Onur ünlünün başarısız bir film denemesi.
Ne absürt ne dramatik ne fantastik ne komedi çok ortada kalmış bir film karamizah diyerek sıyrılmadan önce biraz düşünün.
Ayrıca onur ünlünün sürekli din ve dinin muhalif olduğu unsurları filmlerinde sık sık bir araya getirme gibi bir takıntısı var bu yönünü sevmiyorum normlar açısından ahlaki değil.
itirazım var filminde caminin içinde serkan keskinin belaltı küfürler savurması ve bu filmde de rakı masasında dini değerlerle goygoy yapılması örnek verilebilir sanırsam.
Bunun sinematografik açıdan da sanatsal açıdan da hiçbir haklı gerekçesi olmaz.
ben seviyorum bu filmi ya, onur ünlü için mi seviyorum bilmiyorum ama ne zaman denk gelse izlerim.vizyona girdiği dönem ismini çok dandik bulup gitmemiştim ama iyi filmmiş.
sevmediğim film. girişini kaçırdım ama izlemeye başladığım anlarda hemen anladım onur ünlü filmi olduğunu. onur ünlü filmleri bana olayca abartılmış, hisce yavan gelir. o kadar hızlı gelişir ki, duyguyu hissedemem ben. fazlaca absürttür. kan revan içeriklidir bi de.
bir onur ünlü şahanesi olan 2011 yapımı film. onur ünlüye olan zaafımı bir kenara koyarak söylüyorum oldukça başarılı bir film olmuş. yalnız şöyle bir şey var ki onur ünlüyü bilmeyen, adamın konuşmalarını izlemeyen, yapımlarını takip etmeyen bir izleyici için anlaması -algılaması- oldukça güç bir film. ''yav bu herif ne diyor ki şimdi abi, anlamadım ben'' cümlesi rahatlıkla kurulabilir. böyle diyen ve filmi kötüleyen arkadaşlara önce bir posta ''gidiyorum bu'', ardından birkaç bölüm leyla ile mecnun izlemelerini tavsiye ediyorum. adamın ne tür farklı şeylerle, farklı anlatımlarla uğraştığını görmek adına. filmin içeriğine gelirsem,
--spoiler--
olay dan diye başlıyor bir defa. het höt ne oluyor demeden özgenin (bkz: türkü turan)ölümü gerçekleşiyor. bu bile bi soğuk duş etkisi yaratıyor insanda. filmin en sevdiğim ve istemsizce yarıla yarıla güldüğüm kısmı arabada aile bireylerinin deli gibi ağlaması. özellikle (bkz: ezgi mola)'ya bittim, tek kelimeyle. hele
(bkz: cengiz bozkurt)ile öpüşme sahneleri yok mu evlere şenlikti!
--spoiler--
yani diyeceğim o ki açın izleyin arkadaşlar. beğenip beğenmemeniz umurumda değil amma onur ünlü gibi kafası ayrı dünyalar için çalışan bi adamın işlerini kötülemek için bence baya da bi düşünün, derim.
bir kere kara mizah mı ne hiç anlamıyormuşum onu anladım. içim şişti. zaten sanatsal filmlerden bir şey anlamam. siyah kuğuyu izleyip etrafa iğrenç, zaman kaybı dememle bundan emin oldum.
film oscar aldı ya hani.
bu da öyle bir filmdi. aynısından. garip garip davranışlar, ama babaanne kendini atarken şaşırmadım değil. heyecanlandım hatta.
filmdeki herkesin deli olması sinirlerimi bozdu.
film bitti, kendimi iyi hissetmiyorum. hep öyle sürecek gibiydi aslında. neden bittiğini anlayamadım.
tamda ismi gibi karışık, sorunlu bir o kadarda iddiasız bir film yapmış onur ünlü. filmi izlerken onur ünlü'nün dağınıklığına şahit oluyoruz. zaten diğer filmleri içinde dediği gibi "filmi toparlamaya" lüzum görmemiş sanırım. bizde zaten bu üslubunu seviyoruz yanılmıyorsam. filmde bir kaç ince mesaj okudum ben.
*bunlardan en ilginci celal beyin eşini öldürüp evinden çıktıktan sonra, cadde boş olmasına rağmen yaya için yeşilin yanmasını beklemesi sanırım. kuralların adamı olmak böyle bir şey olsa gerek.
*filmin 32:55 inde bir "bug" mevcut. kadın konuşuyor ama dudakları oynamıyor.
*"yapılabilecek o kadar az şey varki insan yapmaya üşeniyor" 01:06:00 ilginç bir tespit.
*komiser hakkının bıçağın sahte olduğunu detaylı bir şekilde anlattığı sahnede de aslında "biz ne diyoz adam neyin peşinde" havası yaratmış, ama aslında "gençler bi soluklanın iki dakka, nereye ne yetiştiriyonuz" demiştir.
* kamuranın filmin sonlarına doğru okan ı sıkıştırdığı, ve fakat okanın, ticari ilişki içinde olduğu rektörün yiğeni çıkması ile kamuran tarafından can ciğer kuzu sarması muamelesi yapılması para para para dedirtmiştir.
--spoiler--
genel olarak yan tarafta akan ana hikayeden ziyade filmin işleyişi ön plana çıkmış, dağınık yapılmış toparlanmaya lüzum görülmemiş sahneler bütünü bir film. kesinlikle sıradışı ve akıcı bir kara mizah türüdür. onur ünlü felsefesine aşina iseniz izleyin, eğlenin, değilse "katil kim" i arayan bir film değil, sakın o amaçla izlemeyin derim. "sana puanım 8 kanka" diyorum ayrıca.
bayıla bayıla izledigim filmdir. iyi manada söylüyorum gayet başarılı bir film. içi yoğun kıvamda mizahla örülmüş ince ironili. tavsiyelerim arasındadır.