kimmiş lan bunlar diyip yandex'te arattım celal şengör diye direkt sağda çıktı öteki çıkmadı demek ki yeni yetme birisi zaten yaş farkı da bunu gösteriyor. youtube'den tiplerine ve konuşmalarına baktım, tarz olarak her türlü celal şengör öne çıktı daha samimi buldum daha kafa ve cana yakın bir adam. bir şeyleri aşmış olduğu belli gereksiz egoları falan. caner taslamanın akademik kariyeri daha çok öne çıkıyor bunu da gördüm fakat tecrübe denilen şey -ki arada 10 yıldan fazla bir yaş farkı var- bu akademik kariyeri yerle bir etmeye yeter. baktığımız zaman tolstoy da sadece bir yazar ama kısıtlı insan ömründe onun kadar tecrübe kazanabilmiş çok az insan vardır. yani caner taslaman'ın oxfordmuş, harvırdmış nereye gittiğinin, tecrübenin yanında çok da önemli olmadığı sonucunu çıkarabiliriz. böyle okumuş ve boş olmayan adamların dini savunmaya çalışması hoşuma gidiyor açıkçası, saygı da duyuyorum. hatta ve hatta geçmişim sebebiyle kendimi onlara yakın hissettiğim bile oluyor gel gör ki dönüp dolaşıp haklı olanın karşı taraf olduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. çok net bir şekilde akıl dini çürütüyor. diyeceklerim bu kadar .
Celal şengör'ün bilim adami kimligine hic bir zaman lafim olmaz. Kendisinin siyasi düsüncelerini hic bir zaman desteklemem. Dini konulardaki yorumlarini da yapmamasi gerektigini düsünüyorum. Bilim adami kimligine bu sekilde zarar getirecegini düsünüyorum.
Celal hoca cenesi laf yapan bir adam. Ayni zaman zeki ama kendi dogmalarina da sahip birisi.
Caner taslaman ise bilimi, felsefeyi ve dini birbirine harmanlamaya calisan birisi. Inancinin bütün oldugu konusunda süphem yok. Arastirmaci bir kisilige sahip; fakat deneyleri kendisi yapan ve bu deneylerin sonuclarini analiz eden birisi degil. Yani bir bilim adami degil. Sahsen daha cok felsefe yapan birisi. Yorumlarini cok dikkatli yapan, kaynak vermekten kacinmayan bir kisi ama vermis oldugu bir cok kaynaklari kuran ile eslestirmeye calisiyor ve bununla bilim yapmis olmuyor. Cünkü; kuran öyle bir kitap ki; her okuyan farkli anlayabilir ve caner taslaman da kuran'i bilime göre uyarlayarak önümüze sunabiliyor. Bu da ayri bir yetenektir.
kisaca; ikisinin birlikte tartismasinin bir kazanci olmayacaktir. Belki ikisinden birisi daha fazla profit elde edecektir. Sonuc olarak insanliga bir katkisi olmayacak bir tartismadir. Ateizm ve teizm tarismalarinin hic sonu yoktur. Cünkü; iki tarafinda ellerinde somut deliller yoktur.
Biri bir mekana gittiğinizde sizin yarım saat beklemenize bakmadan size verilen masaya yüzsüzce oturup hiçbir şey olmamış gibi sipariş veren ve üstüne din adına ahkam kesen egoist bir insandır.
Caner beyin neredeyse bütün videolarını izledim ve hepsini kendimce yorumladım ( size de aynısını tavsiye ederim ). Hiçbir zaman ön yargılı davranmadım bunu da bilin isterim.
Caner bey felsefeyle dini aynı potada yoğurmaya çalışan ve bunu yaparken aralara küçük paradokslar yerleştiren birisi, gayet zeki ve yaptığının farkında ama ortaya attığı her fikir felsefik bir teoriden ötesi değil. Tüme varım yaparak, bilimsel olarak kesin olmayan sürekli değişen teorilerin doğruluğu ve yanlışlığı üzerinden fayda sağlayarak, gerçekleri bükerek kendi istediği şekle sokarak buralara kadar geldi. Malesef böyle insanlar pirim yapıyor bu ülkede. Saygı duyuyorum yanlış anlaşılmasın. insanın en büyük özelliklerinden biride bulunduğu ortama uyum sağlamasıdır o da öyle yaptı, içine doğduğu ülkenin çoğunluğunun kabul ettiği bir dini kendi felsefik çalışmalarıyla yoğurup piyasaya sürdü, çok da pirim yaptı bunun sayesinde ve eminim iyi de para kazandı.
Biz ne dersek diyelim Caner bey amacına ulaştı.
Ama bilim ile din felsefesini, var olduğu kanıtlanmış olan şeyler ile kesinliğine ulaşmanın imkansız olduğu bir şeyi aynı ortamda tartışmak ne kadar kalıcı veya yapıcı olabilir ki ? Bilim kanıt ister, felsefe ise teorilerden ibarettir. Bilim sürekli değişir evrilir ve sonunda doğruyu bulana kadar durmaz ama din ve felsefe sürekli sabittir ve her akla göre farklı yorumlanır ve hiçbir zaman kesin doğruya ulaşamazsınız. Bilim hissedilir günümüze ve geleceğe ışık tutar, hayatı ve evreni anlamamıza yardımcı olur, din ve felsefe ise bir tane dahi kesin cevabı olmayan sorulardan ibarettir. Hepsine ihtiyacımız var yaşamak için. Bilim insanoğlunu hayatta tutar, güçlendirir, geliştirir, öğretir hayatımıza fiziki olarak mudahele eder. Görürüz hissederiz anlarız ve mantıklıdır. Hasta olursanız ilacı alırsınız ve iyileşirsiniz, yani vardır. Din ve felsefe ise bilimin henüz cevaplayamadığı soruları kendi üslubuyla cevaplar ve kalan boşlukları doldurur, temel ahlak kurallarını belirler ve kaosu engeller. Her şey bu düzenin birer parçası fakat gerçek olan ile gerçek olduğuna '' inanılan '' arasındaki fark sıfır ile sonsuz arasında ki farktan farksızdır.
Beyler caner taslaman felsefenin her dalini cok iyi bilen bir adam oldugu icin karsindan durmak gayet zor. Bu adamin tartisma programlarinda neler yaptigini izleyein gorun. Celal sengor de biraz daha mahalle agzi var o yuzden caner ile basa cikamaz.
Lan celal Şengör denen adam Amerikan bilimler akademisi üyesi, hakkında bilmem kaç atıf yapılan gerçek bir bilim insanı. Diğeri ise ne idugu belirsiz sözde bilim adamı. Felsefeci mi teolog mu fizikçi mi belli değil.
Hem bu kıyaslama su açıdan da ters; birisi doğa bilimci, diğeri ise sosyal bilimci. Biri mühendis yani. Uretken, hesaplayan, rasyonel temelli bir insan ve pozitif bilim eğitimi almış. Diğeri ise pozitif bilimlerden ne kadar anlar orası meçhul. Anca pozitif bilimlerin felsefesini yapabilir. Yani bir şeyin dilini konuşmak ayrıdır, kuramını bilmek ayrı. Kuramsal yönden bilebilirsin fiziği filan, ama fizikçiler kuramı zaten yalayıp yutmus, bir şeyler üretip, bozup değiştirip icra eder hale gelmiştir.
Yani şu durumda celal her turlu taslaman'in eline verir.
celal şengör "ateist olduğum için big bang'i kabul etmiyorum" diyecek kadar komik biridir.
valla biz buna yobazlık diyoruz.
celal şengör'den kendi alanı olan jeoloji dışında öğrenilecek hiçbir şey yoktur. din felsefesi alanında uzmanlaşmış biriyle dinî meseleleri tartışacak kadar din bilgisinin de olmadığını her konuşmasında anlıyorsunuz.
celal şengör overrated bir tiptir. felsefe tartışılacaksa, şimdiye dek tartıştığı her ateiste can çekiştiren caner hoca onun da eline verir. görünen köy kılavuz istemez.
ülkedeki yarıştırma kültüründen nasibini almış iki akademisyen.
lafta eğitimi öven adamlar, kendi ideolojisine uymuyor diye diğerini gömüyor. yahu adamlar çalışmış bir şeyler yapmış, insanlığa katkı sağlamayı şiar edinmiş. kulvarı, ilgi alanları farklı olan adamları niye yarıştırıyorsun ki dedirtir. bu mudur akademisyene olan saygı?
caner taslaman'ın yaptığı daveti de pek hoş bulmadım, dil biraz daha üsluplu olabilirmiş. dışkı mevzusundan sonra olduğu için net bir yorum da yapamıyorum.
dünyanın hiç bir yerinde, akademisyenlerin sahip olamayacaği/olmak da istemeyeceği bir ünvana sahip durumdaki gerçek kişilerdir; celebrity
Bu da anca bizim ülkede olur...