Her ne kadar AK Parti karşıtı bir insan olsam da, Cebeci Kampüsü'nde özellikle iletişim Fakültesi'nde yer alan grupların her türlü hareketine göz yuman öğretim üyelerinin var olmasından tiksiniyorum. Zaten bugünkü olay da, yine bu grubun üzerinde "Öcalan'a özgürlük, Kürdistan'a statü!" yazan pankart açmasıyla patlak verdi. Bu pankartı kaldırmak isteyen güvenlik görevlilerine saldıran elemanlar daha sonra çelik kuvvetle çatıştı, sınıfları kitledi, bazı öğrenciler camlardan aşağıya atladı. Biber gazı da devreye girince iş iyice boka sardı.
Bütün bunların ötesinde beni bu ülkeden bir kez daha soğutan şey ise, Ankara Üniversitesi iletişim Fakültesi öğretim üyelerinin yine PKK yanlısı bu öğrencileri korumak isteyen açıklamaları ve olayları "Devlet çok rerörö" ye getiren cümleleri. Belki de 20 defa okuldan atılması gereken grup üyelerinin hala bu fakülte içerisinde "öğrenci" sıfatıyla kendine yer bulması, Akit gibi gazetelerin eline de çok güzel malzeme veriyor.
Eğer sen devlete "Üniversiteler özerk alanlardır, polis giremez." gibi haklı bir çıkışta bulunuyorsan, senin öğrencin de Abdullah Öcalan isimli şerefsiz elemanı savunan ve tamamen saldırganlık amaçlayan pankartlar açmayacak.
içerisinde Türkiye'nin en iyi hukuk fakültesini, en iyi siyasal bilgiler fakültesini ve en iyi iletişim fakültelerini barındıran ve çok merkezi bir semtte bulunan fakültedir. Birde içinde eğitim bilimleri fakültesi vardır ki hukuk, siyasal ve iletişim fakültelerinin yanında sönük kalmıştır. Zira Ankara'ya ilk geldiğimde "Ankara eğitim bilimleri nerde" diye sorunca "Allah allah, ankara'da öyle bir yer mi varmış" dedirtecek kadar sönüktür. Hukuk ya da Siyasal'ı sorsanız değil Ankara'dan, Suriye'den bile nokta atışıyla tarif edebiliyorlar.
ankara üniversitesinin, içinde siyasal bilgiler ve hukuk fakültesini barındıran, çoğu vakit caddenin hemen karşısında çevik kuvvet polisleri hazır beklese de hır-kır çıkmayan memleketimizin güzide kampüslerinden birisidir.