uçak maketlerinden kopartacağı yapıştırmaları çeklere yapıştırmak için ayarladığı ve cımbızla kolayca çekebilmek için ıslak tuttuğu bir küvet dolusu maket uçağın olduğu sahne muhteşemdir.
(bkz: frank william abagnale jr.)'ın gerçek yaşam öyküsünü anlatan 2002 yapımı mükemmel filmdir.
filmin kısaca konusu ise şudur:
fbiın ünlü en çok arananlar listesinde yer alan en genç dolandırıcısının gerçek yaşam öyküsü... frank abagnale jr henüz 18 yaşına gelmeden doktorluk, avukatlık ve büyük bir hava yolu şirketinde pilot yardımcılığı yapmtı. kılık değiştirme ustası olan abagnale, aynı zamanda son derece zeki bir dolandırıcıydı. 16 yaşındayken başladığı çek sahtekarlığını 26 ülkede sürdürerek 2,5 milyon dolar çapında dolandırıcılık yaptı. abd tarihinin en başarılı banka soygununu gerçekleştirdi.
türkçeye ' sıkıysa yakala olarak ' çevrilmiştir.
aslı ' yapabilirsen yakala ' ama bence bizim çevirimiz daha manidar olmuş.
severim, kaç kez seyrettim bilmiyorum ama olsa yine seyrederim.
frank abagnele adlı ünlü bir dolandırıcının hayatının anlatıldığı izlenilmesi gereken filmdir. en komik sahnelerinden biri dolandırıcının okumaya gittiği lisede vekil öğretmen olarak rol yaptığı bölümdür...
film aile hayatının önemine de dikkat çekerek takdirimi toplamıştır.
bir sinema şöleni tabii... konuyu bilen kamera çekim açılarından , tom hanks ´in, di caprio´nun ve yani....christopher walken´ın - ki bu sözlükteki bu başlık altında hiç adı geçmemiş, christopher walken çok sevdiğim bir oyuncudur,- üstlerine giydiği kıyafetlerin bile milimi miline planlandığı bir film. film konusunu inceleyenler şahıslar için çok iyi çekilmiş filmlere iyi bir örnek. konuya girmiyorum bile.ön ve son jenerik mükemmel - ki bu çoik önemli bir konudur- diyaloglar çok anlaşılır yazılmış. fransa´da noel zamanı abagnale´in yakalandığı anlardaki fransız kasabası sahnesi çok çok güzel. tamamen bir nostaljik hava var orada.
bunun dışında abagnale´in filmin çok sonlarındaki maceraları aceleye getirilmiş. bu, filmin çok uzayacağı endişesiyle yapılmış olmalı. bazı "kestirme gidişler" çok belli.
ama gene de konusu bu kadar karışık bir film için oldukça başarılı bir film. filmin kahramanının aşırı renkli hayatını konu aldığı için oldukça büyük bir senaryo(senarist) ve yönetmenlik içerikli virtuozite...bu filmde gizli. çekimi ve ana oyuncuların oynaması zor bir film. mutlaka çok iyi bir programlama gerektirmiştir. teknik bakımdan hiçbir hata yok. ona da değinmek gerekir.
bu film tabiatıyla daha iyi olabilirdi, ama daha iyi olmak için daha uzun olmak zorundaydı, ve bir filmin çok uzn olması günümüzün kapitalist sinema dünyasında çok kötü birşeydir. spielberg bir hesap yapmış ve "bu film şu kadar uzun olursa ana konunun şu kadar yüzdesini beyaz perdeye yansıtır, ve bu kadar yansıtma da yeter" demiş. hoş bunu belki de ,para kazanma endişesiyle demiştir, ama o da bu filmi mutlaka "amme hizmetine" değil, "para kazanmak" için cevirmiş olmalıdır.
