giydiği siyah beyaz desenli çiçekli gömleği ile alaya alınan brezilya rüya karması hocası.
kendisini savunurken,
- kızım moda öğrencisi ve tasarım üzerine çalışıyor, gömleğim öyle alacalı bulacalı değil sanat eseridir. kızıma değer verdiğim için giydim, herkes eşofman yada takım elbise giyen hoca görmek istiyorsa bu benim sorunum değildir demiştir. ***
günümüz futbolunu anlayabilmiş bir teknik adamdır. kendisi diğer abileri gibi hala 80'lerin futbol anlayışını benimsemektense, modern futbolu benimseyerek doğruyu bulmuştur. 16 temmuz 2007 arjantin brezilya macinda gördüğümüz brezilya'ya baktığımızda; genç, dinamik, teknikten çok sonuca giden, çok koşan görev adamlarından oluşan bir kadro görüyoruz. eski kafalı bir teknik adam olsaydı; carlos, emerson, cafu, lucio, ronaldo, gibi yaşlı ve ronaldinho, kaka gibi teknik oyuncuları bir anda sahaya sürerek kendi sonunu hazırlamış olabilirdi ama dunga hepsinden vazgeçerek kadroya sadece 1 tekniği yüksek oyunun kaderini değiştirebilecek özellikte olan genç robinho'yu dahil etmiştir. dunga, bu düşünce ve eylemleriyle brezilya futbolunda bir devrim yapabilir.
NOt: bence bu futbolcuları izlemek için harika bir maç seçilmiştir. bu futbolcuların gollerden sonraki samba danslarını görünce mest olacağını düşündüğüm adam.
zaman gazetesi'nin düzenlediği yılın sporcusu ödül töreni için türkiye'ye gelen teknik adam. gelmişken fb-gs derbisini de seyretmiş. derbi hakkında bir de yorum yazmış. okumak isteyenler için gelsin:
günlerdir fenerli medya tarafından "fenerbahçede oynayan brezilyalıları izlemek için fener-galatasaray maçını izlemeye gelecek" diye sayfalarca haber yapılan, yetmezmiş gibi "alex maçta şov yapacak", "carlos zıpkın gibi", "deivid formaya gözkırpıyor" şeklinde şişirme haberlerin merkezinde yer alan teknik adam.geldi gerçekten,maçını izledi ve maçtan sonra beşiktaşlı bobo'yu gelecek vaad eden bir oyuncu olması sebebiyle kadroya çağırdığını, türkiye'den şu an için başka bir brezilyalı oyuncuyla ilgilenmediğini net cümlelerle açıkladı ve ülkesine döndü.
daniel alves, ronaldinho, alexandre pato gibi isimleri milli kadroya hemen hemen hiç çağırmayarak, kendi takımının taraftarlarının bile artık bıktığı, elano blumer gibi gittiği her takımda problem yaşamış vasatın altında hatta dandik ötesi topçuyu sürekli milli takıma dahil ederek futbol bilgisinden ve 2010 finallerinde brezilya'nın gruptan çıkabilmesinden şüphe ettirmiş kazma ötesi teknik traktör.
takımı defansif oyuncuyla dolduran hoca. az kalsın mehmet aurelio'yu da çağıracakmış, fekat aurelio "ben marco değilim artık mehmet'im" deyince mecbur vazgeçmiş.
inci sözlüğe yazar olması gereken adamdır. herkezin sevdiğini sevmeyen kişiliktir. güzelim kadroyu nasık becerdiyse grupdan çıkar mı ? diye düşünmemize sebep veren teknik adamdır.
brezilya milli takiminin teknik direktörü. takimla da milletiyle de arasi bozuktur, ama avrupalilar cok tutarlar onu, "simdi kizarsiniz, ama ilerde cok tesekkür edeceksiniz " derler.
teknik direktör olarak futbol anlayisi g.amerika´da cok avrupa´ya yakindir. avrupa takimlari "takim futbolu" oynarlar (ispanya ve portekiz haric). takim futbolu, dengeli bir tür futboldur. ama daha az zevkli ve renksizdir. ama bunun yaninda alinan skorlar istikrarli olur.
güney amerika futboluysa "kisisel fotboldur" genel baglamda, sahislarin yetenek ve dogaclamalarina göre "ortadan idare eder". cok büyük dogaclama üstadlari oldugu icin brezilya yillardir,kendisini hep finallere tasiyabilmektedir. ama bazen sürprizler de olabilmektedir. hep söylenir - brezilya milli takimi takim oyunu "team work" üretmemektedir. takima bir sürü top teknigi cok yüksek "firlama" doldurulmakta, karsi tarafin yapacagi bir aciga dogru pusuya yatilmaktadir. brezilya nin simdiki taktigi buydu.
ama bu "silahlar" takim oyunu oynayabilen, fransa, almanya gibi susturulunca, brezilya dissiz kalmis dinozor haline dönmekteydi. adamlar bu tür cok kötü sürprizleri artik yasamak istemedikleri icin basa dunga´yi getirdiler, ve brezilya "team work" üretmeye basladi...dünkü paslasmalar falan harikuladeydi. ve ortada "üstünde calisilmis bir senaryo" vardi....iste burasi cok önemli...üstünde calisilmis ve provasi yapilmis senoaryolar üzerine oyun oynama anlayisi...dunga´nin brezilya´ya getirmeye calistigi anlayis budur. o yüzden almaz ronaldinho´yu takima. onun anlayisi dunga´nin kine pek uymaz.
ama
eskiden avrupa gazeteleri "bu takimin teknik direktörü soyunma odasinda taktik adina ne söylüyor acaba bu futbolculara" diye sorarlardi. adamlar "dogaclama" futbol oynarlar ve bu da cok ilginc yaraticiliklarla dolu bir sürü sahneye sebep olurdu. brezilya´yi brezilya yapan, "sokak" futbolunun preofesyonel sahalara cok estetik bir bicimde tasinmasi olayidir. dunga, takima avrupai bir formasyon kazandirmak istemekle sadece takimin "bazen zirvaladigi anlari" azaltmak amaci gütmektedir. dogrudur, puan bakimindan 1-0 la 4-0 arasinda hicbir fark yoktur.
ama o ünlü dogaclama üstadlarini bu sebepten dolayi kesip takima arada bir zirvaliyor, tek kale mac oynayip maci kazanamiyor bazen diye bambaska bir yön vermeye calismak ne derece dogrudur, orasi bayagi bir tartisma götürür.
sonucta dunga, istedigini elde ettiginde belki de takim artik herhangi bir avrupa takimindan farkli oynamayan bir takim haline gelecektir. ama maclari kazanir. orasi öyle. ama o improvizasyon da ölür.
büyük ihtimalle sogukkanlilikla düsündügümüz zaman dunga haklidir savundugu fikirlerde. ama o eski brezilya´yi gene de herkes görmek istiyor. herkes...futbolunu getirmeye calistigi avrupalilar da istiyor, o improvize üstadlarini görüp onlara hayran olmayi... dogaclamaya da yer veren bir takim oyunu gelistirse, en güzeli olur, ama öyle bir sey de yok. secim meselesi. ya senoryoyu ortaya koyar onun üstünde calisirsin, ya da siz nasilsa bi yöntemini bulur gol atarsiniz der, adamlari sahaya sürersin. bir tiyatro oyunun ya bütün replikleri yazarsin herkes ona göre konusur, ya da olayin gelisimine göre herkes improvize yapar. ama senin improvizen bir kismi yazilmis karsi replige büyük ihtimalle uymayacagindan, o isin ortasi da pek olmaz.
sevgili dunga bana kalbin kadar değerli bu sayfayı ayırdığın için sana öncelikle çok teşekkür ederim. biz seni efsane kadronun kaptanı olarak tanıdık. Mazinho, bebeto, romarioaldair li günlerde. maradona hayranıydık evet çok seviyorduk latin futbolunu, dünya kupalarında ya arjantin'li olduk yada brezilya lı. sen bakma çaktırmadan ronaldinho yu pato yu neden amadın diyenlere. araya onlar hemen bari alex'i alsaydın diye iliştirirler. kendi takımı bile ardında durmazken elano'yu aldın bundandır hazımsızlıklar. kaka gibi bir yıldızın yanında bir gol birde asistle oynadı. dedim ya ronaldinho gibi şova kaçan futbolcuya artık yer yok. inter bile zevksiz futbolla şampiyon oldu avrupada, sana futbol işçilerinle başarılar.
futbolu öldürenler ve ölmesine göz yumanlar kervanındaki diger insanlardan yalnızca biri.belki brezilyayı tekrar dünya sampiyonu yapacak fakat futbolun cenaze töreninde bulunamayacak dunga da zira herkes futbola hakkını helal ederken dunga ve onun gibileri kimsenin yüzüne bakamayacak.
koyu dinciliğiyle -yani bildiğin cemaatçiliğiyle lan- brezilya milli takımını s*kmiştir. takıma yetenekli olsun olmasın koyu katolikleri toplamıştır. kaka tamamda elano ne ya ronaldinho dururken. hem elano da webcam de ossbir çekti bu nasıl cemaatçilik.
bu konuda çok dertliyim sözlük.
tecrübeli ve takıma faydalı olacak oyuncular yerine kahveden okey arkadaşlarını milli takıma çağırarak brezilya'nın sonunu hazırlamıştır. geçmiş olsun...
2 temmuz 2010 hollanda brezilya maçından sonra kameralara attığı bakışla "ben nerden hata yaptım" demiştir. hata senin zihninde demek istiyorum buradan dungacığıma.
