Bu mantıksal hatayı çok basitçe tanımlarsak bir iddianın yanlışlığını ispatlayan bir kanıt yoksa, o iddia doğrudur veya kanıtlanmadığı sürece yanlıştır şeklindeki düşüncedir. Buradaki cehalet kelimesi kişinin iddiayı çürüten kanıtlardan habersiz olması manasındadır. Mantıksal safsatayı dile getiren insanın genel olarak cahil olmasını gerektirmez, sadece ilgili konu ile ilgili yeterince bilgili olmamasını tanımlar.
Bu mantıksal safsatanın alt kolları olarak hayal gücü eksikliğine dayalı argüman ve kişisel görüşe dayalı argüman da sayılabilir. Burada kişi, bilgiyi inanılması güç, zihnimde bunu canlandıramıyorum ya da ben bunu olası görmüyorum diyerek reddediyor demektir.
Temelde olan şey, kişinin bir görüşü destekleyen kanıtların yokluğunda aksi yöndeki görüşü doğru kabul etmesidir.
Örnek vermek gerekirse :
Dünyadaki bu kadar canlı nasıl meydana gelmiş? Bu düzen nasıl ortaya çıkmış, her şey mükemmel görünüyor, nasıl olabilir bu? Bunu açıklayan bir bilgiye sahip değilim. Demek ki hepsini Tanrı yapmış olmalı.
ya da
Evreni meydana getiren olayları başlatan bir ilk hareket olmalıdır. Bunun ne olduğuna dair bir kanıtımız yok. O halde Tanrı yapmış olmalı.
Bu argümanlar, nedensel ve bilimsel açıklamaların olmadığı (ya da bilimsel açıklamalar mevcut olmasına rağmen iddiayı dile getiren kişi tarafından bilinmediği) olayları açıklamaya çalışırken çokça kullanılan '' Boşlukların Tanrısı '' argümanlarıdır. Bu argümanlar cehalete dayalı argüman sınıfında birer mantıksal safsatadır.