istatistik dersinden cikmis aylak aylak merdivenlerden inerken asagida kurulu ses sitemi, piyano felan gormustum bir gun. daha da asagi inip yaklasinca piyanonun basinda ayar yapan fazil say'i gorunce iyice afalladim. hayir, planli bir konser felan yoktu ki... durup dinlemek istedim. mikrofonun basinda bir genc... kalabalik toplaninca fazil say tanitti bu genci: cem adrian. "ilk konserini burada verecek, ileride hava atarsiniz 'ilk konserini dinlemistim cem adrian'in diye'" dedi. sonra bir o telden bir bu telden efsane bir ses ile sarkilar soylemeye basladi cem adrian. tabi, bilin neyapti'dan sonra boyle bir olayla karsilasmak bizi dumur etmis olsa da, o ilk konserde tadina varmistik o nadide sesin.
allah nazarlardan saklasin mi denirdi boyle bir sese?
iliklerime kadar hüzün , iliklerime kadar melankoli; yeter be abi , bu ne adanmışlık , bu ne muhteşem yorum. jay jay johanson bir sen iki , bitirdiniz be beni. tek kelimeyle mükemmelsiniz ne diyeyim.
bir kaç yıl önce sevgiliye doğru koşarken cd sinin takmıştım bu genç adamın discman e ve ben bu şarkıyı sana yazdım diyordu ama öyle böyle değil acayip diyordu, sevgiliye koşarken insana ayrı bir heyecan katıyordu. gecenin bir vakti onun sesi yine yankılanıyor artık sevgili yok ama aynı etkiye sahip cem adrian var ama bu sefer yağmur diyor, umay umay la beraber bana özel diyor, kısacası çok güzel diyor.
beyoğlu sembol kafede falımıza bakan ve daha sonra bir pazar günü iki dev gazetenin pazar ilavesinde birden tam boy resmini görüp de şoka girmeme sebep olan şahıs. ses telleri meğer normal bir insanın bilmem kaç katı uzunluğundaymış. şaka maka çocukcağızın sesini takip edemiyorsunuz bir kadın, bir erkek, bir mart kedisi.
ilk dinlediğimde kadın sandığım fakat sevgilim sayesinde erkek olduğunu öğrendiğim son zamanlarda albümünü sürekli dinlediğim 4,5 santim ses teli olan allah vergisi yetenekli olan bi insan.
bok var gibi "hayal kahvesi"nden başka bir yerde çıkmayan adam.
yahu bu ülkede bir tek "hayal kahvesi" mi var, onu da bırak, bu ülkede istanbuldan başka şehir mi yok?
insan bir turneye çıkar, değişik yerleri görür, değişik yerlerden dinleyicilerinle buluşur.. **
ruhat mengi'nin bu şarkıda çocuk sesi var mıydı? ısrarlı sorusu üzerine"benim sesim vardı" diye güzel bir yanıt veren şarkıcı. Cem adrian'ın performansı çok iyiydi fakat ruhat mengi google yaklaşımlı sorulara takılıp kalmıştı.
ruhat mengi'yle her açıdan adlı programın geçtiğimiz haftaki konuğuydu Cem adrian.
özellikle aklımda kalan cümlelerini paylaşmak istedim.
"hissettiğim zamanda, hissettiğim sese çıkarım, - hissettiğimde-" * *
normal şarkıların kesmediği zamanlarda dinlenilesi bir adam bu. sesini kılıktan kılığa sokuyor, titretiyor, acayip yani, siz de katılabiliyorsunuz o tuhaflığa iyi geliyor, aynen öyle ajda.
sesinin kaç oktav olduğu beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor ama açık yüreklilikle size şunu söyleyebilirim ki bu adam şarkı söylemesini bilmiyor.kedi miyavlamaları ve benzeri garip garip sesler çıkartarak şarkı söylemekse eğer derdimiz şunu bilsin ki alışılmadık, yeni bir tarzı olduğu için bu kadar tutulmuştur. yoksa yarın bir tane daha bu tipte bir şarkıcı belirirse ben kulak zarımı deldirmeye razıyım.*
makina programı'nın popülerliğe katkısı olmuştur. Cem adrian 2004 yılından beri profesyonel müzik dünyasının içindedir. magazini değil de müziği takip edenler bilir...
19 ocak ta bizleri topluca ankara'ya götürtecek kadar yetenekli bir müzisyen. yetmedi 23 ocak hayal kahvesi konserine de gittik. o kadar kalabalıktı ki kapılar erken kapandı.
20 şubatta tekrar hayal kahvesi'nde sahne alacak. biletler yine erkenden tükenecek sanıyorum.
yeni klibi "sonbahar" bu ocak sonuna yetişiyormuş.