dünyanın en güzel şarkısı olduğunu iddia ettiğim lakin arkadaşlarıma dinlettiğimde başında "oha bu ne şarkısı nerden kestin bunu yuh neler dinliyosun sen yaa" tepkisini aldığım şarkıdır. yazıktır günahtır.
Bir kere dinlemeye başladığımda bir daha dinleme ihtiyacı duyduğum ve dilime dolanan efsane george michael şarkısı. Bir arkadaşımında bu şarkıyı seslendirmişliği vardı. Ben unutmuştum o hatırlatmıştı. O da ayrı bir güzel söylemişti.
içindeki solosundan taşıdığı anlama kadar harika bir hissiyat sağlayabilen nadir eskilerden bir parça.
gecenin içinde, geçmişe koşuyorsun, farkeder mi? farketmez be, son ses ve son gaz, demirden bir at var dimi altında?
koş, git oradaki gün batımına doğru, kulağında olsun ama careless whisper.
ver gazı, interstate bilmem hangisi olsun, daya kendini yolun gizemine, sonra..
sonrası olmasın, bitsin bitsin yeniden başlasın,
yeniden bitmek için.
düğünlerin vazgeçilmez dans şarkısı efsanevi son derece tutkulu bir şarkıdır. müziğine bakılıp harika bir aşkın öyküsünün anlatıldığı sanılsa da sözleri pek de öyle değildir.
yaptığım araştırmalara göre:
yani ekşi, itü ve uludadaki tüm entryleri okudum.
george michael: bu şarkıyı 17 yaşında yazmıştır. her gün yolculuk yaptığı bir otobüste yazmıştır(saksafon solosunu da öyle) * ve bu şarkı george için sıradan bir şarkıdır. hatta neden bu kadar tuttuğuna anlam verememektedir.
not: kendisi 27 yaşından sonra erkeklere ilgi duymaya başlamıştır.
yani şarkının gaylerle alakası filan yok.
gelmiş geçmiş en iyi şarkıdır nazarımda. çalınca karmakarışık duygulara kapılıp kalbimdeki çırpınışları ve diken diken olan tüylerimi(kıl mı desem) dizginleyemiyorum.
80li yıllarda aşk yaşamış anne babaların radyoda birbirlerine armağan ettikleri şarkıdır. uygulamalı olarak kendi anne ve babamın düğünlerinde evli bir çift olarak ilk danslarını bu şarkı eşliğinde etmişlerdir.