geçenlerde bir cenaze namazı sonrası hocanın anlattığı hikayenin çıkış noktasıydı bu cümle.
beni az çok bilen, tanıyan, az muhabbetim de olsa bilir dünya görüşümü. hoca bu cümleyi bir ölümün arkasından dedikten sonra önce "vay anam işte budur" dedim. merakla bekledim sebebini. o sıra herkesin eller dua pozisyonunda, ara ara gaza gelip yersiz amin diyen amcaların arasındaydım. parmakları çıtlatma vaziyetinde kollarımı dinlendiriyordum malum bünye alışık değil el avuç açmaya.
neyse, hoca girdi muhabbete;
+ evet.. değerli cemaat. bildiğimiz gibi fani dünya. elbet hepimiz bir gün bize verilen emaneti hakkıyla teslim edeceğiz.
- (içses) ilginç.
+ cehenneme giden de pişman cennete giden de pişman.
- (içses) evet.. dünya gibisi var mı? cennet burda diyecek heralde. sevdiklerimiz, güzellikler falan..
+ cehenneme giden cennete gidemediği için, işlediği günahlardan pişman.
- ee..
+ cennete giden de ben bu mertebeyi hakketmek için neden daha çok ibadet etmedim diye pişman.
- ee dünya?.. daha ne istiyor gitmiş işte cennete. olmaz o iş. benden geçmiş.
iki üç aminden sonra mezarlığa. sonra toprağa. ordan artık nereye gider bilemiyorum. ölümlere alışıyor insan.