nuh tufarnının olmadığını iddia eden adam. iyi de bir çok bilim adamı ortadoğu'da büyük bir sel olduğunu kabul ediyor. hatta bunun çok büyük bir alanı kapladığını da. lakin bu adam bu bilimsel gerçeği inkar ediyor.
her ne kadar darbecilik gibi rezil bir şeyi savunsa da açık sözlülüğü ve cesaretine saygı duydum. bu adamla aynı fikirdeki yüzlerce insan "ama intikam alınmamalı.", "ne darbe ne şeriat." gibi laflarla kıvırıp kendi gerçek düşüncelerini söylemeye dilleri varmıyor. adam en azından prensipli-dürüst.
darbeyi savunması tamamen devletin arkasında olduğu tek dönem olmasından ileri gelen büyük akademisyen.
sen sırf söyledikleri dine uymuyor diye dünyanın peşinde koştuğu bu adamı yok sayarsan o da kendisine değer verilen tek dönem olan darbe dönemini unutamaz elbet. 70'li yıllardaki öğrenci olayları cabası.
darbeci olduğunu ilan eden zavallı profesördür. bu zihniyetler devletten maaş almaktadırlar. üniversitelerde ders vermektedirler. aklıevveller ülkesiyizdir maalesef.
çok değerli bir bilimadamı falan olmayan ancak zeki ve sempatik bir yerbilimcidir kendileri..
çok değerli bir bilimadamıymış...ne yapmış da çok değerli oluyor bir anda ? kansere,diyabete,körlüğe yada buna benzer kötü bir hastalığa mı çare bulmuş yoksa insanlığın önemli bir sorununa mı çözüm bulmuş ? yada branşının gereğini yapıp depremlerden ölümleri mi azaltmış ? ne yapmış ?
tam tersi sınırlarını aşarak hiç alakası olmayan konulara sıçramış..ideolojik açıdan kendisine taraftar toplama ve popüler olma uğruna türkiye'de zaten sayıca az oranda olan bilimadamlarını kamplaştırmıştır..
yok ateizmmiş,yok nuh tufanıymış,yok evrimmiş..sanane be adam bunlardan..sen kendi uzmanlık alanında ahkam kes..türkiye'de zaten senelerden beri gelen bir hastalık vardır..birisi herhangi bir branşta profesör olduğu anda kendini her alanda ''konuşmaya yetkili'' hisseder..her alanda uzman kesilir başımıza..
allah aşkına şu sonu gelmez ateizm-evrim vs tartışmalarının kime ne faydası var ? inanan adam gene inanacak,inanmayan adam gene inanmayacak..neye faydası var bu saçmalıkların ?
insanlığın ve dünyanın önünde bu kadar sorun varken,daha hala çiçek hastalığından insanlar ölüyorken,kanser salgına dönmüşken,su sıkıntısı ve kuraklık kapıdayken, bu tür ütopik konuları tartışan ve vakit çalan kişiler bence bilimadamı değil ancak şarlatan olabilirler..
insanlığın ve dünyanın sorunlarına çözüm bulabilen kişi bilimadamıdır...üstelik bilimadamı olmak için profesör falan olmaya da hiç gerek yoktur..
hocam allah aşkına. siz ve sizin gibi insanlar, doğruları anlatmak için varlar. bilimi insanlarla paylaşmak için varlar. fakat o oturuş ne hocam. hayatın sırrını bile anlatıyor olsanız bir kere yaşadığınız topluma uzak olduğunuzdan ne deseniz boş. ağzınızdan bal damlasa sizi gören kişinin söyleyeceği ilk söz "oturuşa bak ya" olacak. ki ateizm diyorsunuz, allah yok diyorsunuz...
Bu toplumun hemen hiçbir değeri kalmadı: Tek değer, kişilerin ve/veya grupların hak etmedikleri şeylere uzanmak için olabilen her yolu denemesinin en makbul marifet sayılmasıdır.
Türkiye rüşvet ve hırsızlıkta Avrupa birincisi, dünya dördüncüsüdür. Dünya ülkeleri arasında cahillik düzeyiyle en ön saflarda yer alıyor, dünya üniversiteleri arasında adı anılabilecek ilk 500 arasında hiçbir üniversitesi yoktur.
Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere devleti yönetenlerin hakkında bulunan suç dosyaları nedeniyle dünya birincisidir (Kemal Baytaş, Sözcü 13 Şubat 2011).
içeri atılan gazetecilerin sayısıyla dile gelen aykırı fikre tahammülde, nihayet iran ve Çin'in bile gerisine düşerek sondan birinciliği kaptı.
Gün geçmiyor ki ırzına geçilen kadın, cinsiyet nedeniyle veya töre denen ahlaksızlıklar yüzünden öldürülen kız ve kadın haberleri gazetelerimizde, televizyonlarımızda yer almasın.
En son öğrencilerimizi hatta devlete ait kurumlar ve devletin memurları eliyle harcamak, onların hayatlarını karartmak sıradan olay oldu, bunları yapan ve kötü niyetleri artık her gün dile gelen akıl ve beceri fakirleri devletin ve hükümetin güvencesi altına alındı.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Bey bu konuda devlet görevlilerinin> sözlerinde suç ortaklığının dile geldiğini televizyonlardan haykırdı.
Tüm bunlar ne zaman oluyor? Muhafazakâr değerlerimizin şahlandığı, Atatürk'ün getirdiği akılcılıktan hızla uzaklaştığımız bir dönemde;Türkiye halkı tamamen keçileri kaçırdı mı, yoksa bu ahlaksızlıklar zümresi onun gerçek değerlerini mi yansıtıyor?
Bence ne biri ne diğeri. Halk o kadar cahilleşti ki, yaptığı şeylerin veya kendisine yapılanların çoğunun ahlaksızlık olduğunu, bu ahlaksızlıkların er veya geç kendisini zarara uğratacağını, çoluk-çocuğunu süründüreceğini göremez hale geldi, safsatayla uyutulmayı tercih eder oldu.
Türkiye halkı kravat takar, lüks otomobillerde dolaşır, bikinili hatunları sosyetik plajları doldurur veya şehirlerini şekilsiz gökdelenlerle doldurup oraları > ederek yaşanmaz hale getirir, ama tüm bu halk zenginiyle fakiriyle, şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir. Kendi tarihinden habersizdir. Aslında ne dilini, ne dinini bilir, negeleneklerini tanır, ne de toplumsal değerlerinin evriminden haberdardır.
Muhteşem Yüzyıl diye televizyonlarda alkışladığı dönemde, devletinde Amerika'dan gelen gümüşün ilk enflâsyonu başlattığını bilmez (çünkü Avrupalı > dünyayı keşfederken, muhteşem [!] padişahları hareminde gönül eğlendirmekte, dünyayı öğrenelim diyen Pirî Reis'in kafasını vurdurmaktadır).
Muhteşem (!) yüzyılda Anadolu'da medrese o kadar ayağa düşmüştür ki, öğrenci haydutluğa başlamıştır (buna softa şekâveti denir).
Avrupa'da ilk yenilgimizi Muhteşem (!) Süleyman devrinde aldığımız gibi (I.Viyana bozgunu: 1529), Hint Okyanusuna her çıkışımızda mini mini Portekiz'den sopayı yiyip Kızıldeniz'e veya Basra Körfezi'ne tıkılışımız da bu büyük (!) padişah efendimizin devrindedir. Gene onun zamanında dünya keşfedilirken, Hint Okyanusu'na kadırga denen sandallarla açılan ve 1554'te Hindistan'da karaya vuran büyük (!) bir amiralimiz, yürüyerek üç senede Hindistan'dan Edirne'ye gelmiş ve meşhur bir kitap (Mirât-ül Memâlik) yazmıştı.
El alemin dünyayı öğrendiği bu dönemde Seydî Ali Reis gazel söyleyip, eğlence partilerini anlatmaktan başka tek bir detaylı coğrafya bilgisi toplamayı gerekli bulmamıştı.
Büyük (!) Sultanımız Süleyman'ın Fransa kralı I. François'yı hapisten bir mektupla kurtardığını okurduk mektepte. O François'nın kurduğu Collège de France bugün dünyanın en önemli araştırma kurumlarından biridir. Bizimkinin hangi kurumu ayakta kaldı? Hangi kurumunun insanlığa beş paralık bir faydası oldu? Tek becerdiği kalıcı şey, aklı başında öz oğlu Şehzade Mustafa'yı Hürrem uğruna katlettirip, devleti bir ayyaşa teslim ederek halkının geleceğini karartmak oldu.
Artık yeter! Bu ve benzeri rezillikleri yalanlarla bezeyip yücelten, buna karşılık bize bütün dünyada saygınlık kazandıran, aklımızı kullanıp onurlu insanlar olmamızı sağlayan Atatürk'ü aşağılayan âlim pozlu, ukala tavırlı zır cahilleri her gün halkın karşısına diken televizyon kanallarından ve gazetelerden gına geldi. Yükselen ahlaksızlık grafiğimiz kimin eseridir sanıyorsunuz? Cehalet tüm fenalıkların anasıdır. Biz de o anayı besleyip duruyor, onun tosuncuklarına oylar veriyoruz. Artık yeter! Memleketimde her elimi attığım yerde cehalet çirkefine bulaşmaktan bıktım.
Celal Şengör, Bilim Teknoloji (Cumhuriyet) sayı:1258
bilim insanı. evet tek kelime ile bu. bilim insanı.
bu adamın çalıştığı üniversitelere bakıyorum;
state university of new york at albany, a.b.d - yüksek lisans, doktora
collège de france, fransa - misafir profesör
oxford üniversitesi,ingiltere - misafir profesör
caltech, a.b.d - misafir profesör
salzburg lodron-paris, avusturya - misafir profesör
bir de bu adama laf atanlara bakıyorum, mahallenin bakkalı, onun çırağı, mahallenin imammı.
kimi ciddiye almak lazım tartışılır.
o değilde celal hocam'a sesleniyorum. hocam girme siyasete. biz seni bilimde seviyoruz. orası bizim işimiz değil.
verdiği her demeçte ateizmini ve militarizmini belli etme telaşı içine girerek hazzetmediğim bazı eşcinsellerin yaptığından farkı olmayan bir davranış içine giren ve bu kişilik zaafiyeti nedeniyle söylediği ne varsa güme giden bilim insanı.
hani bazı eşcinsellerde vardır ya; "ben eşcinselim bakın erkek erkeğe düzüşüyorum ben" diye avazlanır bunlar ki ben bundan nefret ederim. yani bana ne arkadaş, ben heteroseksüelim "kadınlarla düzüşüyorum ben ohh ohh" diye bağırma gereği duymuyorum sen de duyma. işte şengör'de de bu var. nerde ne zaman konuşsa, en alakasız konularda bile konuşsa "ben allahsızım" ben "askerin kuluyum" diye fevran etmesi çok sevimsiz. hatta itici.
Silahlı Kuvvetlere akademisyen ve bilimadamı kimliğiyle destek veren Amerika'da belki de Türkiye'den daha çok tanınan ve çalışmlarından maddi destek talep etmeyen güzide profesörlerimizdendir ve Oya Şengör hanımefendi ile evlidir.
pornonun faydalarını anlatan, deprem profesörü. hadi porno izliyorsun, bari övme. bu kadar da abartılmaz ki. avrupa'da yoldan bir hristiyan tut, çoğu porno iyidir demez. bunlar onları da geçti.
"Porno sitelerinin ve filmlerinin ilk ve en önemli faydası bu eğitimi görsel olarak bireye vermesidir. Bu eğitimi alamayanların ne haltlar ettiklerini her gün gazetelerde okuyoruz: Irza geçme, namus cinayetleri, çocuklarla cinsel ilişkiye girme gibi sapıklıklar adam gibi cinsel eğitim almamış ve bu nedenle tabiatın kendisine verdiği çiftleşme dürtüsünü kontrolden aciz erkeklerin yarattığı vahşet örnekleridir."
diyerek gene cok dogru bir noktaya parmak basmis hocam.
adam egitim sart demekten bi hal oldu ama anlayan beri gele.
hatırladığım kadarıyla bir kaç yıl yıl önce siyaset meydanında, adını hatırlamadığım bir ilahiyatçıyla, evrim düşüncesi üzerine girdiği tartışmada, ilahiyatçıyı çok güzel susturmuş bilim insanı.
gelişmiş devletlerde çocuk yaştan itibaren aşılanan bilinç ve eğitim sürecini, türkiye'nin şuan ki durumunu, olması gerekeni şu videoda güzelce özetleyen bilim insanı. iyi ki sizin gibi insanlar halen bizim toplumumuzda var celal hocam.
zamanın ötesinden edit: bu entryi eksileyen sevgili yazar arkadaşım. celal hoca ateist yerine namazı niyazı yerinde olan akp'li bir akademisyen olsaydı yine eksiler miydin merak ediyorum. insanları inançlarından dolayı yargılamak kınamak size mi düştü. hem müslümanım diye ortalıkta geçinirsiniz hem de islamın temelindeki kul ve allah ilişkisine üçüncü bir şahsın kabul edilmediğini bilmezsiniz. sizi anlamak güç cidden güç. adam bilimden toplumdan bahsediyor sen bu entryi eksiliyorsun. tematik bir paylaşım var lan. oku biraz. beyninin algılama sismiği gelişsin.