an itibarıyla bursa mağazasında türk bayrağı bulmak için altı ayrı çalışanına nerde kardeşim bu türk bayrağı diye sorduğum ve hepsinden de farklı cevap aldığım sonunda mağaza müdürünü bulup nerde bu türk bayrağı soruma karşı, son terör olayları sonrasında tükendi beyefendi. cevabını aldığım mağaza. * . sonrasında salaklığın bende olduğuna kanaat getirip mahalle kırtasiyecisinden kocaman bir bayrağı alıp öpüp asmışımdır balkonuma.
arkadaşımın kerfur diye kibarca telaffuz ettiği ve bizim düzeltmemiz karşısında "Ne diyim KARFUR mu diyim" diye bize fırça attığı Fransız Süpermarketi.
izmit carrefour vardır bide. salı pazarı gibi olmuştur artık. çeşitsel söylemselleri vardır.
normal yurdum insanı : karfur
ingiliz aksanlı yurdum insanı : karfır
tikican yurdum insanı : kerefır
öküzcan : gaffur
zaman zaman değil her zaman en ucuz olan market.
ayrıca kitleleri peşinden sürükleyen markettir. bizzat bizi sürüklemişliği vardır. nasıl mıdır, işte böyledir:
carrefoura gitmek için müşteri servisi beklenir amma velakin servis bir türlü gelmek bilmez. bunun üzerine minibüse binilir. daha minibüsle 300-400 metre kadar gidilmiştir ki servisin durakta olduğu görülür. daha sonra minibüsten inilir, zira minibüsle 2 vesait yapılacak ve biraz da yürümek zorunda kalınacaktır. yazık olmuştur verilen minibüs parasına. kişi başı 75 kuruş verilmiştir. 4 kişi eder mi size 3 ytl. inerken kimse parayı istememiştir. herkes birbirinden beklemiştir ve olan 3 ytl mize olmuştur. minibüsten inilir inilmesine ama servis sizi bekler mi, beklemez. gaza basar, gider. ama pes etmek var mıdır, yoktur. zaten 3 ytl çöpe gitmiştir. (bir öğrenci için 3 ytl çok önemlidir. nerden baksanız 5-6 paket makarna alınır. bu da demektir ki 5-6 günlük akşam yemeği.) bu servise öyle ya da böyle binilecektir. bunun üzerine çılgınlar gibi yokuş aşağı koşulur. ama ne koşmak. bir sonraki durakta servise binmek şarttır. ne mi olur? o durakta da binemezsiniz servise. servis tam gitmek üzereyken çevredeki yardımsever vatandaşlar tarafından ıslık çalmak suretiyle şoför uyarılır ve evet, evet sonunda başarmışsınızdır. isteğinize azminiz sayesinde kavuşmuş olmanın haklı gururuyla serviste boş bulunan koltuklara oturabilirsiniz artık.
fiyatları uygun cep yakmayan fransız menşeili ülkemizde sabancının da ortağı olduğu alışverişmarketi. yalnız elektronik aletlerde bozuk çıkabilme ihtimali bulunduğundan, elektronik bölümünden uzak durulması gerekir! yada sadece bize denk geliyor.
afet-i devran bir sozluk yazari arkada$imiz ile yaptigimiz ilginc bir ziyaret sonucu abukluklarla gayet kolay kar$ila$ilabilindigini anladigimiz ali$veri$ merkezi.
vitrin mankeni gibi oyle klavyesiz mousessuz takilan bilgisayarlardan birinde oturum adi "sexi girl" evet, evet.
CARREFOUR-Nilüfer
Bursadaki alışveriş ve eğlence merkezi
içinde çok sayıda sinema salonu, kafe ve biraz bar havasında eğlece mekanları, çocuklar için su oyunları ve küçük bir lunaparkı var.Ayrıca Türkiye ve dünyanın en büyük markalarına ait mağazalar ile birde karting pisti mevcut.
Ulaşımı kolay. Özel araçla gelenler için Mudanya yol ayrımından sonraki (izmir Yönüne) ilk kavşak olan Orhaneli Kavşağında dev binasıyle hemen dikkat çeker. Ayrıca otopark sorunu yok. Toplu taşıma araçlarıyla gelmek istenirse Küçük Sanayi yönüne giden metro hattına binip,Nilüfer durağında inerseniz çok kısa bir mesafe geriye doğru yürüyerek ulaşabilirsiniz. Ayrıca Uludağ Üniversitesine veya Ataevler yönüne giden tüm otobüsler de önünden geçmektedir.
Resimleri için: http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=18549
en fazla personelin çalıştığı , in ine giren herkesten hesap soran , mağazanın kapısının önünde uzanmış dev bir ejderha misali kasaları saymazsak , insan kaynaklarını minimuma indirerek teknolojiden maksimum faydalanmak anlayışına sahip mağazacılık zinciri.
uğrunda metroyla gidilince extradan yol yürümeyi 48le gidilince extradan zaman harcamayı göze alan üniversite öğrencilerinin özellikle ayın 7sinde * sık sık uğradıkları, her seferinde aynı mağazalara sanki bir şey alacakmış gibi atraksiyon olsun diye girip çok gaza gelirlerse bir iki bir şey alıp çıktıkları, önceden eksik listesi yapıp * alışveriş yapma niyetiyle girip önce peynir ve et ürünlerinin tanıtım standını dolaşıp
"ee bundan mı alsak acaba" diyip sonra da
"tadına bakabilir miyim şu salamların?" dedikleri
karınlarını doyurmalarına rağmen bütün mağazayı satın aldıkları, sonra da mado da oturup kahvelerini içerken ellerini başlarına yaslayıp "acaba annemleri arayıp paramın bittiğini ne şekilde söylesem bana en az tepkiyi verirler?" diye kafayı yemelerine sebep olan öğrencilerin hem baş belası hem de vazgeçilmez eğlence yeridir.
22.00 'de kapanmasının bursa için hiç iyi olmadığı alış veriş merkezi, tam alış veriş yapıp bir şeyler yemeye sıra gelmişken temizlik işçileri başlıyor masaları toplamaya, resmen kovuyorlar adamı.
"karıfur" fonoteğiyle telafuzuna rastlanabilecek, içerenköy karfurda mikrofonu elinde tutan adama tekme tokat dalınacak günlerin yakın olduğu zincir market şeysi.