Ateşi ilk bulduğundaki neşesi.ilk balık tuttuğunda zar zor yakalamışken, ardan geçen zamanda göbeğin eriyip uzaktan mızrakla balık avlaması,wilson ın saldan düşmesi ve arkadaşını kaybetmenin verdiği acı ve özür dilemesi aklımda kalan en güzel sahnelerdir. Koşuşturmamızın belki de nafile olduğunu anlatabilir bize.belki yolumuzu aydınlatacak bir ilham perisinin peşinden gitmeliyiz tüm bu kavgayı bırakıp...
i'm on a sentimental journey
into sight and sound
of no return and no looking back or down
a conscientes objector to the
war that's my mind
leaving in the lurch and i'm
taking back what¹s mine
i'm on a mission
into destination unkown
an expidition
onto desolation road
where i'm a...
castaway going at it alone
castaway now i'm on my own
castaway going at it alone
castaway now i'm on my own
lost and found, trouble bound
castaway
i'm riding on the night train and
driving stolen cars
testing my nerves out of the blvd.
spontaneous combustion in the
corners of my mind
leaving in the lurch
and iom taking back what¹s mine
i'm on a mission
into destination unkown
an expidition
onto desolation road
where i'm a...
castaway going at it alone
castaway now i'm on my own
castaway going at it alone
castaway now i'm on my own
lost and found, trouble bound
castaway
filmde tom hanks kargo uçağının* düşmesi sonucu tek başına ıssız bir adaya düşüyor ve orda yaşam mücadelesi veriyor. Tom hanks mükemmel bir oyunculuk örneği vererek film boyunca az konuşmasına ragmen adada yaşadığı zorluklar içerisinde ki yaşam mücadelesinin heyecanlı sıkıntılı anlarını izleyiciye çok güzel aktarıyor
bulana kadar canımı çıkarmış ama o zahmete de değmiş film.
bir kış akşamı beşiktaş'ta filmi bulmak adına atılan uzun v hevesli turlardan sonra bilmem kaçıncı korsan cd'cide:
- iyi akşamlar üstad, "cast away" var mı???
- olmaz mı ağbey?
- oh be!! yaşasın ulan!!
- buyur abi...
- ... bu ne lan?
- testere abi.
- olm testere değil, cast away, cast away!
- tamam ağbey. sen yine gel ağbey. gelir ağbey.
belli bir zaman zarfının geride bırakılması ardından aynı cd'ciye yine umutlu bir ziyaret.
- hocam merhaba, geldi mi cast away?
- ooo gelmez mi ağbey!
- oh. sonunda..
- al ağbey!
- ...
- al ağbey?
- olm...
- evet ağbey?
- bu ne olm?
- "köstebek" ağbey?
- lan ne köstebeği, kest evey ulan kest eveeeey!
- furma ağbey! kes köse?!
fedex reklamlarından birinde bu filmin sonyla hafiften dalga geçilmiştir. tom hanks'i canlandıran insan yıllar sonra paketi yerine teslim ettikten sonra alıcı kadına sorar:
-hanfendi acaba çok merak ettim bu paketin içinde ne vardı?
+ha önemli bir şey değil. bikaç tane işaret fişeği, bir adet uydu telefonu, bir adet ...
-(kalp krizi)
fedex firmasının zamanlamada ki hassasiyeti ve filmin sonunda tom hanks'in elındeki son kargoyu 4 sene sonra adresine teslim ederek kargonuz yerine her koşulda ulaşır mesajı verilmiştir.
senaryosunun fedex halkla iliskiler departmaninca yazildigindan suphelendigim film. tom hanks'in adada atesi ilk defa yakmayi becerdikten sonraki halleri unutulmaz.
ingilizce hocası öğrencilerine ödev vermiştir. her öğrenci kendini geliştirmesi açısından 2 gün içerisinde bir adet ingilizce film izleyecektir. o 2 gün biter ve öğretmen en kötü öğrencisine sorar:
-ahmet oğlum, ingilizce film izledin mi bakiymm?
-izledim hocam.
-hangi filmi izledin?
-cast away.
-ne kadarını anladın peki olm?
-en az %60'ını çok iyi anladım hocam.
hoca şaşırır tabi, bu kadar öküz bir öğrencisinin ingilizce bir filmin %60'ını anlamasına. ancak öyledir. çünkü filmin hemen hemen %60'ında konuşma yoktur. oraya 1. sınıf çocuğu dahi koysanız filmin %60'ını anlayabilir. bu hikayeden çıkaracağımız sonuç şudur: cast away'in %60'ında konuşma yoktur ve öküz öğrenci ahmet'in ingilizcesi hala aynı seviyededir.