daniel monzon un yönettiği film, ispanya oscarı goya'da en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu dahil toplam 8 dalda ödül kazandı. http://www.imdb.com/title/tt1242422/
ispanyol sinemasının önlenemez yükselişini kanıtlayan film. bana blindness adlı filmi hatırlattı. orada körler arasında kör numarası yapmak zorunda olan gören bir insan anlatılıyordu. burada ise mahkumlar arasında mahkum numarası yapmak zorunda olan bir gardiyan anlatılıyor. ikisi de çok sağlam filmler. izleyin, izletin.
mükemmel karelere sahip, konunun her an değişime uğradığı bu yüzden tahmin sınırlarınızı zorlayacağınız bir film. harcadığınız zamana değeceğini tahmin ediyorum.
bilindik bir öykü de olsa öyküsü güzel sayılabilecek bir filmdir. lakin bu öykü senaryoda iyi işlenmemiş. bu da izleyiciye olumsuz olarak yansıyor tabi. bir de oyunculuklar gayet takdire şayandır, juan oliver karakteri dışında.
diğer açıdan bakarsak filmde işlenilen konu ve mahkumların hakkını araması ve bunu korkusuzca yapması izleyicinin bam teline dokunur ve size güzel vakit geçirtir. cesurluk kokan ve şiddet sahneleri gayet hoştur.
malamadre karakterini canlandıran luis tosar'ın oyunculuğu ayrı bir göz doldurmaktadır.
izlediğim en sağlam filmlerden belki ispanyol sempatizanı olmamda bu duyguyu güçlendiriyor.ayrıca luis tosar yani nam-ı diğer malamadre harika bir karakter.
sonu kolaylıkla tahmin edilebilen ve diyalogları kabak tadı veren amerikan filmlerinin yerine keyifle izlenebilecek kadar gerçekçi ve sıradışı bir film.
hakkında bu kadar az entry girilmesine şaşırdığım izlediğim en güzel hapishane filmi ve gerçek bir olaydan alıntıymış.
--spoiler--
donsuz burada öldü.
--spoiler--
çok güzel olduğu kadar ailecek izlenemeyecek film. yaşadım ordan biliyorum.
herkes gözlerini iyice açmış filmin başlamasını bekliyordur. açılmasıyla kapanması bir olur filmin. ama herkesin gizli gizli pcden izlediğine eminim.
2009 yapımı oldukça başarılı ispanyol filmidir. filmin yönetmeni daniel monzon. başlıca oyuncular ise los lunes al sol/ güneşli pazartesiler ve te doy mis ojos/ gözlerimi de al filmlerinden hatırlanan, bu filmde de malamadre karakteriyle harika bir performans gösteren luis tosar ve alberto ammann.
Juan Oliver' le adım atıyoruz Zamora'daki hapishaneye.Hamile eşinin kollarından ayrılıp bir gün sonra işe başlayacağı yere gitmek, "iyi bir izlenim bırakmak" tek amacı esas oğlanımızın.Kendini karşılayan gardiyanlar ne denli "pis" bir işin Juan'ı beklediğini anlatırken yerlerin temizliğini kastetmiyorlar elbet. Canilerin, psikopatların hüküm sürdüğü bir yer onlara kalırsa. Hem mahkumlar çıkıyor, ama onlar bir ömür buradalar ne de olsa.Derken.. Kopan bir gümbürtüyle aslında takkesi de düşüveriyor gardiyanların. "Malamadre" isimli mahkum öncülüğünde bir isyan başlıyor, hem de ETA mensubu 3 mahkumu rehin alarak, ki hükümet ile pazarlık masasına oturabilmeleri de bu aslında, yoksa hayatlarının değerli olarak görülmesinden değil, ne de olsa koku yapmasın diye evden atılan çöpler onlar. "Rehber"lik görevi yapan gardiyanlar yaralanan Juan'ı bir hücreye çekip kendilerini kurtarıyorlar. Bizim delikanlı da kendine geldiğinde isyanın ortasında, yani mahkumların arasında buluveriyor kendini. Neyse ki kafayı çalıştırıp yeni bir mahkum gibi tanıtıyor kendini, güvenlerini kazanmayı başarıyor. Böylece bu ana kadar mahkumların bulunduğu ortamı gözleyen Juan da artık "mahkum Juan"a giden yolu tamamlayarak kendini bu isyanın "haklı parçası" olarak görüyor.
Luis tosar için ise ayrı bir yer ayırmak şart. Gerek görüntüsü, gerek sesi ile (altyazılı izlerseniz anlarsınız) unutulmaz bir "arıza" tipi seriyor önünüze. Filmle ilgili akla gelen ilk cümlelerden olan "şerefsizim bir cinnet çözer her şeyi" cümlesini kuracak kadar deli olan da o, hayat ile ilgili kurulabilecek en gerçekçi cümleyi söyleyen de : hayat bazen farkında olmadan beceriyor insanı.
referans alanlar için belirteyim, filmin imdb puanı 7,7.