bugünkü tüsiad konuşmasında net ve kesin tavır koyan yiğit insandır.
edit: özür dilerim... konuşmayı tam anlamıyla dinlemeden yazdım. şu an eksilenmek istiyorum. çünkü bu insan yiğit değil, türkiye cumhuriyeti'nin üniter yapısına dahi karşı çıkan bölücünün tekidir.
yahudi lobisinin desteğini alan iş adamı. bu sayede karısı tüsiad başkanı olmuştur. dün yaptığı konuşmadan sonra kendisini ilk olarak george soros un en büyük dostlarından izak alaton tebrik etmiştir. amerikanın ırak a demokrasi götürmesi gibi güya türkiye ye insan hakları getireceklermiş.
ayrıca ortada bu konuda ciddi bir polemik yokken seçimlere yaklaştıkça böyle bir konuşma tertip edilmesi dikkat çekicidir.
"insanların hakları, hürriyetleri, refahları ülkenin bölünmesinden daha önemlidir" diyerek, üniter devleti koruyarak insan hakları, hürriyetleri ve refahı sağlayan ülkelerin var olduğu gerçeğini görmezden gelen, bölünmeyi bu kavramların hayata geçmesi için ön şart gibi sunmakta beis görmeyen, halkı bölünmeye alıştırma politikasının büyük sermayedeki borazanı, tuzu kuru ve sinsi bölücü aydınsıdır.
daha fazla insan hakları, hürriyet ve refah için devrim anayasasını değiştirip ılımlı islam anayasası yapılmasına çabalayacağına, üniter devletlerde insan hakları olmadığı mantık-dışı savını küstahlık derecesinde savunacağına, işe kendisi ve dostlarının emekçi sömürüsünden başlaması gereken kişidir. sendikalı işçileri işten çıkaran patronlara, emekçi haklarını sömürüp üstünden ceplerini doldurarak forbes'un dünya zenginleri sıralamasına giren servet sahibi işverenlere insanlık, hürriyet ve refah dersi vermesi gereken kişidir. bilgi kirliliği ile insanları aptal yerine koymaya çalışacağına, üniter yapıyı refah karşıtı göstereceğine, asıl amacının ne olduğunu belirtmesi zorunlu kişidir. fransa üniter ve laik bir devlet olduğu halde fransa halkı için insan hakları, hürriyet ve refah mümkün iken neden üniter türkiye cumhuriyeti için bunu çok gördüğünü açıklaması gereken şahıstır.
yeni demokrasi hareketi genelbaşkanı olduğu dönemde kimsenin sikine takmadığı, tüsiad'ın arkasına sığınıp akp'ye yalakalanınca tüm haber bültenlerine konu olan satılmış.
ne demiş? bireyin mutluluğu ülkenin bütünlüğünden önemlidir.
birey tek kişidir ve yaşam döngüsü de taş çatlasa 80-90 yıldır. rekor kırmaya kalksa 150 yılı göremez. devlet ise milyonlarca vatandaşın güvenliği, sağlığı ve huzurundan sorumludur. siz, bir kişiyi mutlu etmek için bir şeyler yapacağınıza devletin asıl görevlerini yapıp yapmadığına bakın. bir kişiyi mutlu etmeye çalışmak hem kaynakların hiç edilmesidir hem de başkalarının güvenlik, sağlık ve huzuruna engel olabilir. kaldı ki kişi kendi mutluluğunun peşine düşebilir. oysa kişi kendi sağlık, güvenlik ve huzurunun peşine düşemez. düşerse başkalarının sağlık, güvenlik ve huzurunu bozar.
liberalizmin temel sorunu tam da budur işte. vahşi kapitalizm konusuna hiç girmiyorum. kendileri üç kuruşa çalıştırdıkları serflerinin ve hayâlî ürünleriyle kazıklardığı tüketicilerin sırtında trilyonlar götürsün. arada akp'yi yalasın. kendi boyunu aşan boklara kalkışmasın!
---alıntı---
"bir gün arkadaşımla boğaz'da kalkan yiyoruz,arkadaşımın kalkanı çok kızarmış geldi,garsona çıkıştı bu ne diye? arkadaşıma döndüm,senin garsona kızmaya hakkın yok dedim,bu ülkede az kızartılmış kalkan yemek istiyorsan bu ülkeyi değiştirmen gerekir,değiştirmek için de,ayağa kalkıp siyaset yapacaksın,işte orada siyaset yapmaya karar verdim"
---alıntı---
bu kadar kolay işte varsıllar için politika. insanların yaşamlarının önemi yok. onlar siyasete bile çocuk oyunu gözüyle bakıyorlar. bu kadar şımarıklık fazla.
diyelim ki bu tezi doğru.
o birey olarak bunu istiyor.
ya benim birey olarak isteklerim-düşüncelerim ya da onun sahip olduğu kapitali paylaşmak-pay istemem ne olacak?
insan olarak, bu yıkılası devlete aynı vatandaşlık hakları ile bağlanmadık mı?
çalışmadık mı?
üstelik, vergi listelerinde adına rastlanmayan bu insanlar, yararlandığı vergi indirimi-teşvik-ucuz kredi hatta son vergi afları ile neler kazanmış, bunlar ticari sır ve kişilik hakları olur iken benden alınan peşin vergiler enflasyon-ötv-kdv ile dolaylı yoldan hortumlanan paradan kaç kuruş onun cebine gitti?
ankarayı geçmeyen yatırımlar geçse bile devletten alınan teminat ve tazminat ile hatta 2-3 sene sonra gösterilen iflas ile parayı batıya aktarma işi malum zaten.
ver ulan hakkımı biraz da biz ezilen edebiyatı yapalım, diye gırtlağına çöken birileri çıkınca kime sığınacak bu çok bilmişler? fildişi kulelerinde yaşar iken birileri nasırına basınca anlayacak devleti.
kaos tan beslenerek kene gibi ülke değerlerini emen insan, bu ülke için her şeyini veren insan kadar kıymet bilmez.
hele ki siyaseti finans eden kapitalizm olduğu düşünülür ise, sahipler bağırınca köleler susar diyerek, allah her kese akıl versin diyorum.
zamanı gelince bunların hesabı sorulur. devlet kaplumbağa bunlar tazı. yine yakalanır. devlet unutmaz.
babamın dediği gibi, delikanlının enayisi devlet ile uğraşır.
yaptığı konuşma üzerine derhal soruşturma açılması gereken şahıs. bölücülüğün bu kadar aleni haline de pes artık!! neymiş efendim insanın mutluluğu vatanın bölünmesinden daha önemli imiş. kendisi vatan konusunda bazı hassasiyetlere sahip olmayabilir ama ya benim mutluluğum vatanın bütünlüğünden geçiyorsa?
ağız ishali olmuş bu aralar, yazık. hem de bulaşıcı olan cinsinden. tüm ailesine bulaştığı da dilden dile konuşuluyor. e tabi; bu kadar yalakalığın sonucu bu olur.
halkın bankalar tarafından sömürülmesi karşısında sesi çıkmaz, milletin lehine verdiği en ufak bir beyanat görmedik ama ne hikmetse birden çapulcu olmuş. hayret. bu adamı halktan biri zannedenler ise ...................... boşluğu siz doldurun benim midem bulandı gidiyorum.