bu adamı çok seviyorum, bizim alıştığımız klişe beyanatların dışında o kadar güzel konuşuyor ve öyle yerlere dokunuyorki, adam gibi adam, değişikliklerinde yerinde olmasıyla beraber acaba portekizlilerin fazlamı etkisinde kalıyor diye düşündüğüm ve inşaallah başarılı olur diye temennide bulunduğum teknik direktör.
yazıda da bahsedildiği gibi yanlış yapmış, yeniden doğmak için istanbul'u seçmiş kişi.
sadece beşiktaş değil büyük takımlar (ki bunlar Fenerbahçe, galatasaray ve beşiktaş'tır.) hemen başarı istiyor. başarı gelmezse ilk fatura TD'ye kesiliyor. başkan demiyor ki suç bende olabilir mi. futbolcu demiyor ki bende hatalıydım. hep çamur atılan taraf TD.
ben fenerbahçeliyim. geç de olsa kendi adamlarını koruması beşiktaş için iyi birşey. bunu baştan itibaren beklerdik, fenerbahçe şikecileri koruyor derken hiç görülmedi bu tür şeyler. tayfur hoca sayesinde avrupa ligine gitti beşiktaş. avrupa ligleri başladı sonra dank etti, haa biz ayıp ettik ya dediler.
tabi sadece tayfur hoca için oldu bu olay. diğer öneticiler anında satıldı.
dehşete kapıldım. tamam yanında olduğunuzu belirtin ama şu anda takımın Teknik direktörü Carlos Carvalhal. Yedek kulübesinin yanına tayfur havutçu maketi koymak nedir?
carlos carvalhal'a da helal olsun. adam geçmiş yanına gülerek poz veriyor. valla takdir ettim adamı.
futbol bilgisi yüksek değil bu kabul edilmeli ama son anlarda giden maçları da çok oldu.
en büyük hatası orta sahası pas yapamayan beşiktaş'tan guti'yi silmek oldu. guti her ne kadar yaşlı olsa da orta sahayı toparlıyordu. en azından bir yarı oynamalıydı o dönemlerde. tabi geçti artık, ne guti oynar ne carvalhal oynatır.
neyse öyle , ayrıca 2 çocuğunu kaybetmiş olduğunu da yeni öğrendim. metanetini koruması da takdire şayan.
carvi den istediğim bir şey o da quaresma yı zaman zaman da olsa yedek bırakması . abi çek yedeğe bakalım sok 70-80 den sonra oyuna analsın kısıtlı zamanda harikalar yaratamak ne demekmiş .ayrıca fernandes i de oynatmamanı tuttum . eğer oynayacaksa mutlaka ernst in yerine oynamalı , yanyana oynarlarken ikisinin de performansı düşüyor .kiev i de yenersek kimse tutamaz bizi carviciğim .
maç öncesinde beşiktaş yedek kulübesinin hemen yanında tayfur havutcuyu gördüğümde çok şaşırdım.
tayfur hoca dediysem, kendisi değil tabi ki maketi.
beşiktaş yönetimi yine kendi aklınca jest yapmış, sözde ihmal ediliyor diye yazılan tayfur hocaya sahip çıkmış?
tayfur havutcunun gerçek ebatlarda bir maketi, aynı canlı gibi, ne yalan söyleyeyim irkildim.
tamam tayfur hocaya inancım her beşiktaşlı gibi tam. bu takımın gerçek hocası da o, kabul ama bu kadarı biraz fazla.
her kötü sonucun ardından yerle bir edilen ve bu takımın teknik direktörü olarak kabul edilmeyen, dışlanan, her fırsatta ezilen bir insan var hemen o maketin yanında. o da, carlos hoca!
karşıdan baktığınızda hangisi canlı hangisi maket anlaşılmıyor aslında.
yanına yaklaştığınızda hangisi bu takımın başında hangisi tutuklu o da çok belli değil bana kalırsa.
tayfur havutcu, serdal adalı, ahmet ateş. birinin diğerinden farkı mı var yoksa? tayfur beşiktaşın çocuğu da diğerleri üvey evlat mı oluyor bu durumda?
ya serdal adalı? onun maketi nereye asılacak statda? sahi ahmet ateş nerede duruyordu maçlarda?
o vakit şeref tribününe de bir serdal adalı heykeli koysaydınız ya?
tayfur hocanın maketini kulübeye dikenler carvalhali görmezden geldiler. o ses çıkarmıyor. hatta yanında durup poz veriyor. ama yüzü gülmüyor.
carvalhal her şeyi aşmış bir hoca kompleksleri, ihtirasları yok. aslına bakarsanız kaybedecek de bir şeyi de yok.
hocalığı bir tarafa, o bu dünya da yaşanabilecek her türlü acıyı yüreğine gömmüş bir baba.
iki evladını bir trafik kazasında kaybetmiş.
bir oğlu olay yerinde ölürken diğeri hastanede kollarının arasında can vermiş. canı çok acımış, nasır bağlamış. bir ara her şey den vaz geçmeyi istemiş ama pes etmemiş. ölmenin kolay olduğu bir zamanda yeniden doğmayı seçmiş. iki çocuğunun acısını yüreğine gömüp beşiktaşa gelmiş ve bu anlattığım hikayeyi de takımla yaptığı ilk toplantıda futbolcularına kendisi anlatıp yardım istemiş. bana yeniden yaşama şansı verin. ben buraya ölmeyi reddederek geldim.
beni üzen, o yokmuş gibi davranmak, her başarısızlıkta acımasız eleştiriler yapıp en ufak başarıda başkasının adını haykırmak.
sahi sen kimsin carvalhal? neden geldin istanbula? burası senin yeniden doğacağın yer değil anlayamadın mı hala?
mağlup bitirilen bir maçın ikinci yarısında rüştünün de takım arkadaşlarına seni göstererek isyan ettiği gibi. şu adamın hırsının yarısı bizde olsa kazanılmadık kupa kalmaz ortalıkta!
senin yeniden var olma savaşı verdiğin bu takımda, yürümekten aciz yıldızlarla gökyüzüne uzanamazsın hoca!
senin yaşam mücadelesi olarak gördüğün bu takımda ruhunu teslim etmiş futbolcular olursa, yeniden doğmak imkansız bu topraklarda.
hani bir sabah metrise gidip tayfur hocaya anlattın ya bu takım senin takımın, başarılı olursam bu senin başarın ama başaramazsam tüm suçlu ben olacağım
kendi tabirinle ikinci hayatında, ikinci bir şansın olmayacak bu takımda. adın, yangın da en son kurtarılacakların arasında.
unutma sen bu takımın emanetçisisin. var ile yok arasında.
beşiktaşta ki geleceğini bilmem ama bundan sonra ki hayatında yüzün her golden sonra ki gibi gülsün.
sonuç ne olursa olsun, sen emanetine asla ihanet etmedin.
ve tüm bunları kazandığın bir maç sonrası bilmeni istedim.
sen belki çocuklarını kaybettin ama şimdiden beşiktaş'ın çocuğu olmayı hakkettin.
selam sana carlos hoca. tüm kaybettiklerin adına...
Açıklamalarıyla beşiktaş duruşuna uyan teknik direktör. Belki yaptığı açıklamalarla bizi yiyor, tribünlere oynuyor ama ne yalan söyleyeyim bu işi güzel yapıyor. Tuttum seni Carvalhal.
Pazartesi akşamı saygı duruşunda ağzındaki papuç kadar sakızı cak cak çiğneyip beni kendinden soğutan kişi.
bir de maç sonrası çok duygulandım mesajları veriyor, kameraya yakanalmanın verdiği psikolojiyle.
bence hata yapmış hoca. guti ve fernandes'in yanı sıra simao, q7, almeida, ernst gibi adamları da kadroya almaması lazımdı.
malum tabi simao formsuz, q7 disiplinsiz, almeida hazır değil, ernst eski temposunda değil. bravo hocam. bütün maç heyecanımızı
baltaladın. kimse sana bu adamların alayını birden sahaya sür demiyor. guti ve fernandes gibi adamların en azından kulübede
oturması bile rakibe karşı psikolojik bir üstünlüktür. hiç mi bu adamlara ihtiyaç olmayacak. real madrid miyiz biz?
inşallah yine pas kabızlığı yaşamayız da kazanırız.
dün gece bombanın pimini çekmiş, şimdi akşamı bekleyen teknik adam.
sen inönü'deki fener maçının 18 kişilik kadrosuna guti ve fernandes'i almaz, sonra da bir de üstüne fener'i yenemezsen, hele hele yenilirsen...
inönü'ye gömerler hocam. kusuruma bakma.
bugün tek şansın galibiyet. aksi sonuç ipini çeker.
ne yalan söyleyeyim en çok korktuğum adamlardan biri olan fernandes'i kadroya almamış. m.i.y maçında da bizim maç için dinlendirmiyor muydu fernandes'i bu adam. anlam veremiyorum ama işime geliyor bir fenerbahçe taraftarı olarak. yenersek gider belki.
27 ekim 2011 beşiktaş fenerbahçe maçı'nın 18 kişilik kadrosuna guti'yi almamış adam.
yav adamlığına, çalışkanlığına falan lafımız yok da, arkadaş fenerbahçe ile oynuyorsun. işler kötü gidemez mi? giderse kenarda bir jose maria gutierrez hernandez'in olsa fena mı olur? bir yerine mi batar? bu adam 30 dakika bile oynayacak durumda değil mi arkadaş?
kafayı yicem ya.
bu adamı seviyorum. maç sonuçları o kadar önemli değil. şu ettiği laflara bakarmısınız;
--spoiler--
"Dışarıdan gelmiş yabancı biri olarak bu tür şeyleri söylemek zor ama ben görüyorum ki Türkler gerçekten ülkeleriyle gurur duyuyorlar. Karşıt gösterileri, protestoları ve tepkileri görüyorum, bu bir ülkenin bütünlüğü için çok önemli. Türk bayrağı ve Türk vatanı daima olacaktır. Belki biz kendi ülkemizde böyle şeyler yaşamıyoruz bu birlikle bu vatan ve bayrak sonsuza kadar yaşayacaktır. Ben bu açıdan duruşları için Türk milletini tebrik ediyorum" dedi.
şu ana kadar oynadığı maçların hiçbirinde tek bir olumlu hareketi bulunmayan edu'ya her maç ilk 11'de şans verip, maçın sonuna kadar tahammül edebilen birinin çalışıyor olması, ya da iyi niyetli olması sonucu değiştirmez.
biraz daha zaman verilirse beşiktaş'ımın alex ferguson'u olabilecek teknik direktör.
kendisini tanımayan insanlar hakkında atıp tutuyor lakin adam beşiktaş'ta kalıcı olabilmek için canını dişine takıyor. stoke city maçından önce 7 saat stoke city maçlarını izlediğini eminim kimse bilmiyordur!
adamın sadece ismi yok o kadar. kişilik olarak da son derece sempatik bir insan. '' bana carvalhal değil carlos deyin'' diyecek kadar da alçak gönüllü aynı zamanda. teknik direktörlüğü ve futbol zekası hakkında bir şey söyleyemem lakin kimse bu adama çalışmıyor demesin.
önümüzdeki 10 sene içinde portekiz milli takımın başına geçip bir şampiyonada portekiz i en az yarı final oynatması muhtemel teknik adam. sıra bir portekizli de galiba.
(bkz: euro 2008)
(bkz: joachim löw)
(bkz: guus hiddink)
(bkz: vicente del bosque)
futboldan zerre anlamayan ve futbolu takip etmeyen teknik direktör.
eğer kayserispor'un fenerbahçe ile oynadığı maçı seyretmiş olsaydı bugün amrabat'ın karşısına ibrahim toraman'ı koymazdı. zaten ben hala anlamıyorum, toraman'dan sağ bek olmayacağını nasıl kavrayamıyor bu adam.
hepsini geçtim edu'da ne buluyor acaba. kendisiyle sohbet etme fırsatım olsa ilk soracağım soru bu olur herhalde.
en kısa zamanda sıktırıp gitmesini temenni ettiğimiz kişi. bir insan ernst'i niye oynatmaz, edu gibi bir kazmayı nasıl 90 dk maçta tutar ki yaa? böyle malları nerden bulurlar da getirirler takımın başına anlamıyorum.