beşiktaş teknik direktörüdür. şu zamana kadar del bosque, schuster gibi kariyerli adamlarda geldi beşiktaşa ilk başlarda şöyle iyi böyle iyi sonra ben olsam daha iyi kadro kurarımlar oldu. kim gelirse gelsin tatmin etmiyor kimseyi hep bir bok atma telaşındayız. bu adamın kariyeri beni zerre ilgilendirmiyor. ben beşiktaştaki durumuna bakarım ki değerlendirmek için fazla erken. güveniyorum sana carlos reyiz en azından Türkiyeyi sevdin, Türkçe konuşmaya çalışıyorsun.*
kısa ve net: başarısız olursa tayfur havutçu gelince kendisi yardımcı antrenörlükte pasif bir göreve çekilerek, küstürülüp gönderilmeye çalışılacaktır. zira tayfur havutçu kendi yardımcıları ile çalışmak isteyecek...
yok eğer başarılı olursa tayfur havutçu'ya muhtemelen sportif direktörlük teklif edilecek. tayfur bunu kabul eder mi etmez mi göreceğiz. eğer ederse de bu adamın yerinde hep gözü olacak tayfur'un.
Bugün kü Maccabi Tel Aviv maçı ve haftaya Ankaragücü maçı da Eskişehir maçı gibi olursa kendisinden ümidi keseceğim teknik adamdır. Onun dışında hala anlamsızca güveniyorum.
beşiktaşın kadrosuna hafif gelen t. direktör. eğer etkisiz hale geitirilmezse o bu kadroyu etkisiz hale getirecek. eskişehir maçındaki taktik neydi öyle, 8 kişiyi dizmiş geriye kontra atakla gol arayan bir takım yaratmış. çok aciz görünüyordu. yazık bir sene daha boşa gitti beşiktaşın. milyon euro larda cabası.
o kadar yıldız oyuncuyla nasıl baş edecek bilemediğim teknik adam.
yıldız futbolcu alıyorsan teknik direktörün de onları yönetebilecek tecrübede ve rütbede olmalıdır.
beşiktaş ın bu sene çok çekeceği var demedi demeyin.
artık futbol konuşacak programında çözümlediğim kadarıyla portekiz'in şenol güneş'i ayarında bir adam. terim gibi değil de biraz pasif ama tatlı. adının telaffuzu konusuna verdiği yanıt da güzeldi;
ya bir sahtelik ya da bir sinsilik var bu adamda. kendisinden toy bir hoca olan tayfur havutçu'nun altında çalışmayı kabul etmesi bir yana ziyaretine gidip duygusal anlar yaşaması gerçekten ucuz türk drama dizileri gibidir. eğer havutçu hapiste diye de böyle prim yapmaya çalışıyorsa gerçekten o da sinsi bir hareket.
uefa ön eleme maçında oldukça heyecanlı görünen teknik adam. sevindirici bişey bu, çünkü kulübede put gibi oturan bir hoca ne taraftarı ne futbolcuları mutlu ediyor.
ilk geldiğinde aldığı abartılmış eleştirilere ve yakıştırılan kötü sıfatlara rağmen, tuhaf şekilde güvendiğim adam. schuster'e ya da mustafa denizli'ye güvendiğimden çok daha fazla güveniyorum bu adama mesela. en azından futbolcular arasında adaletli olacağını, ayrım yapmayacağını düşünüyorum. ayrıca tayfur hoca'yı sürekli ziyaret etmek istemesi, kazandığı maçı tayfur'a armağan etmesi falan, güzel şeyler bunlar. türkçe'ye de hevesliymiş duyduğuma göre. kampta futbolcuları tek tek odalarına gidip türkçe 'günaydın' diyerek uyandırmış. umarım kendisi, çıkınca tayfur hoca'nın yardımcılığı görevini de üstlenir. garip bir şekilde kanım ısındı bu adama.
not: en kısa zamanda da rüştü'den vazgeçip, cenk'e şans vermeye başlamalı.
sürekli metristekileri ziyaret isteğini tekrarlayan beşiktaş'ın şimdiki teknik direktörü.
hocalığını bilmem ama sanırım kendisi iyi bir insan. en azından bu bile güzel benim için.