başarısız uygulamaları, içine düştüğü çelişkilerle, olaylardan sonra yaptığı açıklamalarla vali muammer güler ile beraber istanbul'u yönettiğini zanneden emniyet müdürü.
kendisinin arkasında "çarşamba cemaati" olmasa, o koltuktan çoktan olmuştu ancak, büyük padişah recep tayyip erdoğan iktidarını cemaat ve tarikatlar sayesinde sağladığından fetullah gülen cemaati başta olmak üzere birçok tarikatın ve cemaatin mensubu kişileri kritik yerlere atamışlardır diyet olarak.
ismailağa cinayetinden sonra "olayda linç yok, kafasını mermere vurmuş" deyip cemaati temize çıkaramaya çalışan da bu arkadaş. ölen kişinin linç edilerek öldürüldüğü ise adli raporlarla kesinleşti.
bir bombalama olayından sonra da çıkıp "olayda örgüt bağlantısı yok" açıklamasını yapan kişi de bu arkadaş ilginçtir olayın soruşturulmasından sonra raporda "olayda örgüt bağlantısı ipuçları vardır" ibaresi mevcut tabi bu rapora rağmen örgüt bağlantıları araştırıldı mı, orası meçhul.
hrant dink olayında trabzon'dan gelen istihbarata rağmen kılını kıpırdatmayan istanbul emniyeti'nin başındaki zat da bu arkadaş.
münevver karabulut olayından sonra "kızlarına sahip çıksalarmış" gibi akla izana uymayan açıklamamamsı rezalete imza atmış, 56 gündür katil konusunda bir arpa boyu yol gidemeyen emniyetin başındaki kişi de kendisidir. müthiş istihbaratlarla ergenekon cephaneliklerini nokta atışıyla(!) bulan emniyet cem garipoğlu'nu ilginç şekilde bulamamaktadır.
bunun amiri muammer güler de 1 mayıs kutlamaları için "çok ciddi istihbaratlar aldık, çok büyük olaylar çıkacak" diyerek korku imparatorluğu yaratmaya çalışan kişi.
sizin istihbarat şube müdürlüğünüz ne iş yapar? sizin cinayet masanız ne iş yapar? öyle oktay kaynarca'ya "polis dediğin bıyıklı olur" diye akıl vermekle mi oluyor polislik, yoksa toplumun güvenliğini sağlamakla, suçluları bir an önce ortaya çıkarmakla mı oluyor polislik? suçu önlemek için illa ki, "azınlık raporu" filmindeki gibi kahinler mi lazım size? siz ne iş yaparsınız orada?
biz kızımıza iyi bakalım sayın cerrah isterseniz boyununa elektronik tasma takalım gps üzerinden an be an nereye gittiğini görelim nasıl fikir? sen istihbaratlar al olaylar çıkacak diye iptal et her şeyi ne kadar güzel. toptan kaldıralım istanbul'u oh ne güzel aslında!
gerçi aynı istanbul emniyeti değil mi 1600 kişilik bursaspor taraftarının güvenliğini sağlayamayacağı endişesi taşıyıp bursasporluların inönü'ye gelmesi konusunda olumsuz görüş bildiren? 1600 kişiyi koruyamayan 15 milyonluk bir şehirde nasıl güvenlik sağlasın?
haklı aslında sayın cerrah! herkes kendisine dikkat edecek, polis anca kafasına göre adamın evinin önünde kimlik sorar, "sen gominis misin bakayım?" der üniversite öğrencisi olduğunu görünce.
istanbul'daki suç patlamasının baş sorumlusu kendisi ve başındaki amiri olan muammer güler'dir. türkiye'yi ise görüldüğü üzere siyaseten akp yönetse de bürokraside açık ve net olarak tarikatlar ve cemaatler yönetmekte. bu kadar rezalete rağmen, artan suç oranına rağmen, güvenliğin sıfır olmasına rağmen celalettin cerrah'ı görevden alsınlar da görelim, yemez!
"türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz!" dedin atam ama oldu malesef...
çarşamba cemaati'nin ikna edilmesiyle osmaniye'ye tabiri caizse sürülmüş olandır.
"ben müdürümün arkasındayım, ben müdürüme inanıyorum" sözleri hep çarşamba cemaati cerrah'ın arkasındayken olan sözlerdi. çarşamba cemaati bu atamaya "he" demeseydi görürdük gidiyor muydu, gitmiyor muydu?
ha bu arada osmaniye halkına da sesleniyorum, kızlarınıza sahip çıkın. iş işten geçtikten sonra bu amca nasıl olsa size böyle seslenecek.
tüm patavatsızlığına rağmen bunu demiş olabileceğine inanmak istemiyorum. evet, doğru ailelerin çocuklarına karşı gözetim yükümlülükleri vardır. doğru. yok yok, demiş olamaz bunu. ya ben böyle bir dünyaya bir çocuk daha getirmeye korkuyorum zaten. kolluk kuvvetlerinin amiri durumundaki bu adam... hayır hayır, dememiştir.
bu tür olaylarda sanığı yakalamak değil önemli olan, olmamasını sağlamak, ölmemelerini sağlamaktır insanların. gel gör ki taa kabilden beri de öldürür insanlar birbirlerini. bundan sonra da öldüreceğiz kendi kardeşlerimizi en hunharca şekillerde. zaten emniyet bunun için var, polis, asker, hakim, savcı, devlet bunun için var.
o mikrofonların başına geçip ben de çemkirebilirim ''tüü allabbelanızı versin, niye bakmadınız çocuğunuza'' diye, salak salak. ama sen emniyetin başındaysan daha az salak olmalısın benden.
kırdığı potlar bini aşmış biri olarak son kez kameraların karşısına geçip ''ben buranın adamı değilim'' demelidir artık. en azından bu kadarını borçlu bize.
eski sivas emniyet müdürü. pala bıyık insanı. bir olay olduğu zaman istanbul valisi ile birlikte olay yerine gider. olay yerinde buluşurlar. istanbul valisi ile kanka olduğunu düşünmeden alamıyorum kendimi.
celalettin cerrah'dan istanbul valisine kısa mesaj: "sayın valim olay yerinde buluşalım. gelince çaldır. öptüm."
trabzon emniyetinden hrant dink cinayeti öncesinde kendisine bilgi verildiğini, bu bilgiyi okuduğu ve kişinin canının tehlikede olmadığını düşündüğü için bir inceleme yapmadığını söyleyen cerrah, bilginin okunduğunu da kanıtlayacak olan "okundu" parafınıda atmadığı için cinayetten sonra kendisine açılan "görevi ihmal" suçundan yargılanmamıştır...
ne garip sadece bir paraf atılmadı diye istanbul emniyet müdürü yargılanamıyor, vali güler ile birlikte
istanbul'u son birkaç yılda suç şehri haline getirmeleri, son 1 mayıs olaylarında da pişkin pişkin konuşmaları bu iki yetkilinin istanbul gibi bir metropol'u yönetemeyecek seviyede olduklarını göstermektedir...
belki gelen gideni aratır ama emniyet müdürü ve vali'nin kesinlikle gitmeleri gerekmektedir, kulhanbeyi ağzıla istanbul'u yöneten yöneticiler istemiyoruz...
tıpkı aynı ağızla devlet yönetenleri istmediğimiz gibi...
keşke, annesi onu erken yaşta evlendirip konya da ticaret hayatına atılmaya zorlasaydı.
keşke, babası onu polis akademisine yollamasaydı.
keşke, ailesi ona çocukken oyuncak silah veya asker almasaydı. polisliğe özendirmeselerdi.
keşke, ailesi ona az ile yetinmesini öğretseydi. gözünü makam hırsı bürümeseydi.
keşke ailesi ona sahip çıksaydı. yanlarından ayırmasaydı. hep konya da kalsaydı kendisi...
keşke keşke!..
şöyle bir cümle kurmuş istanbul'un emniyetinden sorumlu şahıs.
''Sizin kızınız olsa, kaçta eve gelmesini istersiniz? Gece erkek arkadaşının evinde geç saatlere kadar kalmasına izin verir misiniz?''
gencecik yaşında, parçalanarak vahşice öldürülen birisinin arkasından kurduğu cümle. bir sonraki aşaması, öldüğü için, gencecik bedeni parçalanıp çöp tenekesine atıldığı için 17 yaşındaki kızı suçlamak olacak herhalde. ailesini zaten suçlu ilan etmiş.
yani sayın emniyet müdürümüze göre bu cinayette katilden çok ölen ve ailesi suçlu.
can dündar bugün kendisine sormuş. vicdan diye bir şey var mı sizde diye. oysaki cevabı çok açık bir soru bu.