schalke'deki dönemlerinde yardırıp nerdeyse schalke maçlarının çoğunu izleme sebebi yetenekli ve schalke'nin şampiyonluğa oynaması büyük payı olan bir oyuncuyken galatasaray'a geldiğinde tekniği ne kadar yıldız futbolcu kalitesinde olursa olsun yıldız mentalitesinde olmadığını göstermiş eski galatasaraylı futbolcu.
çoğu yabancı futbolcu gibi türkiye'yi yatarak para kazanma yeri sanmıştır.
ama halbuki bize gereken yabancı futbolcu profili her şeyden önce futbolu sevdiği için oynayan muslera gibi, her ne kadar aşırılığa kaçabilse de hırslı felipo melo gibi, dünyanın en büyük klüplerinde forma giymiş olsa da, yatarak para kazanma gibi bir kafada olmayan, görev verildiği yerde oynayıp tam katkı yapan sneijder gibi futbolculardır.
Yakın zamanda bu entry güncellenecek ve o dönemi hatırlayan galatasaray taraftarlarının o dönemki düşüncelerini açıklayacaktır.
Allahtan sneijder geldi de gerçek 10 numara neymiş öğrendik. Allah razı olsun senden portakal!
edit geldi
2007 mayısı.. fenerbahçe'nin 100. yılını 17. şampiyonluğu ile yaşadığı zamanlar. yanılmıyorsam izmir atatürk stadı'nda fenerbahçe trabzonspor karşılaşması sonucu çıkan 2-2'lik sonuçla ve aynı saatte başlayan sivasspor - galatasaray maçından çıkan 1-1'lik skorla fenerbahçe şampiyonluğunu lig daha bitmeden ilan ediyordu.
buraya kadar her şey normal. esas dananın kuyruğu bundan sonra kopuyor. bir hafta sonrasında 19 mayıs 2007 galatasaray fenerbahçe maçı oynanıyor ve fenerbahçe ali sami yen stadı'na şampiyon unvanı ile geliyor. bilen biliyor bu derbiyi, sulu derbi olarak da hatırlanır. galatasaray o maçı resmiyette 2-1 ve 5 maç seyircisiz oynama, gayriresmi olarak da inanılmaz derecede prestij kaybı ve taraftar&yönetim ayrışması ile noktalıyor. sezon sonunda bir çok oyuncu ile yollar ayrılıp, eski teknik direktör erik gerets ile de vedalaşılıyor. yerine gelen isim ise kulağa çok aşina; karl-heinz feldkamp, nam-ı diğer kalli.
haziran 2007.. kalli, federal alman kültürü ile yetişmiş, takım disiplini ve konsantrasyonu ile nam salmış tecrübeli ve bilgili bir teknik adamdı (hala daha öyledir). bir öncesi sezon hezeyana uğrayan sarı-kırmızılıların klasik kötü sezon sonrası fatih terim ve mircea lucescu gibi eski aşklarını yad ettiği zamanlarda yine eski bir göz ağrısı, kalli gündeme gelir. adnan'lar silsilesi**, bir önceki sezonu 3. tamamlamış galatasaray'ı yine taraftarın gözünde kredisi yüksek bir isme emanet etmeyi bu sefer dedikodudan öteye taşır ve karl-heinz feldkamp ile anlaşırlar en nihayetinde.
ilk iş olarak stopere hamle yapar kurt alman**. galatasaray'ın 3 senedir başarılı olan, ancak son 6 aydır aksayan tandemi, song&tomas ikilisini beğenmez. almanya'yı ve ligi çok iyi bildiği için, o taraklarda bezi vardır. 24 yaşındaki cezayirli ismael bouzid kaiserslautern'den transfer edilir. bouzid eski galatasaraylı futbolcu, falco götz'e benzetilir, fakat neyin ne olduğu aslında çok bellidir. kalas gibi stoperdi lan bouzid *
lakin kurt alman, galatasaray'ın yerli rotasyonu ve yabancı kalitesinden pekala memnun kalmaz. zaten istediği oyuncuları aldırmak suretiyle imza atmıştır*.
ilk önce ön libero mevzusu halledildi. gündemdeki isimler jan polak ve thomas gravesen'di. her iki isimle de belirli bir noktaya kadar sanıyorum anlaşıldı, ancak nasıl olduysa oldu, o zamana kadar pek de gündeme gelmeyen, ancak taraftarın da daha çok seveceği, kuzey iklimi insanı ve premier league'de everton ile başarılı ve istikrarlı bir çizgi yakalamış, FC København ve isveç milli takımı kaptanı*tobias linderoth transfer edildi. 3.6 milyon euro karşılığında 4 yıllık sözleşme imzalandı.
ardından sıra takımın yaşlanan hücum gücünü arttırma konusundaydı. kart-heinz feldkamp'ın takımları her zaman atağa hızlı çıkan ve neticeye bir an önce ulaşmak isteyen takımlar olarak bilinirdi. bu doğrultuda kalli, transfer hedefi olarak ilk önce psv'den arouna kone'yi istedi -bakın ilk hedef asla lincoln değildi-. psv'nin genç fildişili oyuncusu, bir önceki sezon atatürk olimpiyat stadı'nda oynanan ve galatasaray'ın 2-1'lik mağlubiyeti ile sonuçlanan 31 ekim 2006 psv eindhoven galatasaray maçı'nda şov yapan kavruk isim, kalli'nin ilk hedefi idi. görüşmeler nasıl başladı ne zaman başladı ve olumsuz sonuçlandı kimse bilmiyor, lakin bilinen tek bir şey var, kone o zaman transfer edilemedi&edilmedi ve rota lincoln'e döndü. zaten kone de la liga'ya, sevilla'ya transfer oldu.
ve lincoln.. galatasaray taraftarları yıllardır bir komutan'ın eksikliğini çekti, on'un vedasından beri. ne felipe, ne haim revivo, ne de sergen yalçın bir türlü taraftarların sönmeyen ateşini dindiremedi. niyahetinde* o merakla beklenen adam çok da uzakta olmayan bir yerde, gurbetçi vatandaşlarımızın da çoğunlukla yaşadığı bir yer olan ve stadı da veltins arena diye* adlandırılan gelsenkirchen bölgesinde bulundu, cassio de souza soares lincoln!
lincoln'ü bir çok futbolsever bilir, 2005-2006 sezonu uefa şampiyonlar ligi grup maçlarında fenerbahçe-fc schalke maçlarında şov yapmıştı bu 1979 doğumlu brezilyalı. 19 ekim 2005 fenerbahçe schalke 04 maçı'nda iki gol atmış, 1 kasım 2005 schalke 04 fenerbahçe maçı'nda da dört tane attırmış* biri olarak tanınıyordu. ve bahsedilen sezonda da schalke'nin en önemli kozu olarak gösterilen lincoln, yanılmıyorsam almanya'nın en değerli yabancı oyuncusu ödülünün de sahibi oluyordu.
nihayet o beklenen haber geldi. galatasaray taraftarlarının ilk kez transfer nöbeti tutmasına şahit oldukları, onları ilk kez bu denli derece heyecanlandıran, zatımı da gecenin bir yarısına kadar atlet şort kombinasyonu ile televizyonda transfer avına çıkartan biriydi lincoln. iki-üç hafta kadar beklendi bu transfer. hatta bouzid transferi esnasında hatalı haber olarak da beş dakikalığına siteye konulup kaldırılmışlığı da vardır bunun. ve nihayetinde rahmetli başkan özhan canaydın, bolu gsyiad derneği açılışında verdi müjdeli haberi. schalke onursal başkanı gerhard rehberg ile konuştuğunu ve bonservis konusunda 5 milyon euro karşılığında mutabakata vardıklarını belirtti. 21 haziran 2007 günü** bu transfer galatasaray. org tarafından da açıklandı.
hatta özhan canaydın'ın şu açıklamasını dün gibi hatırlıyorum, 'Avrupa'nın en iyi 10 numarasını transfer ettik'.
galatasaray taraftarı iki adet lig üstü kaliteye sahip yıldız sonrası havalara uçuyordu. bir önceki sezon yaşanan hezeyanın etkileri iki transfer ile kaybolmuş, bir anda taraftar kendilerini bulutların üzerinde görmeye başlamıştı bile. ardından forvete de kaliteli bir isim, shabani nonda, italya'nın as roma takımından transfer edilerek yabancı transfer hikayesi noktalanmıştı.
yabancı transferleri bu kadar olmakla beraber, yerli olarak barış, servet, orkun, volkan ve hakan takviyesi de yapılmış, takımın bir çok eksiği giderilmişti.
ve lincoln istabul'a ayak basıyordu.. galatasaray'ın brezilyalı süperstarı lincoln, taraftar tarafından atatürk havaalanı'nda yaklaşık on bin kadar sarı-kırmızılı renklere gönül verenler tarafından omuzlarda karşılanıyordu. inanılmaz bir sevinç ve heyecan var taraftarlarda**. lincoln, galatasaray'ın o zamanki transfer sihirbazı, atkuyruk haldun üstünel ile beraber florya'ya gelip kendisini 4 yıllık galatasaraylı yapan sözleşmeye de imzasını koyuyordu.
29 temmuz 2007 galatasaray istanbulspor maçı'nda ilk kez atatürk olimpiyat stadı'nda lincoln sahaya taraftarlara çıkartılacaktI. yaz aylarında, sanırsam avusturya'da düzenlenen özel bir turnuvada* lincoln hiç oynatılmamıştı. ardından da ilk kez bu maçta forma giyecekti. lincoln kendisine has no look pasları ile taraftarın hiç aşina olmadığı derecede hareketleri sergiliyor, taraftarı adeta zevkten dört köşe ediyordu. ancak bu maçta küçük bir şanssızlık yaşayan lincoln, bir penaltı atışından yararlanamayarak topu kale direğine nişanlıyordu*.
ve şov başlıyordu.. galatasaray olimpiyat stadı'nda 12 ağustos 2007 galatasaray çaykur rizespor maçında beyaz formaları ile çıktığı mücadeleyi lincoln'ün de süper bir bazukası ile 4-0 galip tamamlıyordu. fenerbahçe'nin de aynı statta istanbul büyükşehir belediyespor'a 2-0 mağlup olması ile başlıklar çoktan atılmıştı bile, aslan lincoln galatasaray şampiyon!
ancak lincoln bu maçta çaykur rizespor'un adını tam hatırlayamadığım* bir oyuncusu tarafından sakatlanıyor ve bir sonraki hafta oynanacak bursaspor mücadelesini kaçırıyordu.
26 ağustos 2007 galatasaray ankaragücü maçı o zamanki adı ile turkcell süper lig'in 3. haftasında oynanıyordu. galatasaray ilk kez ali sami yen'e çıkıyor, ikinci seyircisiz maçında yine brezilyalı'nın, rakip stoper oyuncusu olan ve yaklaşık 6 ay sonra da galatasaray'a imza atacak olan emre güngör ile girdiği verkaç sonucu* önünde bulduğu topa allah ne verdiyse vurarak inanılması güç bir gole imzasını atıyordu.
lincoln buraya kadar inanılmaz oynuyordu, gerçekten inanılmaz. rahmetli özhan canaydın'ın 'avrupa'nın en iyi 10 numarasını aldık' demesi ne kadar abes ise, bizim içimizdeki lincoln aşkı da o denli yüksekti.
ancak ne olduysa 29 eylül 2007 galatasaray beşiktaş maçı evvelinde oldu ve lincoln'ü o zaman kaybettik. hakan şükür ile beraber lincoln maç öncesi kadro dışı bırakılmıştı. sebep olarak da derbi öncesi kampta bulunan bu iki futbolcunun arkadaşlarını ve ailelerini florya'ya getirmeleri idi.
lincoln o maçta hakan'la beraber tribünde meşhur şapkası ile maçı izledi, velev ki onu orada son kez adam akıllı görüşümüz oldu. kalli kendi disiplininden taviz vermeme adına iki futbolcuyu da cezalandırmış, bu da lincoln'ün küsmesine sebep olmuştu.
yahu be adam adamlar içki içmemiş, kamptan kaçmamış, ne diye böyle önemli bir maç evvelsi böyle kritik bir karar alırsın? lincoln hem taraftarın gözbebeği, hem de en kaliteli oyuncusuydu-ki o maça kadar takımın tıkandığı noktalarda kilidi açan ismiydi de-.
işte biz bu maçtan sonra lincoln'ü kaybettik. kaybettik ama sonrasında kazanma adına da her şeyi yaptık, lakin o 2008-2009 sezonundaki saman alevi gibi parlayan ve bizi aslında aldatan yalancı performansı hariç bir hiçti. ha bak şimdi hatırladım da ilk sezonunda belki de 88. dakiasında gol attığı 6 nisan 2008 gençlerbirliği galatasaray maçı ve yine bir gol attığı ve yine olimpiyatta oynanan 20 nisan 2008 istanbul bşb galatasaray maçı sayılabilir.
sonrasında lincoln'ün niye oynamadığı hakkında herkes bir şeyler söyleyebilir.
lincoln sonra her sezon arasında ve sezon bitiminde takıma geç katıldı, katıldıktan sonra kavga etti, kadro dışı kaldı, para cezası aldı. bunların hiçbirine girmeyeyim, yoksa işin içinden çıkamayız. lincoln bu anlattığım noktalara kadar haklıydı belki, ancak bundan sonra gelişen hiçbir olayda hiçbir hak iddia edecek konumda değildi. oynamadı çünkü. en sonunda da galiba 2 milyon 166 bin euro ve sonraki transferden %50 pay bonusu ile palmeiras'a gönderildi. zaten ben o transfer gelişmeleri yapılana kadar çoktan fanboyluk bağımı kopartmıştım lincoln'den.
allahtan şimdi wesley benjamin sneijder diye bir futbolcumuz var ki gerçekten futbolcu ve karakter sahibi insan nasıl olur görüyoruz. maç seçmeden, her seferinde canını dişine takıp oynuyor. hem de gerçek bir 10 numara olup, sol açıkta görevlendirilmesine rağmen!
bir de aforizma yapalım tam olsun *. 11 bin küsür karakterden oluşan bu yazıyı, malesef bu futbolcunun 11 bin küsür karakterden yalnızca bir tanesini bile barındırmaması gibi garipti hayat.
Galatasaray kariyeri istendiği gibi olmayan başarılı futbolcu. Schalke döneminde o kadar başarılıydı ki Fenerbahçeli arkadaşım Lincoln transfer olduğunda bütün yazı Lincoln'ü nasıl durduracağız diye düşünerek geçirmişti. Şimdilerde Alex'le beraber Brezilya liginde takılmakta.
kendisinin drogba ve sneijder'den daha iyi olduğunu, bu isimlerin galatasaray'a transfer oluşunun büyütülecek birşey olmadığını iddia eden futbolcu.
"G.Saray beni aldı, Sneijder ile Drogba da kimmiş. G.Saray her zaman büyük oyuncuların oynadığı büyük bir kulüp. Drogba ile Sneijder'in G.Saray'da oynamasını büyütmemek gerek. Önemli olan orada başarılı olmaları."
kariyerindeki en büyük hatası tatil yapmak için galatasaray gibi düşük vizyonlu bi takımı seçmek olan müthiş on numara. eğer pele ile aynı dönemde yaşasaydı, pele brezilya milli takımında anca malzemeci olurdu.
özledik be lincoln seni! sen transfer olmadan önce atlet don oturur, bilgisayar başında sabahlardım. sonunda geldin. bence gayet de başarılıydın. seni yollayan adnan polat utansın. her zaman kalbimizdesin.
schalke 04 şampiyonluğa koşarken yaptığı hareket nedeniyle 5 maç ceza alan ve bu olay sonrası taraftarın tepkisine maruz kaldıktan sonra galatasaray'a transfer olan brezilyalı çok yetenekli oyuncu. türkiye'de çoğu yıldız gibi canı isteyince oynamış, canı isteyince yatmıştır. bir maçta rakiple dalga geçercesine maç sırasında topu birkaç defa sektirmesiyle tepki toplamıştır. türkiye'den ayrılması da bayağı bir sancılı olmuştur. mutsuz son.
büyük beklentilerle galatasaraya schalke 04 ten transfer olan ama geçen ik yıl süre içinde bir türlü istenilen verim alınamayan teknik olarak harika bir oyuncu olan Lincoln, rakip savunmalar için çok tehlikeli olmasıyla değil, sinirli tavırları ve kışkırtıcı hareketleriyle gündeme oturur. Özellikle de eski takımı Kaiserslautern'le Fritsz Walter Stadyumu'nda oynadıkları maçlarda yaptıklarından sonra büyük tepki alır.
2007-2008 ve 2008-2009 sezonları'nda galatasaray forması giymiş brezilyalı futbolcu.
schalke 04 takımından galatasaray'a transfer olmuş ve 2 sezon boyunca 42'si lig, 19'u avrupa, 5'i türkiye kupası, 1'i de süper kupa maçı olmak üzere toplamda 67 resmi maça çıkmış; bu maçlarda toplam 16 gol atmış, 25 de asist yapmıştır. daha sonra palmeiras takımına transfer olmuştur.
şimdilerde 33 yaşında olan futbolcu, coritiba forması giymektedir.
hertha berlin maçında oynadığı futbolla hayran bırakan, gerçek bir lider gibi takımı yöneten yetenekli ama tembel futbolcu. ne yazık ki fazlasıyla iktidarsız ve sorunluydu. motive olduğunda, istediğinde neler yapabileceğini hiç görmeseydik keşke o maçta. nasıl büyük bir yeteneği kaybettiğimizi gösteriyor çünkü o maç.
hani ilk gençlikte birlikte top oynadığınız arkadaşlarınız vardır ya. yeteneklerini sergilemek için her pozisyonu değerlendiren, maç sırasında saha kenarına gidip soluklanan sonra da beklenmedik anda ortaya çıkan, canı sıkıldı, kafası bozuldu mu isteksizce oynayıp maçı tamamlamayan... işte o adamlardan biridir lincoln.
