türkiye'de son yıllarda yakalanan yüksek büyüme oranları beraberinde cari açık sorununu getirmiştir. bu sorunun başlıca nedeni tasarruflardaki ve üretimdeki eksikliktir.
şöyle ki ;
son dönemde yakalanan yüksek büyüme oranları özel sektör ve kamunun yaptığı yatırımlar ve projeler nedeniyledir.
ancak yeni yatırımlar için para kalmamnıştır ve insanlarımızın tasarruf oranları ise çok düşüktür. tasarruf olmayınca yeni yatırımlar için para yurtdışından borçlanılarak yapılmaktadır. özel sektörün yurtdışı borcunun artma nedeni de bu yüzdendir.
yeni yatırımlar olmayınca üretim de olamamaktadır. üretim eksikliği ise yurtdışından ürün ithal edilerek yapılmaktadır.
yapılan her ithalat cari açığın artmasındaki en önemli etkendir.
halbuki tasarruflar daha fazla olsa bu da yatırıma yönlendirilse yapılan üretim ithalatı engelleyecek belki de ürünler ihraç da edilerek cari fazla verilmesine neden olacaktır.
türkiye son yıllarda tamam büyüyor ama büyüyen devlet.
geçen yıl en büyüyen devlet yatırımlarıydı.
devlet iç piyasayı kendisi bize nevi devlet kapitalizmiyle besliyerek ekonomik verileri iyleştirmeye çalışıyor.
lakin nufusu fazla ve tüketen bir toplum olduğumuz için ürettiklerimiz tükettiklerimizi karşılıyamıyor.
dışardan bolca alım yapıp sadece ucuz işçi,inşaat malzemesi gibi şeyler ihrac ettiğimizden cari açıkta haliyle bir yüzyıl daha kapanmaz bu zihniyetle.
ki tüm uluslar arası kurumlar türkiyeyi bu açık konusunda uyarıyor ama sanırım dikkate alınmıyor.
uzun lafın kısası büyüyen devlet ve büyüyen bir pasta var ama onlarda genelde yol,köprü ve inşaat işlerinde yada devlet ihalelerinde.
son tahlilde yine halka bişey yok akp sadece kendi burjuva sınıfını oluşturdu, devlet kapitalizmiyle ve dışardan gelen kara parayla ekonomiyi iyi gösteriyor.
alım gücünde bir yükselme yok ve ezilen yine emekçi sınıfı.
benzer şeyleri -cari açığın saray giderlerinin kısılarak biraz olsun dengeleneciğini ve sair yöntemlerle bu açığın azaltılacağını- tarhuncu ahmet paşa da söylemişti ama dinleyen olmadı.