gelmiş geçmiş en güzel tespitlerden biridir. cahil insan farkındalık sahibi değildir ve daima neşelidir. kolay tatmin olur. fazla sorgulamaz, irdelemez, düşünmez. neyi duyuyorsa hayatı boyunca ona inanıp durur. kendini dev aynasında görür. bilmek ise acı çekmektir.
şu sözü asla zihnimden çıkarmam:
fikrini savunmaya hakkın yoktur. bilgi temelli fikrini savunmaya hakkın vardır. kimsenin cahil kalma lüksü yoktur. -harlan ellison
kendilerini bilge zanneden mutsuz cahillerin uydurdukları ve sıklıkla dile getirdikleri, gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan söz. bilgelik, diğer adıyla hikmet, mutlulukla beraberdir.
Mesela,
En güzeli aslında hiç bir şeyin umrunda olmaması. Benim kuzenim ortaokulu bitirdi sanayide çalıştı usta oldu dükkan açtı... Hiç bir şey kalmadı geriye.
Bende çalışıyorum ama gel gör ki o kadar okul okumak falan... Adamın ikinci çocuğu oldu. Ben daha başlangıcı yapmadım.
Ne kadar bilirsen bil, bilmediklerin bildiklerinin binde biri bile değil. Tekerleme gibi oldu ama doğru bu her zaman bir çok bilginin cahilisin ve mutlulukta getirmiyor. Koca bir balon söz.
Çünkü insan bildiğinin esiri, bilmediğinin hürüdür; artık Bildiği ile karar verecek durumda olmak onu rahatsız edecek, iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır! “Endişe”, kaygı diye buna diyoruz esasında; bilmenin yüklediği sorumluluğun dayattığı rahatsızlık hâli...
Cahil bir toplumda yaşıyorsan cehalet mutluluktur elbette. Zira çoğunluk cahil ise sen de bir cahil olarak cahil sürüsüne katılırsın ve nereye sürüklerlerse oraya gidersin.
Böylece düşünmek, sorgulamak, eleştirmek gibi zahmetli(!) işlerden de Kurtulmuş olursun.
Almanya'nın bizi kıskandığına inanan adamı ne üzebilir ki?
Kesinlikle katılıyorum. Ne kadar çok şey öğrenir ve sorgularsan mutsuz olursun. Zeki insanlar çok hayalperest olmazlar. Ayakları her zaman yere basar. Kolay mutlu olamazlar. Cehalet mutluluk getirir. Bu aynı A Haber izleyip inananların, Türkiye'yi süper güç zannedip sevinmeleri gibidir.