3 yıl önce canlı dinlediğimde, hayatımda bir daha bu kadar güzel bir ses duyabilir miyim diye düşünmüştüm. bugün bir daha dinledim. nolmuş mu adamın sesine? ne yapmış da bu kadar kötüleştirmiş o mütiş sesini gerçekten anlayamadım. yazık etmiş kendine. umarım sadece bugüne özel bi' ses kısılmasıdır. yoksa çok yazık olur o güzel sese.
disco kralında 4 saat oturup 2 şarkı söylemiş, 5 tane de cümle kurmuştur. okan bayülgen'e sorarım ki bunun için bu adamı çağırdın programına? ayrıca bana yazık değil midir saatlerce televizyon başında oturdum bu adamı canlı dinleyeyim diye.
fan sayfasında yazmış olduğu yazı ile sözlük yazarlarına seslenen müzisyen
yazı aynen şöyledir;
Sevgili sözlük insanlarına...(Kinayesiz)
...Hiç kimseden önde, üstte, uzak ve üstün değil, tam ortasında herşeyin ve olabildiğince eşit yazıyorum.
Herkes kadar kullanarak ifade hakkımı, özgürlüğümü...
Ve sadece anlaşılabilmek için.
Şekiller görüyorum... Piksel piksel...
Ve isimler okuyorum... Nick nick...
Yazılanları, çizilenleri.. Font font...
Okuyorum...
En düşüncesiz, en bencil, en vahşi, en hakaret, en ahlak dışı, en acıtmak için yazılanı dahi...
Yazmak düşünmekten daha kolay olunca, kalem her ele verilince, herkes her hakka sahip olduğunu düşününce, özgürlük böyle suistimal edilmiş bir kelimeye dönüşünce...
Silah taşıma ruhsatının kendine, kendini korumak için değil de; insanları öldürmek için verildiğini sanmak gibi...
Ve cinsel özgürlüğün insanlara tecavüz edebilmeyi de sağladığını düşünmek kadar...
Yanlışa dönüşebiliyor doğru.
Özgürlükler güzellikler için.
Yaralamak, öldürmek, buna teşebbüs etmek için değil.
insan doğasındaki en temel elementlerden biri bunu bilmektir.
Bunu kaybeden eksik,
Sadece et ve kemiktir.
Hatırlayınca iyileşecektir.
Umut vardır.
Hep olmuştur.
Dünya kötülük için yazık bir yerdir.
Bugün toprağın üstünü paylaştığın tüm insanlarla, birgün aynı toprağın altını da paylaşacaksındır.
Fanidir.
Ve klavyelerin üstüne kurulan hiç bir krallık, gerçek bir krallık değildir.
Atar damarın pc'nden prize giden bir elektrik kablosu değildir.
Power düğmesiyle yaratılmayan hayatına aynı düğmeyle son verilmeyecektir.
Hiçbir gerçek cümle elektrikler kesilince okunamaz hale gelmeyecektir.
...
Bir insanın tanımadığı insanları sevebildiği kadar seviyorum sizi. Ve Tanrı'nın yarattığı her mucizeye saygı duyduğum gibi barındırdığınız mucize için saygı duyuyorum size.
Ben sadece şarkı söylerim...
Yazarım...
Yaşarım...
Başka bir iddiam, hedefim, amacım, hırsım, işe yaradığım başka bir şey yoktur. Mükemmel değilim. Hiç olmadım. Hiç olamayacağım. Bir insanın barındırdığı her şeye, sıradan bir insan kadar sahibim. Her insan kadar tam ve bir o kadar da yarım ve eksiğim.
Sebebini anlayamayacağım, bendeki karşılık yerini bulamadığım keskin ve sivri cümleleri yazmaya ayrılan, ömürlerden harcanan onca zaman...
Yere oturup göğe boş boş bakmanın dahi evrene daha fazla faydası vardır.
Daha uzun yazmayacağım. Kelimeler, harfler, onları okuyacak insanlar ve okurken harcanacak zaman çok kıymetli.
Doğru cümlelerin doğru insanlar tarafından doğru anlanmasını dilerim.
Hiçbir beni sevenin, beni savunmak için hayatından zaman harcamamasını...
...Ve sevgili sözlük insanlarının elektriklerinin hiç kesilmemesini. (Kinayesiz)
Dilerim.
kesinlikle sanatçıdır. eğitilmesi gereklidir,kararsızdır zarttır zurttur ama, kendine özgü sesiyle, sesleriyle nerde duyarsanız duyun bir parçanın cem adrian tarafından söylendiğini anlarsınız. bu önemli bir noktadır bana göre. yeni albümünde bulunan nereye gidiyorsun adlı parçayı öyle fena yapmıştır ki insanın o " ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş.." diye haykırırken gerçekten eli makasına gider bir avucunda saçları ramak kalır aylardır uzattığı saçlarını kesmesine.. summertime ı söylerken "yok artık bu adamın ne enstrümana ne müziğe ihtiyacı yok en fazla bir piano ile kaydetsin şarkılarını adamın sesi herşey oluyor bu insan olamaz" dedirtir. yalnız da ayağa kalkabilirim parçasında umutsuzca kendinize yalan söylerken bulursunuz kendinizi..
kısacası cem adrian mazoşist hazzın müzik tanımıdır. acıtan, parçalayan ama aynı anda haz veren birçok sanatçı var.ama bu adam bir başka gerçekten.sadece dinlerken sürmüyor o acı.dinledikten sonra hem uzun saatler boyu dinleme isteği yaratıyor bağımlılık yapıyor hem de korkutuyor verdiği duyguların gücünden. televizyonda canlı performansını izleyip, mahvolup, tabiri caizse ağzına sıçılıp, program bittikten sonra saatlerce dipten çıkamamanıza yol açıyor.konserde canlı canlı dinlerken başka bir dünyaya salıyor sizi. alkolle ve canınız sıkkınken özellikle de yalnız hissederken dinlemeyiniz. akıl sağlığına zararlıdır kendisi..saçlarınızı seviyorsanız hele..
ama şunu belirtmeden de geçemeyeceğim ki; popüler olmamalı kesinlikle. çünkü popüler olan satış kaygısı güder ve kalitesinden ödün verir.o, bu sade, bu yalnızca bir grup insan tarafından dinlenen halini kaybetmesin.umarım..
sözlüklere dil uzatma modasına uyan genç adamdır. poz verirken önce altına en azından don giymek aklına gelsin, ondan sonra seni eleştirenlere dil uzatmaya kalk cem kardeş.
hangi densiz insanlar kırdıysa kendisini...
çok sağlam bir açıklama yapmış, buyrun sizde okuyun...
Sevgili sözlük insanlarına...(Kinayesiz)
...Hiç kimseden önde, üstte, uzak ve üstün değil, tam ortasında herşeyin ve olabildiğince eşit yazıyorum.
Herkes kadar kullanarak ifade hakkımı, özgürlüğümü...
Ve sadece anlaşılabilmek için.
Şekiller görüyorum... Piksel piksel...
Ve isimler okuyorum... Nick nick...
Yazılanları, çizilenleri.. Font font...
Okuyorum...
En düşüncesiz, en bencil, en vahşi, en hakaret, en ahlak dışı, en acıtmak için yazılanı dahi...
Yazmak düşünmekten daha kolay olunca, kalem her ele verilince, herkes her hakka sahip olduğunu düşününce, özgürlük böyle suistimal edilmiş bir kelimeye dönüşünce...
Silah taşıma ruhsatının kendine, kendini korumak için değil de; insanları öldürmek için verildiğini sanmak gibi...
Ve cinsel özgürlüğün insanlara tecavüz edebilmeyi de sağladığını düşünmek kadar...
Yanlışa dönüşebiliyor doğru.
Özgürlükler güzellikler için.
Yaralamak, öldürmek, buna teşebbüs etmek için değil.
insan doğasındaki en temel elementlerden biri bunu bilmektir.
Bunu kaybeden eksik,
Sadece et ve kemiktir.
Hatırlayınca iyileşecektir.
Umut vardır.
Hep olmuştur.
Dünya kötülük için yazık bir yerdir.
Bugün toprağın üstünü paylaştığın tüm insanlarla, birgün aynı toprağın altını da paylaşacaksındır.
Fanidir.
Ve klavyelerin üstüne kurulan hiç bir krallık, gerçek bir krallık değildir.
Atar damarın pc'nden prize giden bir elektrik kablosu değildir.
Power düğmesiyle yaratılmayan hayatına aynı düğmeyle son verilmeyecektir.
Hiçbir gerçek cümle elektrikler kesilince okunamaz hale gelmeyecektir.
...
Bir insanın tanımadığı insanları sevebildiği kadar seviyorum sizi. Ve Tanrı'nın yarattığı her mucizeye saygı duyduğum gibi barındırdığınız mucize için saygı duyuyorum size.
Ben sadece şarkı söylerim...
Yazarım...
Yaşarım...
Başka bir iddiam, hedefim, amacım, hırsım, işe yaradığım başka bir şey yoktur. Mükemmel değilim. Hiç olmadım. Hiç olamayacağım. Bir insanın barındırdığı her şeye, sıradan bir insan kadar sahibim. Her insan kadar tam ve bir o kadar da yarım ve eksiğim.
Sebebini anlayamayacağım, bendeki karşılık yerini bulamadığım keskin ve sivri cümleleri yazmaya ayrılan, ömürlerden harcanan onca zaman...
Yere oturup göğe boş boş bakmanın dahi evrene daha fazla faydası vardır.
Daha uzun yazmayacağım. Kelimeler, harfler, onları okuyacak insanlar ve okurken harcanacak zaman çok kıymetli.
Doğru cümlelerin doğru insanlar tarafından doğru anlanmasını dilerim.
Hiçbir beni sevenin, beni savunmak için hayatından zaman harcamamasını...
...Ve sevgili sözlük insanlarının elektriklerinin hiç kesilmemesini. (Kinayesiz)
Dilerim.
solo çalışmaları tamam ama düetlerde çok daha başarılı ve ses getiriyor. sanırım bunun kendisi de farkında olacak ki sık sık düet projelerde yer alıyor.
yine bir okan bayülgen programı aracılığıyla tanıştığım sesi, her zaman, her yerde ve her insanın algılayıp kaldıramayacağı kadar muhteşem sanatçı kişilik. kelimlerin yetersiz kaldığı güzellikler karşısında fazla söze yer vermiyor ve gerçekler kendini anlatsın diyorum. (dinleyiniz: ben bu şarkıyı sana yazdım)
sadece sesine hayranken disko kralı'nda kendisine de kişiliğine hayran bıraktırmıştır.
o değil de kendisi disko'da pencere'yi * söylerken piyano çalan bir eleman vardı. adını bilen falan varsa iletişsin. ne güzel elleri vardı, taparım ben o ellere.
Korkmuyorum artık senden gece
korkmuyorum hiç karanlık
üzerime gel istersen
sar beni ben kaçıp gitmem
korkmuyorum artık senden yalnızlık
korkmuyorum hiç korkmuyorum
yüreğime vur vur istersen
kalmadı hiç kaçıp gitmem
sokaklarda yanımda dolaşan yağmur
geceleri başucumda duran yağmur
avucumda ellerin yerine yağmur
vur yüzüme vur yüzüme
saçlarımda nefesin yerine yağmur
dudağımda dudağın yerine yağmur
gökyüzünden çaresizliğimi yağmur
vur yüzüme hadi vur yüzüme
korkmuyorum artık senden gece
korkmuyorum hiç karanlık
üzerime gel istersen
sar beni ben kaçıp gitmem.
korkmuyorum artık senden yalnızlık
korkmuyorum hiç korkmuyorum
yüreğime vur vur istersen
kalmadı hiç kaçıp gitmem
sokaklarda yanımda dolaşan yağmur
geceleri başucumda duran yağmur
avucumda ellerin yerine yağmur
vur yüzüme vur yüzüme
saçlarımda nefesin yerine yağmur
dudağımda dudağın yerine yağmur
gökyüzünden çaresizliğimi yağmur
vur yüzüme hadi vur yüzüme
daha hızlı yağmur
yağ hadi yağmur
ağlar gibi yağmur
vur yüzüme vur yüzüme yağ hadi yağmur
çok üzgünüm çok üzgünüm çok üzdüm yağmur
kaybedecek neyim kaldı bu defa ne kaldı yağmur
vur yüzüme hadi vur yüzüme
yağmuuur