telekom ciddi ciddi gsm şirketlerini rakip olarak seçmiş kendine. sabit telefon kullanımının tüketici için daha avantajlı olduğunu duyuruyor. ama gerçekte derdi bu olabilir mi; sabit telefonların cep telefonlarından aranmasından dolayı büyük bir kaybı-zararı olabilir mi türk telekom'un? bununla ilgili istatistiklere bakmak lazım, ama günlük hayatta sabit telefona ulaşma imkanının olduğu bir yerde, başka bir sabit telefonu aramak için cep telefonu kullanan ciddi bir kitlenin varlığından bahsetmek zor. özellikle işyerlerinde böyle bir eğilim olmadığı görülebiliyor. olsa bile, türk telekom tekel değil mi bu alanda? özelleştirmenin hemen ardından, ince ayarlarla fiyatları yükseltip bu tekel gücünü kullanmadı mı?
hadi bu mantığın da geçersiz olduğunu kabul edelim. diyelim ki tek derdi bu telekomun. gsm operatörleriyle rekabete girecek, iyice artıracak tekel gücünü. o zaman da, reklam kampanyası için seçilen isim yanlış değil mi? cem yılmaz'ı herkes cep telefonu reklamlarından tanıyor. hala akıllarda olan reklamlar var. iyi hoş, çok rağbet gören bir isim cem yılmaz, ama şirketin reklam stratejisiyle örtüşmedikten sonra bunun ne anlamı olacak? gülüp geçmeyecek mi hedef kitlesi reklamın?
reklam filmlerinin içeriği anlaşıldığı kadarıyla cem yılmaz'a bırakılmış. o da kendince yazmış çizmiş bir şeyler. ama profesyonelce bir denetim filan yapılmamış sanki hiç. "evde ev telefonu işte iş telefonu kullanılır" ne demek? evinde iş telefonu olan birileri mi var? işyerinde ev telefonuyla mı konuşuyor birileri; nasıl bir cümle, ne biçim bir slogandır bu?
anlamak mümkün değil. iki buçuk milyon dolardan bahsediliyor. resmen ziyan. bilinse ki para türk telekom'un zararırıdır yalnızca, bilinse ki onlara girdi bu kazık, girdi ve de çıkmayacak hep beraber sevineceğiz. ama öyle olmadığının farkında herkes. bir şekilde yansıyacak tüketiciye ve bu maceranın sonunda tek gülen cem yılmaz olacak.
üzerinde fazla tartışlacak bir konu yoktur açıkçası. telekom, reklam kampanyasını bu doğrultuda yapmıştır. "cem yılmaz çıkacak gösterisini yapar gibi telekom reklamını yapacak." ortada ne senaryo ne de kurmaca bir şey vardır. yani doritos veya opet reklamlarındaki gibi şeyler aramamak gerekir. çünkü orada cem yılmaz serbesttir, sınırlandırma yoktur. bu reklamlarda sahnede, küfürsüz, imasız, cem yılmaz olarak esprilerle kampanyayı tanıtması gerekmektedir. burada eleştirilecek olan cem yılmaz değil kampanyayı bu şekilde düzenleyen telekomdur.
Cem Yılmaz'ın sırayla tüm eşi dostunu oynatıp kırılan kalpleri tamir ettiği reklam dizisidir. Gerçekten iğrenç komiklikle alakası olmayan reklamlardır. Cem yılmaz'ın bu davranışı için akıl akıl gel kıçıma takıl denir.
cem yılmaz'ın bu kötü işlerden sonra nasıl bir daha teklif alacağı merak konusudur. "ne yapsam beğeniyorlar, sıçsam yine çok komik" diye alkışlıyorlar düşüncesiyle yaptığı ancak, neredeyse kimsenin beğenmediği reklam serisidir.
yıllardır dunyanın en pahalı internetini bize kullandıran cok abartı fiyatlara görüşme yaptıran açıkça bizi kazıklayan enayi yerine koyan turk telekomdan cem yılmazın intikamımızı aldığı reklamladır. tutarlı reklamlardır babamda oynar dedi oynadı dayım 54 yaşında dedi 54 yaşında kesin vardır bonustan da abisi oynadı.
filmleri kimse beğenmeyince, yeni filmlerde babasını, abisini, dayısını oynatarak ortadan kaybolmuştur cem yılmaz. babasının "işinin başına dön" ısrarlarına "ben tatildeyim" diye kaçamak cevaplar vermektedir.
cem yılmaz'dan beklenmesi gereken kalitede yapılmış reklamlardır. kendisi zaten her zaman magazin servislerine malzeme olan ve onları güldüren bir insan olmuştur. başka da bir icraatı görülmemiştir.
cem yılmaz dışında herkesin oynadığı reklamlardır. abisi, babası dayısı ne alaka dedirtir. ayrıca verilmek istenen mesaja ulaşılamamıştır, bulan varsa bir zahmet anlatsındır.
iğrenç ötesi reklamdır.bu iğrençliğe babasını abisini ve dayısını da katarak dahi durumu kurtaramamıştır cem bey.içimden al akrabalarını da git diyesim geliyor.demiyorum(!)
tüketiciyle dalga geçen reklamlardır. sehpanın üzerinde "çekiyo mu mahmut?" derken, kendi astronomik fiyatlarını doğrulamıştır. cep telefonuyla konuşulmasının tek sebebi olan şirketken, tüketiciyi zavallı yerine koyup alay etmektedir. bu reklamla, yüksek fiyatını doğrulamıştır.
cem yilmaz li opet reklamlari başlığından 3 sayfa daha fazla entry alan başarılı reklamdır.
ayrıca cem yılmaz reklamda dedesini ninesini oynaratarak paraları cebine atmaktadır.
