iktidara yakın bir gazetenin: "paralel devlet var deyin sizi ve partinizi manşet yapalım" önerisine "hadi kardeşim hayırlı işler" diyerek gazteyi mort eden liberal demokrat parti lideri. ben demiyorum buyrun:
2011 genel seçimlerinde yani gezi parkı olaylarından tam 2 sene önce trt'de yaptığı 2. konuşmada "bu ülkede allah korusun bir gün halk ayaklanması olursa, etnik nedenlerden değil, fakirlikten yoksulluktan değil, adaletsizlikten olacaktır. insanlar fakirliğe yoksulluğa tahammül gösterebilirler ama adaletsizliğe asla. gidişat budur ve herkes için tehlikelidir." diyen ldp genel başkanı.
bu adamın partisi o seçimlerden son sırada çıktı. ana muhalefet sıfatıyla çıkan partinin durumu ise ortada...
partisinin, yaklaşık 20 yıldır batı tarzı başkanlık sistemini savunan ancak akp'nin başkanlık sisteminin bildiğin dikdatörlük olduğunu farkeden ldp lideri.
başkanlık sistemiyle akp, kendi sultanlığını kurmak istiyor. bunu başkanlık sistemini savunanlar anlıyor.
şeklinde tepki göstererek yine çıkışını yapan lider.
gerekçesi ise: "Batı demokrasilerinde bir sokağa bir bina yapılacak olsa, proje semt sakinlerine detayı ile anlatılır ve onayları alınır." şeklinde açıklamış.
bu adam onbinde dört oy alırkene, "ben bildiğimi okurum" zihniyeti yüzde elli oy aldı,
durmak yok böyle devam edin nereye varacaksınız bakalım...
Aykırı sorular'a katılmış ve enver aysever karşısında biraz afallamis sanki. Liberalizm in 5 ayağı var demiş ve 5inciyi hatırlayamayarak büyük gaf etmiş, sonra hatirlasa da aysever basmıştır hafiften fırçayı.
YouTube da var izleyiniz.
--spoiler--
Bir malın fiyatı sınırın öteki tarafında 1TL, bu tarafında, dünyanın en yüksek vergilerinden dolayı, 5TL ise o malın mutlaka kaçakçıları olacaktır.
Ülkemizde sigara, içki ve mazot bunun örnekleridir.
PKK'nın finansmanından Avrupalılara şikayette bulunurken, yüksek vergiler ile terör örgütünün de ekmeğine yağ sürüyoruz.
Sonra da halktan topladığımız vergileri PKK ile mücadeleye harcıyoruz.
Bu kadar fiyat farkı olmasa ne PKK ne de bölgedeki gariban bu yola başvuracaktır.
Saçma ötesi bu vergi oranlarını ve politikalarını gözden geçirmekte yarar vardır.
--spoiler--
tbmm anayasa uzlaşma alt komisyonu'na partisi adına katılmış ve ldp'nin teeaaa 17 sene evvel hazırlayıp programına koyduğu anayasa önerisini, alt komisyondaki milletvekillerine sunmuş genel başkan.
yine kendi kişisel facebook ve twitter syfalarında, lafı gediğine oturtmuştur:
--spoiler--
RTE'nın "RAMAZANA HÜRMETEN SABREDiYORUZ" BEYANATINDAN, "ASKERiMiZE VE POLiSE SALDIRIP ŞEHiT EDEBiLiRSiNiZ VE MERAK ETMEYiNiZ RAMAZAN AYI BOYUNCA KARŞILIĞINI ALMAZSINIZ" ANLAMI ÇIKMIYOR MU?
DEVLETiN KATiLLERLE MÜCADELESiNiN BAYRAMI RAMAZANI OLUR MU YAHU?? O ŞEHiTLERiN VE AiLELERiNiN YOK MU BAYRAMI RAMAZANI?
--spoiler--
kişisel facebook sayfasında şu şekilde yazmış kişi:
SORMAK HAKKIM: FAZLADAN BASILAN 19 MiLYON PUSULA iLE, SANDIĞA GiTMEYEN 6.5 MiLYON KiŞiNiN PUSULALARINI YSK GERi TOPLADI MI? BUNLAR KiŞiLERE ZiMMETLi Mi DAĞITILMIŞTI? SEÇiME GiRMEDiĞiMiZ iLLERDE BiZE NASIL OLDU DA OY ÇIKTI?
hakikaten ya, erzurum da 2, kayseri de 3, konya da 2, kütahya da 1, kahrmanmaraş ta 2, şırnak ta 1 oy nereden çıktı? bu illerde ldp oy pusulasında yoktu ki, bu oyları verenler oy pusulasının neresine bastılar ki o ldp ye oy olarak sayıldı? hakikaten ilginç.
"zıt görüşlerde olsak da, MHP SEÇMENi AHLAKSIZLIĞA PRiM VERMESiN, PARTiSiNE SAHiP ÇIKSIN",
"GELECEK TE TEK BAŞINA iKTiDAR OLDUĞUMUZDA BiZE KONTROLSÜZ GÜÇ VERMEYiN, ZiRA ŞIMARIRIZ..."
"yav arkadaş rahat bırakın insanları, önce musluklardan içilebilecek temiz su sağlayın"
şeklinde konuşmuş lider(sadece bu kadar değil daha neler dedi neler), böyle bir kişi türk siyasi hayatına gelmemişti, yarın yine binde küsüratlarda oy alırsa bu adam, yazıklar olsun türk seçmenine, "ldp ye sempati ile bakıyorum ama oyum boşa gidecek" düşüncesi ile iç organlarını baskı altına alarak başka partiye mührü vuracakların da akıllarından şüphe edecem, tamam % 10 barajı geçemeyecek büyük ihtimal ama en azından % 3-4 alması lazım ki hakkını teslim edelim şu adamın ve şu partinin...
değerli vatandaşlarım,
bir hafta sonra, ülkemizde bir genel seçim var. basından izlemektesiniz. meydanlarda lider sıfatlı siyasiler gırtlaklarını parçalarcasına, birbirlerine ettikleri hakaretlerle, seviyelerini ortaya koyuyorlar.
türk basını da bunların haykırışlarını, gece gündüz ekranlarına taşıyarak kendi seviyesi ile birlikte demokrasimizin de seviyesini ortaya koyuyor.
aslında siyasilerin dillerinden düşüremedikleri demokraside dünyada nerdeyiz, ben size onu önce bir özetleyeyim. özetleyeyim de halkını kimlerin bidon kafa yerine koyduğunu görün ve anlayın.
futbolda en başarılı takımları listeyen kurumlar var ya, dünyada ülkelerinde demokrasiyi, özgürlükler, yargı bağımsızlığı, yaşam kalitesi, basın özgürlüğü gibi ktiterleri ölçüp ülkeleri sıralayan kurumlar ve göstergeler var..
mesela bay başbakanın her fırsatta biz dünyanın 17. en büyük ekonomisiyiz dediği sıralama da bu listelerden bir tanesi.
şimdi ben sizlere başbakanın işine gelmediği için söylemediği bazı gerçekleri anlatayım da “12 haziranda ben kime, neden oy vereceğim? diye bir düşünün.
değerli yurttaşlarım, acı ama gerçektir, türkiye cumhuriyeti, dünya demokrasi listesinde gana, lübnan, bangladeş, mogolistan, namibia, gibi ülkelerin altında dünya 89.sudur. zulu kabilesi bağımsız bir ülke olmadığından ülkemizin altındamıdır üstündemidir bunu kusura bakmayınız bilmiyorum.
ama daha da vahimi, 9 yıldır bu ülkeyi tek başına, mecliste mutlak çoğunlukla yöneten, demokrasi kahramanı bir parti olmasına rağmen geçen sürede bırakın yukarılara çıkmayı sıralamada daha da aşağılara düştük.
kişi başına düşen cop darbesi ve biber gazı tüketiminde, hapisteki gazeteci sayısında, çin, kore, iran, mısır gibi ülkeleri geçip dünya birincisi olan bir ülkenin, demokraside dünya 89.su olması gayet normaldir.
bir nevi hırsızlık olan rüşvette de avrupa 1.siyiz ama o konuyu size haftaya anlatacağım.
demokrasinin temeli hoşgörüdür. ancak yıllar içinde muhalif ama barışcıl eylemci gençlere, muhalif gaztecilere, iş adamlarına, sivil topluma karşı sergilenen tahammüzsüzlük 74 milyonun gözleri önündedir. akpliler osmanlının coğrafyasından önce höşgörüsünü kendilerine hedef koymalıdırlar.
seçimde akp;ye oy vermeye kararlı olsanız bile, lütfen şimdi söyleyeceğimi iyi dinleyip, elinizi vicdanınıza koyun ve kendinize sorunuz. türkiye'de hangi siyasetçi milletini bidon kafa yerine koymaktadır.
bir ilde, 100,000 oy alan partinin adayları meclise gidemezken, 1,000 oy alan partinin tüm adayları meclise gidecekler. avrupa;da konuşmasında %10 barajının demokrasi ile alakası yoktur diyen bay başbakan da milli irade diyerek mangalda kül bırakmayacak.
iktidar partisinin önde gelen bir yöneticisi “yok yaaaaa, barajı kaldıralım da millet gidip partisine oy versin, var mı öyle dava?” diyor. ve bu zat, seçimden sonra hazırlayacakları sözde özgürlükçü sivil anayasa metninde söz sahibi olacak. bu yasak delisi zihniyetin özgürlükçü anayasa hazırlaması, mudurnu tavukçuluğun “tavuk hakları bildirgesi hazırlaması gibi” bişey olacaktır.
milletini yere göğe sığdıramayan bay başbakan diyor ki: milletimiz henüz barajın kalkmasına hazır değil. yani sizler değerli vatandaşlarım, başbakana göre meclise kimi seçip gönderebileceğiniz bilincine henüz erişmiş değilsiziniz.
bu da kafamı karıştırıyor. milletvekilini seçmek bilincinden yoksun bu halkımız, daha 12 eylül referandumunda, hakim savcılar yüksek kurulu kaç üyeden oluşsun, anayasa mahkemesine sayıştay ve yök kaç üye göndersini belirleyecek kadar bilgili ve bilinçli değilmiydi?
basından yürekli, yiğit bir gazeteci de çıkıp bunları hangisi bay başbakan bu milletin zeka düzeyi ve bilinci sizin siyasi ihtiyaçlarınıza göre günden güne değişecek mi? diye sormuyor? aslında sormuyor değil korkudan soramıyor.
başbakan ve ekibi işte bu soruların cevabını asla veremeyecekleri için, siyasi rakipleri ile tv ekranlarında tartışmaktan bucak bucak kaçıyorlar.
seçim meydanlarında kalabalıklara yapılan konuşmalar, taraftarlarını tribünlere toplayıp, boş kaleye gol atmaya benziyor. ne acıdır ki, 3 partinin milletin vergilerinden bu yıl seçime kadar hergün kasasına attığı 2 trilyondan fazla parayla otomatiğe bağladıkları medya da boş kaleye attılan bu golleri halkımıza “demokrasi” diye yayınlıyor.
“helal” kavramını dilinden düşürmeyenler, haramla siyasetin önde gidenleri. seçime giren her partinin seçmeni vergi veriyor. ama kamu ihale yasasını nerdeyse 20 defa değiştiren sözde adaletin partisi, kendi kasasına bu sene 186 trilyonu koyarken, seçime giren diğer 12 partiye tek kuruş vermeyen yasayı değiştirmiyor. insanlar partilerine oy veriyorlar, kendi hanesine yazıp oy alamamış adayını meclise sokuyor, millet vergi veriyor, parayı kendi kasasına koyuyor, diğerlerine kuruş koklatmıyor. oysa bu konular, anayasa değişikliği gerektirmiyor ki. bir günde mecliste değişebilir, ama değiştirmek rabbena hep bana demokratının işine gelmiyor.
şimdi anlıyormusunuz neden bu ülke dünya 89. su?
akp’liler tutuklanan her muhalif için bu bir yargı kararıdır, saygı duymak lazım” edebiyatı ile topu başkalarına atmaya çalışıyorlar. o halde siz de partinizi laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan mahküm edip cezalandıran 11 yargıçtan 10 unun kararına saygı duyun.
karşıtı olduğunuz o laikliği ben bu topluma en dindar insanın bile inanç ve ibadet özgürlüğünün, yaşam tarzının güvencesi olduğunu vurgulayarak yeniden bu ülkenin yükselen değeri yapacağım. laiklik olmadana demokrasi olmaz. laiklik ülke yönetimini kural ve kaidelere bağlar. keyfiyetten kurtarır. george bush laikliğe inanmayan, her sabah tanrı ile konuştuğunu iddia eden bir insandı. dünyanın başına ne işler açtı gördünüz. din devleti israilin, bu toprakları bize tanrı verdi diyerek bölgeye getirdiği zulmü biliyoruz. aklı başında demokrat bir insan laiklikle ters düşmez.
bu seçim döneminde, akp propaganda makinesince küfür haline sokulan laiklik; kelimesini oy getirmez diye ağzına almayan, diğer parti liderlerini de kınıyor lanetliyorum.
söz konusu devletse, hak, hukuk, adalet teferruattır diyen bir yargı düzeni söz konusu bizim cemaat ise hak hukuk adelet teferruattır diyen bir düzenle değiştirilmeye çalışılıyor. yanlış yanlışla düzelmez değerli vatandaşlarım.
uydurmuyorum, yetkililerinden dinledim:
5,500 senedir bu topraklarda yaşayan, devlete asla baş kaldırmamış, istanbulda tek bir kiliseye mahküm olmuş 25-30 bin süryaniye 2. bir kilise için arazi verilmiyor. kaçtıkları avrupa ülkelerinde bakan milletvekili olabiliyorlar, ama 5,500 senedir yaşadıkları ülkeleri türkiyede bir bekçi bile olamıyorlar.
sene 2011, bu toprakları vatanları bilen, askerlik yapan, vergi veren ermeni vatandaşlarımız hala çocuklarına ermeni ismi koymakta zorlanıyorlar.
avrupa insan hakları mahkemesi herkesi din dersi almaya zorlayamazsın diyor, bunlar tınlamıyorlar.
nerenin ibadethane olup olmayacağına siyasiler değil, o inancın cemaatleri belirler ama bizim ileri demokratlar tek bir doğru yaşam tarzı vardır, o da benim yaşadığımdır zihniyetinde ısrarcılar.
o yüzden onbinlerce internet sitesine erişimi yasaklıyorlar. kendi doğrularına göre yaşam tarzı dayatmaya kararlılar.
içkiyi yasaklamak için binbir türlü yol deniyorlar.. neymiş, gençliği, aileyi, toplumu koruyacaklarmış. öyle ya gelişmiş demokrasilerde gençlik, aile, toplum yok, ordakiler kelaynak sürüsü.
haydi kapalı ortamlarda anladık ama durağa gelen 86 model 25 yaşında macar yapımı belediye otobüsünün egsozu zehir saçarken, ileri demokratlar otobüs duraklarında halkımızın sağlığını koruyoruz diye sigara içmeyi yasaklıyorlar. sağlık mağlık bahane.
demokrasinin d sinden anlayan adam, kürt açılımı, alevi açılımı, gayri müslim açılımı, roman açılımı yapmaz. bir tane açılım yapar ve derki. tanrı diline, dinine, ırkına, etnik kökenine, bakmadan her insanı bazı temel hak ve özgürlüklerle eşit yaratmıştır. bu hak ve özgürlükleri siyasiler insanların elinden alamazlar veya bir lütuf gibi veremezler. yüreğiniz yetiyorsa koysanıza bunu özgürlükçü sivil anayasanıza da görelim.
biliyorum sanki dünyanın en zengin ülkesiymişiz, 100 milyarlarca dolar borcumuz yokmuş gibi sizlere, ne avanta kömür, ne erzak, ne her ay 600 tl, ne bedava ilaç, ne okul kitabı, ne bilgisayar vaat etmedim. büyük bir kısmınız bende aradığını bulamadı. ama insan olarak kalkınmamız, önce eleştirdiğim bu yanlışların düzelmesinden geçiyor. özgürlük olmayan ülkede zenginlik olmaz. para o ülkeye gelmez, o ülkeden kaçar.
siz hala bu yasakçı, dayatmacı, hoşgörüsüz, zihniyetlerden ileri demokrasi bekliyorsanız, taksim veya kızılay meydanında da gidin vapur bekleyiniz, belki gelir.
şahsım ve partim liberal demokrat parti adına hayırlı günler dilerim.
bu yasak delisi zihniyetin, özgürlükçü anayasa hazırlaması, mudurnu tavukçuluk'un tavuk hakları bildirgesi hazırlaması gibi bir şey olacaktır diyen ldp genel başkanı.
"söz konusu devletse hak hukuk adalet tefaurattır şeklindeki anlayış söz konusu bizim cemaatse hak hukuk adalet tefaurattır şeklindeki anlayışla değiştirilmeye çalışılıyor, yanlış yanlışla düzelmez..."
trt'de katıldığı programda ''herşeyi devletten bekleyen, devlete daha çok vergi vermeli'' diyerek çok güzel bir söylemde bulunmuş iyi siyasetçi ancak esamesi okunmayan bir partide kaybolan siyasetçilerden. son cümledeki vakayı yaşayan bir benzeri de aykut edibali'dir.
eksik evrak gerekçesi ile seçime katılamayan özgürlük ve dayanışma partisi (ödp) genel merkezini ziyaret edip, "size yapılan bu haksız uygulamada destekçiniziz" diyen,
ard arda kaset skandalları ile sarsılan milliyetçi hareket partisi (mhp) seçmenlerine " partinize sırt çevirmeyin, genel başkanınıza sahip çıkın" şeklinde mesaj veren