ankara üniversitesinin, içinde siyasal bilgiler ve hukuk fakültesini barındıran, çoğu vakit caddenin hemen karşısında çevik kuvvet polisleri hazır beklese de hır-kır çıkmayan memleketimizin güzide kampüslerinden birisidir.
içerisinde Türkiye'nin en iyi hukuk fakültesini, en iyi siyasal bilgiler fakültesini ve en iyi iletişim fakültelerini barındıran ve çok merkezi bir semtte bulunan fakültedir. Birde içinde eğitim bilimleri fakültesi vardır ki hukuk, siyasal ve iletişim fakültelerinin yanında sönük kalmıştır. Zira Ankara'ya ilk geldiğimde "Ankara eğitim bilimleri nerde" diye sorunca "Allah allah, ankara'da öyle bir yer mi varmış" dedirtecek kadar sönüktür. Hukuk ya da Siyasal'ı sorsanız değil Ankara'dan, Suriye'den bile nokta atışıyla tarif edebiliyorlar.
pkknın siyasaldaki ve hukuk fakültesindeki militanları 7 aralık 2012'de hukuk fakültesinde "yeni türk borçlar kanunu sempozyumu"nu baltalamak istemişler sonuçta çevik kuvvet kampüse girmek zorunda kamıştır. dtcfnin 1 hafta tatil olması nedeniyle oradaki teröristler de buraya gelmişler tahriklerde bulunmuşlardır. nihayetinde türk gençlere galeyana gelmemiş çevik kuvvetin teröristleri siktiretmesiyle olay kapanmıştır. işin garibi sol haber portallarının kampüse satırlı menzil tarikatı mensuplarının geldiğini yazmasıdır. bu terörsitlerin ne kadar beyinsiz olduğu ortada ki söz konusu sempozyum onların iddia ettiği gibi ne "alperenler" ne de "menzilciler" tarafından düzenlenmemiştir. ayrıca sempozyumu düzenleyen topluluk üyelerinin hiç birinde kesici delici yaralayıcı alet yoktu. velhasıl bugün birtakım ensest ürünü mahluklarca karıştırılmıştır.
Her ne kadar AK Parti karşıtı bir insan olsam da, Cebeci Kampüsü'nde özellikle iletişim Fakültesi'nde yer alan grupların her türlü hareketine göz yuman öğretim üyelerinin var olmasından tiksiniyorum. Zaten bugünkü olay da, yine bu grubun üzerinde "Öcalan'a özgürlük, Kürdistan'a statü!" yazan pankart açmasıyla patlak verdi. Bu pankartı kaldırmak isteyen güvenlik görevlilerine saldıran elemanlar daha sonra çelik kuvvetle çatıştı, sınıfları kitledi, bazı öğrenciler camlardan aşağıya atladı. Biber gazı da devreye girince iş iyice boka sardı.
Bütün bunların ötesinde beni bu ülkeden bir kez daha soğutan şey ise, Ankara Üniversitesi iletişim Fakültesi öğretim üyelerinin yine PKK yanlısı bu öğrencileri korumak isteyen açıklamaları ve olayları "Devlet çok rerörö" ye getiren cümleleri. Belki de 20 defa okuldan atılması gereken grup üyelerinin hala bu fakülte içerisinde "öğrenci" sıfatıyla kendine yer bulması, Akit gibi gazetelerin eline de çok güzel malzeme veriyor.
Eğer sen devlete "Üniversiteler özerk alanlardır, polis giremez." gibi haklı bir çıkışta bulunuyorsan, senin öğrencin de Abdullah Öcalan isimli şerefsiz elemanı savunan ve tamamen saldırganlık amaçlayan pankartlar açmayacak.
üniversiteyi kendi malı zanneden mallar yüzünden,bugün biber gazına mağruz kaldığım kampüstür. bir insan "bayram" kutlamaya sopayla, taşla, maskeyle mi gelir? ayrıca, polis biber gazı atarken gülen ve durumdan memnun olan "eylemciler" iyice midemi bulandırdı.
sosyalistlerin çoğunluğu ele geçirdiği yerde içindeki hayvanı -aslında yanlış kullanım, doğru olan azınlık olduğu yerlerde insan takliti yapmaları olacak- nasıl ortaya çıkardığının örneklerindendir. ''milliyetçiler faşist, faşizm düşünce değil suç, müsade etmeyiz'', ''müslümanlar islamcı, islamcılık gericilik, izin vermeyiz'' diyen insan görünümlü varlıklara her zaman ve her yerde ''sosyalist halk düşmanıi, sosyalizm insanlık suçu'' demeli ve gereğini yapmalıyız.
ilef, aühf, mülkiye ve eğitim bilimlerini içinde barındıran ankara üniversitesi kampüsüdür. ilef başta olmak üzere yoğunluğu kürt milliyetçilerinden -ki bu çok masum kalır, yoğunluğu pkk destekçilerinden- oluşan ve bu grupların faaliyetleri ile sürekli çalkalanan kampüstür. Somut örneklerini görmek isteyenler ilef kulise gelerek ortamdaki pankartları incelesin ne demek istediğimi anlarlar. Zira dağdaki teröristlerin afişleri her bir yanda asılır ve hatta bazen hızlarını alamayıp öcalan posterleri , pkk bayrakları açarlar. Müzikler çalınır halaylar çekilir( dağda türk askerini nasıl da vuruyoruz içerikli şarkılardan oluşur)Ve hiçbir dekanlık ve hatta rektörlük bu durumlara ses çıkarmaz, hepsi de göz yumar, yani açıkçası alttan alta destek verirler. Tüm bu posterler bayraklar bir yana hdp milletvekilleri kulise çokça gelmiş ve pkk nın şehir ayaklanması ideolojilerini anlatmışlardır. Bu durumların karşısında vatan millet sevdalısı bir genç çıkar da ne yapıyorsunuz siz diye sorarsa da anında "faşist" damgası yer.
bir mülkiye mezunu olarak ara sıra gidip görme isteğimin oluştuğu ancak işten güçten vakit bulup bir türlü zaman ayıramadığım kampüs. pkk'lı terör sevicilerine rağmen bile güzel günlerdi evet.
