"açı doyurduğumda, hakareti affettiğimde, düşmanımı sevdiğimde...bunlar güzel erdemler.fakat ya dilencilerin en fakirinin ve suçluların en gaddarının kendi içimde olduğunu görürsem? ya şefkatime en muhtaç kişinin ve en azılı düşmanımın kendim olduğunu farkedersem? o zaman ne olacak?"
Psikanalizde önde gelen isimlerden biri.Bu adamı rüyamda gördüm ve ağaca asılıydım veya o asılıydı, emin değilim. Sonra bana aslında tüm hepsi sensin dedi. Uyanınca dedim fenafillah'tan bahsetmedi neyse ki.
Sigmund Freud'un öğrencisi olan psikanalizci. Eserleri dünya çapında tutulur.
Psikoloji ve din kitabını okudum biraz. Ööö geldi. Aşırı sıkıcı. Rüyalara, imgelere kafayı takmış. Her şeyi cinselliğe bağlayan Freud'un aksine ruhçu bir psikoloji uzmanı.
analitik psikolojinin kurucularından.
kollektif bilinçaltı
arketip
persona denince akla gelendir.
freud la yolları libido kavramı yüzünden ayrılmıştır.
freud sapık libido kavramını sadece cinsellik ile açıklar fakat jung abimiz öyle düşünmez.
fikirleri freud kadar kesin ve radikal olmadığı içün analitik psikoloji freud un tekelinde gibidir.
sen yok musun freud.
insanların büyük çoğunluğunun sürekli bir şizofreni içinde olduğunu düşünen bilimadamı.
Freud bir ara yav Carl biz hep delilerle çalışığ bazı kuramlar üretiyoz, bunları da fazla normal insanlara uygulamadan yayınlıyoz, bu makaleler normal insanlara uymazsa bizim makaleler göte girmesin minvalinden ibrşeyler söyediğinde bahse konu olan adam salla gitsin Sigmound zaten diğerlerinin de büyük kısmı şizofren de uyum sağlamak için belli etmiyorlar kendilerini maske takıyorlar demişti.
Freud ile en büyük ayrılma noktalarından biri de ensesttir. Jung evrim teorisini daha çok benimsediğinden freud'un psikanalizden yola çıkarak aslında ensesti faydalı görmesine karşı çıkarak kendi ekolünde bunun insanı iç çelişkilere sürükleyeceğini anlatmıştır.
kendisi halkbilimi alaninda da cesitli calismalar yapmistir. freudun cinsellik korku gibi gudulerinin yerini onda iyi kotu tanri seytan gibi ikili catismalar almaktadir.
Çocukluğunda gördüğü bir rüyada tanrının kilisenin üstünde azametli bir şekilde otururken sıçarak kiliseyi yıktığını görmüştür. Bu rüyadan sonra hristiyanlığın hak din olmadığına karar verir ve kendine belli noktalarda mistizmle iç içe geçmiş ibrani dinler benzeri bir din icat etmiştir.
simdi biliyonuz freud ruyalarla cok ilgileniyo serbest cagrisim falam. jung da benzer seylerle ilgileniyo kelime cagrisim testi uyguluyo ve ortak noktalari oldugunu dusunerek calismalarini freud'a gonderiyo. freud onu viyana'ya cagiriyo. gidiyo iste bunlar kanki oluyo birbirlerinin ruyalarini yorumluyolar beraber isler yapiyolar. sonra jung, freud'un kendi goruslerine sorgulamadan baglancak biri aradigini fark edince biraz aralari bozuluyo. cunku jung diyo ki ben kendi kisiligimi kaybedip freudcu olacagima oleyim daha iyi. freud benim freudcu olmami istiyo diyo. bunlar ayriliyolar sonra. aralari bozuluyo.
dostum jung demişsin ama burası uludağ sözlük. ömlsdmcklsdmklcsd
mevzuya geleyim;
arketip kavramını St. Augustinus’un “ideae principales”'inden almıştır buradan yola çıkılarak platon'un idea'sı ile bir bağ da kurulabilir ki "günümüz felsefesi platon'a düşülmüş dipnotlardır" sözü bi daha suratımıza suratımıza çarpar.
anne arketipi, baba arketipi, yeniden doğuş arketipi, gölge arketipi, aile arketipi gibi zibille arketip ortaya atmıştır ki bu arketiplerle birlikte anima ve animus da jung'un ortaya attığı kavramlardandır. anima erkek psişesindeki kadın öğe, animus ise kadın psişesindeki erkek öğedir.
self ve gölge arketiplerine bakarsak da; self merkez konumda olup kişilikteki dengeleyici unsuru oluşturan arketiptir ve kişinin aşırıklar karşısındaki "fren mekanizması" gibidir freudyen psikanalitikteki karşılığı ego'dur denilebilir. gölge ise psişenin dibindeki kısımdır ve ortaya çıkarılması ya da belirmesi için özel koşullar gereklidir (örneğin kolektif bilinçdışı etkisiyle ortaya çıkan davranışlar) aynı şekilde freudyen psikanalitikteki karşılığı bilinçaltı olabilir (bilinç-dışı değil aman karışmasın bilinç-dışı ve bilinç-dışı arasında fark vardır.
the red book. liber novus adlı kitabı türkiye de kırmızı kitap olarak yayımlanmış psikanalist.
kırmızı kitap c.g.jung un 1914 ile 1930 yılları arasında üzerinde çalıştığı mahrem notlardan oluşmaktadır.
kitabın jung un notlarının tıpkı basımı 2009 yılında w.w.norton yayınevi tarafından yayımlanmıştı. türkçe ye
de çevrilen kırmızı kitap ise orjinal eserin metin ağırlıklı bir çevirisidir, kitabın sonunda 20-25 sayfa resim vardır.
sana konuştuğum yıllar, bu deruni hayalleri izlediğim yıllar, hayatımın en önemli dönemleriydi. diğer her şey buradan
yola çıktı. o zamanlar başladı, daha sonraki teferruatın önemi yok. tüm hayatım, bilinçdışından patlak veren gizemli
bir çağlayan gibi, bazen beni yıkabilecek kadar güçlü olan bu akıntıyı anlamaya çalışmakla geçti. burada elde ettiğim
veriler, (işlemeye) sanki bir hayat yetmeyecek kadar derin muhtevalıydı. sonrası sadece sınıflandırma, bilimsel değerlendirme
ve hayata tatbik etme. fakat tüm anlattıklarımı içeren ilahi (numinous) başlangıç, o tarihlerden kaynaklanır.
kırmızı kitap - girişinden
Bir sözünü bacağıma dövme olarak yaptığım kişi. Yalnızlık ile ilgili güzel şeyler söylemiş. Keşke azcık daha kısa açıklasaymış. Bacağımda destan yazıyor. Herkes de merak edip soruyor anlamını o kadar çok ne yazdın diye.
Egitimci olmak icin simdiden analiz etmeye, haddim olmadan sorgulamaya ve dersler çıkarmaya başladığım bilincdisi olayini pek de guzel anlatmış, beyinlere şenlik, freud un toplumda konusulabilir hali oldugunu düşündüğüm buyuk düşünür ve egitimcidir.
Anılar, Düşler, düşünceler isimli kitabının önsözünde coleridge ait olan
Kendi ruhuna bir teleskopla baktı. Düzensiz gibi görülenleri gördü ve güzel yıldız kümeleri gibi gösterdi; ve bilincine dünyaların içinde gizli dünyalar kattı.
Sözleri yer almaktadır.
Jung iyidir. Okunur. Şimdi ağır geliyor ise sizde gelecekte okuyun jung amcayı.