asya incisine eninde sonunda kavuşacağını düşündüğüm 8 yaşındaki sarışın velet. sabahları tvdeki en izlenesi program ayrıca. bi de birinci nesil yazarmış. **
sözlükte yakın arkadaş olmaz mı? hiç bir derdinizi paylaşamaz mısınız? bu kanıyı tamamıyla çürüten arkadaşlığımız adına bir kadeh fişne suyu. * (bkz: fişne suyu severler) sabah sabah sinirimi boşalttım sağol tekrar. gerçi hala sinirliyim ama olsun yine de rahatladım biraz. dün kü 5 potumdan biri sanaydı tekrar özür. evet saydım.
1000. entrysi kutlu olasıca daha binlercesine. nitekim kanka dedik bağrımıza bastık abi versene şifreni biraz senin olayı inceleyeyim dedi uhhh dedim. cine bak. * bir de şu anda denemekte şifremi. ne diyim uğraş canım sen.
istiyorum ki; hiç üzülmesin, istiyorum ki; yüzü hiç düşmesin, istiyorum ki; hayatında her şey yolunda gitsin, istiyorum ki; hiç hüzünlü şarkı dinleyip hüzünlenmesin, istiyorum ki; her zaman neşeli bir şeklide atışalım. ama sadece istiyorum, sadece umid ediyorum, ve inanç aşılamaya çalışıyorum, her şeyin iyi olacağına, bir gün hayatında sorun arasa da bulamayacagına dair. peki kendim bunlara inanıyor muyum? kendimi ne kadar inançlıyım her şeyin iyi olacağı konusunda?
işte o zaman sadece durup izliyorum, ve farkediyorum ki; onun üzüntüsü benim üzüntüm, onun dertleri benim için de dert, o hüzünlü şarkı dinleyip ağlamak istediğinde benim gözlerim doluyor.
ardından klavyenin tuşlarına basarak yanında olduğumu hissettirmeye çalışıyorum, yalnız hüzünlenmediğini, belki yalnız ağlamadığını, hayatın iyiye yöneleceğine dair inancını yalnız kaybetmediğini ve o inancı yalnız bulmayacağını.
senden beklemezdim be. * neyse efendim refere entry olayına fazla girmeden bizi bir cafeye tıkıp alışveriş için etrafa saldırmış , istiklal 'i bir uçtan bir uca dolaşan yazar . sordum bitirmiş en sonunda. * benim iğrenç ,rezalet durumumu iyiye çevirmiş minderlerin üzerinde bacağımın uyuşmasını sağlamış yazar. evet çamur atcam herkes bana attı yakala hadi. *
bir dönem fırtına gibi sözlükte esen , vay be uyuz oluyorum lan bu kıza dememi sağlamış sonradan bükemediğin eli öpeceksin felsefesini uygulamama sebep olmuş yazardı. şimdi pabucumun yazarı oldu. * kendisini alt kadromda çalıştıracağım sözlükten uzak kaldığı ve sadece sol pencereyi okumakla yetindiği için sözlük formatının hasını öğreteceğimdir. **
kendisi bugün beni kozmetik dükkanında kırmızı bir surat olarak çıkmamı sağlamıştır. neyse efendim onun tam arkasındayken beni görmedi kendisi. ve dışarıya doğru ismimi hatırlayamayarak kaçakkkkkkk diye bağırdı o sırada tezgahtar bayanla bakıştık sonra ilişkimi kestim ikisiyle de. bir daha görüşmeyelim mümkünse. *
hayatımda izlediğm ve herkese tavsiye etmekten kendimi de alamadığım olağan üstü tatlı bi o kadar da tatlı süper saçlı falan filan anladınız siz çok sevdiğim çocuk çizgi film karekteri sevgilisi vardı onun çen diye okunuyodu kızın adı.
(#871818),(#819229) ve şu topkek vs. entrylerinde görüldüğü gibi birlikte görünmemiz insanlar açısından zararlı olduğunu düşündüğüm yazar. bir kapris bir uyuz bir böyle nasıl desem insanı. niye seviliyor bu ya? hayır niye soruyorum sen söyle bir cevap vericem. ben ondan daha şirinim daha iyi espri yaparım. bak yapıom, niye maymunlar ağaçtan ağaca atlarlar? * ben soruyorum niye diye işte. ehehehe. komik dimi? kahretsin ya yıkılıyorsun dimi , kıskandın beni hadi itiraf et.*
tanımsızlıklar içinde gerçek arkadaş, sırdaş.
daha önce bir kere daha görmeme rağmen tanıyamadığım yazardır. yahu bu tehlikeli bir bünye. fazla yaklaşmamak lazım. ya da dikkatli yaklaşmak. seni tanıyamadım diyince allah inandırsın bana verdiği cevap şuydu : "o senin terbiyesizliğin". be güzelim, zaten kaşlarının çatık bir görüntüsü var. bari biraz gül de şaka mı yapıyorsun anlayalım. neyse ki zirvenin ta başında yaptı bu hareketi. ilerleyen saatlerde gardımı aldım. sonra da gitti, derin bir nefes çektim. harbi bir insan, açık sözlü, ayrıca sevilen birisi, bunu gözlemleyerek anladım, biz de severiz kendisini.
her gece üzerine mutlaka ayışığının düştüğü kocaman yatağının üstünde, kollarını başının altında kavuşturup bacaklarını kocaman açarak 8 yaşında olmakla ilgili muazzam tespitler yapan şirin velet. koca yatağın içinde tüm minikliğiyle yatışı ve ayaklarının çıplak oluşu, ya da sabah uyanıp da yatağının kenarına oturduğunda yere deymeyen çıplak küçük ayaklarını yakın plan vermeleri gibi insanı gülümseten tatlı detaylara sahip bu çizgi film.
bu sabah gizli işler çevirdiğini düşündüğü dedesini takip etmek için tipik klişeye başvurdu pek tabii: pardösü-fötr şapka ve güneş gözlüğü içinde dedektif havasına bürünme durumları, malumunuz... kapıdan çıkmadan önce pardösü ve şapkaya el atışını gösterdiler, o sıra düşündüm "allah allah, 8 yaşında çocuğun o model pardösüsü mü olur, dur hele, bekleyelim görelim" diye; ve cédric sokakta göründü, dedesinin peşinde, sırtındaki pardösünün etekleri de cédric'in peşinden yerleri süpürüyor. kafasındaki şapka ve gözündeki gözlükler de tüm yüzünü kaplamış maşallah. dedesinin pardösüyü kapmış bizimki.
detayların atlanmayışını seviyorum bu çizgi filmde, insanı cidden gülümsetiyor.
buraların en burnu havada yazarıdır. mesj atarsınız cevap vermez, hatta bazen okumadığı bile rivayet olunur. karşısındakini umursamaz o yüzden de onla 5 dakka önce bile tanışmış olsa onun kim olduğunu unutur ve aynı insanla 39 dakika içinde 93 kere tanışır. 81. tanışmamızda kendisine daha önce attığım bir mesaja cevap vermediğini hatırlattığımda "a-aa bak hatırladım ama okumamıştım ne yazdığını tanımadıklarımdan gelen mesajları okumuyorum ben" demiş 87. ya da 88. tanışmamızda da durduk yerde "ben sözlüğün ayar kraliçesiyim sen benden ayar yemiş miydin? buralarda cedric ten ayar yemeyeni adam yerine koymaz kendini bi hatırlatıver de sana da lutfedip bir ayar vereyim ayaküstü" demiştir. ben de naçizane bir yazar kul olarak kendisine karşı böyle ezilip bükülmekteyimdir. ama utandığımdan değil sadece aynı anda ayakta konuşurken eğilmediğim sürece aynı hizada olamamamızdandır bu. burnunun havada olmasına neden olan şımarıklığı da ona çevresinde ona hayran olan, sırf kendisi için zirveye gelen insnalara borçludur. bir kişi de benim için gelmiş olsa ben de şımarırdım be diye hayıflanmaktan kendimi alıkoyaamışımdır. son olarak feci kıskandığım yazardır ama yine de ayar verenin değil alanındır; o yüzden de ayarı verene değil verdirene bakmak lazım denilesi güzel insandır...***
kendisini bu zirvede pek bir şımarık gördüm.. kafamı her kaLdırışımda bu yazar karşımda.. hararetLi eL/koL haraketLeri iLe bir şeyLer anLatıyor hep karşısındakine.. garipti.. yüzüne soğuk su çarpacaktım az daha kendine geLsin diye.. ama korktum yanında pıçak getirmiştir faLan.. *
kendisini ilgiyle takip ettiğim ve tanışmak için zirveye koştuğum kişi. beni erkek sanmış lakin yanılmıştır. oysa o tam da düşündüğüm gibi güleryüzlü hoş bir bayandı. tanıştığıma çok memnun olmuşumdur.