cehenneme kadar yolum var

entry1 galeri0
    ?.
  1. ''Mimar oldum. Mutluluğu inşa ettim. Yıkıldı! Eski mesleğime dönüş yaptım. Cerrahlık! Kalp ameliyatı yapıyordum, sağlık bakanlığından izinsiz. Çok sayıda kırık kalp onardım. Tabi ki kırdığım kalplerde oldu. Kırdığım kalp sayısı, onardığım kalp sayısını aştığı için cerrahlığa ara verdim. Şimdi terziyim. Kendi söküğünü bile dikemeyen!''

    Uzun yıllar görüşmediği arkadaşıyla, görüşmenin vermiş olduğu heyecanla, başından geçenleri anlatıyordu. Arkadaşı büyük bir hayranlıkla O'nu dinliyor, O'nun sözünü kesmemek için, sigarasını bile kendisi yakıp O'na uzatıyordu.

    ''Aslında terziliği sevdim. insanların hayallerine göre çalışıyorum. Bir kişi geliyor ve prenses olmak istediğini söylüyor. Ben kıyafetini dikip gönderiyorum. O beni prens sanıyor. Oysa ben sadece O'nu, diğer prensler için hazırlıyorum. Çünkü ben sadece bir terziyim.''

    Konuşmasına ara vermiş, sigarasından bir nefes çekip kahvesini yudumlamıştı. Derin bir nefes alarak konuşmasına devam etti.

    ''Bir ara sigarayı bıraktım biliyor musun? Sonra içimde büyük bir yangın çıktı. Söndüremedim. Doktora gittim. Oksijen fazlalığı, dedi. Ciğerlerim çok temizmiş. Kirletmem gerekiyormuş. Reçeteme, sigara yazdı. Sabah, öğle, akşam, aç ve tok karnına, dilediğim kadar içebileceğimi söyledi. Sonra eczaneye gidip sigaramı aldım. Şimdi doktor kontrolünde sigara kullanıyorum.''

    Eliyle, bir kaç metre ileride duran garsona gelmesi için işaret edip, bir kahve daha ısmarladı. Kendisini izleyen arkadaşının gözlerindeki hayranlık, acıma hissine dönmüştü. Arkadaşı kendisine acıyordu. Bu hoşuna gitmese de, hoşuna gitmiş gibi davranmaya devam etti. Tabi konuşmaya da:

    ''Ooo, en önemli şeyi unuttum. Buna çok şaşıracaksın! Bir ara ayna kullanmıyordum. Kendimi görmeye tahamülüm yoktu. O kadar sıkılmıştım ki kendimden, derhal tatile gitmemi önerdiler. Sonra tatile gittim. Bir hafta kadar tatil yaptım. iyi geldi. Ruhum bedenime döndüğünde, artık aynaya bakabiliyordum. En azından, aynaya baktığımda kendimi görebiliyordum. Bir hafta daha kalmamı istediler ama ben kalmak istemediğimi söyleyince, ısrar etmediler. Sağolsunlar. Çok iyi hizmet veriyorlar ve sık sık tatile gidebileceğimi söylediler. istersen seninle birlikte gideriz. Neydi tati köyünün adı: ruh ve sinirli bir şey! Tam olarak aklımda kalmamış. Adamlar çok iyi bir isim bulmuşlar. Direk ruha hitap eden bir isim...''

    Biraz önce ısmarladığı kahveyi getiren garsona, başka bir isteğimiz yok dercesine baktıktan sonra, kahvenin şekerini ilave edip karıştırdı. Bir, iki yudum içti. Arkadaşı, sessizce O'nu izliyordu. Hemen yandaki masada oturan, esmer, uzun siyah saçlı bir kızın, gözlerini kendi üzerinde hissettiği an konuşmasına devam etmesi gerektiğini anladı. Sesini, kıza duyurabileceği bir ses tonuyla konuşmaya devam etti.

    ''Bilirsin, eskiden strateji oyunları pek ilgimi çekmezdi. Şimdi ise yeni bir strateji oyunu keşfettim. En az iki kişiyle oynanabilen bir oyun. Yalnız iki kişi karşı cins olmalı. Aslında oyun hiç ilgimi çekmiyor. Sadece ödülü çok cazip. Seks ödüllü bir oyun! Adı da, aşk! Sürekli kaçman gerekiyor. Karşı tarafa, ne zaman ve nasıl bir hamle yapabileceğini iyi kestirmen gerek. Eğer kaybedersen, bedelini ağır ödersin. Oynamaya başladığım ilk zamanlarda çok kaybettim. Şimdi ise, profesyonel, bir oyuncuyum.''

    Esmer kızın, gözleriyle kulakları yer değiştirmişti. Şimdi bakmıyor, sadece dinliyordu. Konuşmaya ara verdiğinde, karşısındaki arkadaşının sıkıldığını farketti. Bu görüşmenin ömrü bu kadardı, diye düşündü.

    ''Artık gitmeliyim. Beni bekleyen işlerim var.''

    Cafenin önünde vedalaşıp, ayrıldıktan sonra, arkadaşının gidişini izledi. Arkadaşı yürürken, hiç arkasına bakmamıştı.

    ''işte ben bunu hiç yapamadım.''

    Bir taksi durdurdu. Şoföre selam dahi vermeden pazarlığa koyuldu.

    ''Taksimetre açmadan cehenneme ne kadara gidersin?''

    Taksi şoförü, kendisiyle dalga geçtiğini düşündüğü, genç adamı taksisine almak istemedi. Uzanıp, açık kapıyı kapadı ve yoluna devam etti.

    Genç adam az ilerideki, şehir içi minibüs durağına giderek, beklemeye koyuldu. Bir kaç dakika bekledi. ilk gelen minibüsü durdurdu. Kafasını, kapıdan içeri sokup:

    ''Cehennemden geçer mi?'' diye sordu.

    Şoförün kendisine çok sert baktığını görünce geri çekildi. Bir sigara yakıp:

    ''Sanırım eve kadar yürümem gerekiyor. Neyse saat iyice geç olmadan yürümeye başlasam iyi olacak. Cehenneme kadar yolum var!''
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük