kendisi abartısız türk tarihinin en iyi sanatçılarından birisi. cem karaca o kadar yüce ki aynı tarihlerde türkiye'de değil de abd veya ingiltere'de yaşamış olsaydı bugün herkesin tanıdığı freddie mercury, robert plant gibi dünyaca ünlü bir sanatçı olurdu.
olsun onu dinleme zevki de biz türklere nasip olsun.
neredeyse tüm şarkılarını dinlediğim rahmetli sanatçı. aslında benim için ikiye ayrılır: siyasi gel-gitleri ve sanatçılığı. özel hayatında çapkın olduğunu biliyorum ama bizi ilgilendirmez.
siyasi yaşamı oldukça çalkantılıdır. 1970'lerde bir konser kaydında, filistin'in ve tüm dünyanın sosyalizm ile kurtulacağını söylerken; 1980 darbesinden sonra turgut özal'ın elini öptüğü ve bu sayede ülkeye dönebildiği söylenir. hatta bununla ilgili bir şarkısı vardır "dönek" diye. sonrasında sağa doğru meyletmeye başlar. ve ölmeden önce fetö ( o zamanlar gülen cemaati) en koyu üyelerinden olur. hatta fethullah gülen teröristi, cem karaca öldükten sonra kanal 7'de taziye mesajı yayınlar. en soldan bir cemaat üyeliğine çalkantılı bir siyasi yaşamı var yani.
şarkılarına gelince, namus belası türk anadolu rockın ilk parçasıdır. peki anadolu rock nedir? namus belasını düşünün. müzik altyapısı bir avrupalı anlayabilir ama sözlerine asla anlam veremez. "namus belasına gardaş döktüğümüz kan bizim" dediniz mi, manyak mısınız lsn derler.
işte anadolu rock budur. popüler olan şarkıları dışında cem karaca'nın aslında efsane ve ironi dolu şarkıları vardır. aklıma ilk gelen "sendeki işve anamda olsa babam geri dirilir". gibi. kimi zaman marş söylemiştir, kimi zaman nazım şarkıları... en sonda da mahsun kırmızıgül ile düet yaparak hayata gözlerini yummuştur.
sonuçta gelgitli bir hayat yaşamış, bu hayatı siyasi yaşamına da şarkılarına da yansımıştır. ruhu şad olsun.