artık birileri her çektiği filmde 20 tane karakteri birden canlandırmak zorunda olmadığını söylemeli. tamam iyi oyuncusun da bokunu çıkartmaya gerek yok. nereye baksak cem yılmaz görüyoruz filmlerinde yahu.
bilmem kaç milyon dolarlık prodüksiyon yapıp filmin temeline futbolu koyup finali de skindirik nike reklamından çakma bir futbol maçına bağlarsan *, recep ivedik de seni gişede ezer geçer. futbol temalı filmleri kanal d, star falan zaman doldurmak için gösteriyor, bir de başrolde bir köpek oluyor genelde.
yanlış yoldasın cem. * geçmişinde her şey çok güzel olacak gibi bir film olmasa, çektiğin bir filmi bile izlemem emin ol. *
ACUN ILICALININ YAPTIĞI PROGRAMDA ANLATTIĞI iNGiLiZCE NASREDDiN HOCA FIKRASI iLE NE KADAR PROFESYONEL OLDUĞUNU GÖSTEREN BiR KOMEDi USTASIDIR(TABiR-i CAiZSE).
bir safiye ayla bestesi olan "gönül şarkıları" nı yorumlamış komedyen. iyi de yapmış. ayrıca bu kaydı ilk defa alkışlarlayaşıyorum.com'a kendi eliyle ekleyerek siteye kıyak geçmiştir. evet sözü fazla uzatmadan karşınızda cem yılmaz:
henüz kimseler farkında olmasa da, devrim yapmış adamdır. seneler sonra anlaşılacak tahminen.
bu adam ülke insanının düşünme yeteneğini değiştirdi, belki de geliştirdi. saçma sapan, zekadan bihaber esprilere gülmekte olan insanın bakış açısına yeni bir boyut kattı.
gözümüzün önünde olup da, dillendiremediğimiz tabulara şut çekti.
yetmedi, sinemaya el attı. bu ülkenin göremeyeceği filmler yaptı, iyidir kötüdür ama çığır açtı.
reklamcılık yaptı, müzikle uğraştı.
henüz kimseler farkında olmasa da, o bir dahi. genius.
peşin edit: cem yılmaz'ın akrabası değilim. tanımam etmem.
bugün kadir has üniversitesinde ona gösterilen ilgi ve saygıyla ne kadar çok sevildiğini anladığım süper insan. öyle ki daha söyleşinin başlamasına bir saat kala cibali'dekilerin derslerini bırakıp, bahçelievler ve selimpaşa'dakilerin kalkıp ta oralardan gelmesiyle koca salon dolmuştur. ayrıca salonun dolması nedeniyle salona giden yolun güvenlikçiler tarafından tutulması, biriken insan yığınının * dakikalarca bıkmadan usanmadan güvenlikçilerle tartışmasıyla ve en sonunda güvenlikçileri zorla geçerek salona girmesiyle sonuçlanmıştır.
sonunda salona girerek onu bugün 3 saat izleme fırsatı buldum.** ayakta izledim, belim ağrıdı falan ama gerçekten bu adama değiyor. espirilerine, klişelerle geçtiği taşşaklara, gözlemlerini dinleyiciye aktarmasına zaten değinmiyorum ama bu kadar komik olup* bu kadar da haddini bildiğini bilmiyordum. yani kendine güvenilecek yerde adam kendine güveniyor. açık açık ben türkiye'nin en iyi komedyeniyim diyor. gayette iyi bence. ancak mütevazilik yapılacak yerde de adam artislik yapmıyor. belki de yaptığı espirilerinin yanında onu böyle izdiham yaratırcasına sevilir kılan da bu bence.
ayrıca bu adam kariyerinde, tahmin ediyorum bir kere öğüt verdi * onu da bizim üniversitede verdi ki o öğüt, kendine güven açısında bana çağ atlattı. "arkadaşlar bizim toplumumuzda kendini beğenmişlik ayıplanır peki kendini beğenmemişlik güzel bişey mi? saçım şöyle, burnum böyle, sosyal değilim, kendime güvenim yok diyince herşey daha mı iyi oluyor? yani biraz kendinizi beğenin. tabiki aşırıya kaçmadan orta ölçekli bir şekilde. kendinizi beğenecek durumda değilseniz de kendinizi o duruma getirin." diyerekten gerçekten beni derinden düşündürmüştür.
sonuç olarak, bugün yaptığı espirilerle olsun, verdiği öğütle olsun şu sınav ve proje dolu günlerimde bana anti depresan etkisi yapmıştır. kendisi uludağ ve ekşi sözlüğü de takip ediyormuş. burdan kendisine teşekkürlerimi iletiyorum. abi seni allah başımızdan eksik etmesin.
bugün kadir has ünviersitesi'ndeki gösterisinde yarım yarım yaran kişi olup, rektör ve neredeyse tüm hocaların bulunduğu ortamda yaptığı erotik esprilerle ortama bir seviye atlatmış olan insan.
ondan önce birbirine tokat atan, düşen insanlara falan gülüyorduk eğer birden elini eteğini çekerse bu işten böğüren, tokat tekme girişip, geğiren ayılara güleceğiz en azından bundan dolayı varlığı komedi izleyebilmemiz için gerekli. bunun için bile hayran olunabilecek adam.
ondan önce zeki metin'in kaberelerine, süt kardeşlere, kemal sunal halit akçatepe şener şen klasiklerine gülüyorduk, ondan sonra, ona özenen ucuz taklitlerine gülmeye alıştırıldık. eskisi kadar kaliteli film ve espirilerin yapılmaması üzerine boşluğu dolduruyor, ve bu şekilde de bolca para kazanıyor*sadece. çok abartılmamalı. yoksa gora, arog'un modern turist ömer filmleri olduğunu farketmediniz mi?
mizah dünyasında çığır açmış ve kendine haz olan tarzı mizah dünyasında bir mizah yöntemi olmuş olan kısacası ülkenin mizah anlayışını ve şeklini değiştirmiş çok zeki ve başarılı bir komedyen. hakkında bir gösterisini izleyip hiç gülmeyecek birine rastlandığına dair bir tek rivayet bile yoktur.
ondan önce de güldüğümüz kaliteli türk mizahçıları vardı, ondan sonra da olacak. ama bu, şu anda bizi geğiren ayılardan kurtardığı gerçeğini değiştirmez.
Türk Mizahı ve Türk insanı'nın zincirlerini kırmasını sağlamış yegane isimlerden biri. Arada sırada eski performansına göre daha az komik işler yapmasına karşın, hala ve uzunca bir süre tahtına o verken oturulmaması gereken mizahçı olarak akıllarda ve gönüllerde kalacak, yakışıklı değil ama sempatik kişi.
güzel filmin çok para harcamakla olmayacağını artık anlaması gereken insan. araya o kadar pahalı prodüksiyonlar girmesine rağmen hala altan olarak, fikri olarak, müslüm duralmaz olarak ya da iskender olarak hatırlanmasından bir şeyler çıkarmalı. dünyanın en itici film karakteri olan arif'ten bahsetmiyorum bile.
cem abi* senaryosuna ya da ne bileyim çekimine karışmadığın filmlerde oyna sen abi. ya da film çekme rica edicem. absürd durum komedileri senin zeka düzeyine yakışmıyor. sen bu değilsin abi. iyiydin önceden.