oyunun pek bilinmeyen özellikleri
1)oyun 33 maç değil 34 maçtır. eğer brezilya ile normal süre ve uzatmalarda berabere kalırsanız penaltılara geçilmez ve coimbra'nın full maç oynadığı bir brezilya maçı daha oynarsınız.
2)oyunda 4 adet gizli sahne bulunmakta. oyunda bu sahneler aşağı+b kombinasyonu ile açılıyor.
3)oyundaki super striker ünvanına sahip 3 oyuncu var. bunlar jairo, coimbra ve tsubasa.
4)schneider'in fire şutu iki farklı gidişata sahip. eğer batı almanya gerideyse fire şut daha hızlı gidiyor.
5)oyundaki en hızlı oyuncu coimbra değil macher'dir.
Ayrıca oyunun gerçek hikayesini de çok az kişi bilir.2019 yılında çıkan yeni çevirisinde esas hikayenin çok farklı olduğu ortaya çıkmıştır. https://youtu.be/HZVcrjzv2do
90'lı yıllarda çocuk olan bireylerin hafızalarında yer eden efsane oyundur. müzikleri bugün bile dinlendiğinde o günlere götürür insanı. bilgisayarıma indirip yine oynamak isterim fakat nereden ve ne şekilde indirebileceğime dair hiç bir fikrim yok. bilen varsa yardımlarını beklerim.
Arkadaşla atari kasetlerine bakarken görülür ve neymiş lan bu diye alınır. Atariye takılır ve macera başlar. Yıllarca oynanır da oynanır arada bir bırakılır ancak asla unutulmaz. Bir gün yine akla gelir ve oynanır, yaş farketmez.
Defalarca bitirilir ve artık değişik taktiklerle oynanmaya başlar. Örneğin tüm takımları, hiç yenilmeden bitirmek amacıyla oynanmaya başlar ve bu çok zordur. Bunun için çeşitli taktikler belirlenir.
* Birinci maça çıkmadan önce taktiklere girilir. Nankatsu'nun 4 ve 5 numarası 9 ve 11 numara ile yer değiştirilerek forvete alınırlar. Oyunun Türkçeye çevrilmişinde bu oyuncular Amaral ve Dottil'dir. Bu arkadaşların olayı ise 4 numaranın havadan gelen toplarla oluşan güçlerinin diğer oyunculara göre yüksek olması, 5 numaranın da yerden gelen toplara yaptığı hamle değerlerinin yüksek olmasıdır. Dolayısıyla dostluk maçı kıvamındaki birinci takımdan sonra gelen zorlu rakiplere karşı sadece Tsubasa'yı kullanmak yerine Amaral ve Dottil'in bu özellikleriyle skor yükünü karşılamaktır. Defans ne olacak denirse eğer değişen bir şey olmayacaktır hatta bu değişiklikler olumlu bile olacaktır defans adına çünkü bu oyunda eğer rakip takımın güçlü adamı özel şutunu vuruyorsa, yani top ceza sahanıza kadar geldiyse ve adam şutunu vuruyorsa artık o şutun gol olmaması mucizedir( kaleci beklenmedik kurtarış yapacak-top patlayacak-direkten dönecek-oyuncumuz çizgiden çıkaracak). işte bu oyunda az gol yemek için rakip takımın süper oyuncusunun ceza sahasına gelmesini engellemek gerekir. Bunun da en güzel yolu top rakipteyken ilerdeki iyi oyuncuların pas arası yapması falandır. Bu durumda ileriye alınan 4 ve 5 numaralı oyuncular azımsanmayacak sayıda top kapacaklardır ve beklenmedik skor farkı yakalamanızı sağlayacaklardır.
* 3. takımdaki mavi saçlı kaleciye süper rövaşatayı attıktan sonra fake atıp Tsubasa'nın normal şutlarıyla da gol atılabilir. Normal rövaşata ile gayet olumlu sonuçlar alınabilir.
* Misaki'nin takımındaki kaleci sanırım Morisaki oluyordu kendileri. işte bu kaleci adamı verem eder. Kaleye gelen her şut goldür neredeyse. Yani oyunda bir özellik olsa ve ben kaleciyi değiştirip defans oyuncusu falan alabilsem oyuna, kalecisiz oynama imkanım olsa yani Misaki'nin takımında kesinlikle kullanırdım. En azından çekilen şutun önüne çıkabilecek defans oyuncusu sayısını arttırmış olurdum şutun gol olmama ihtimali artardı. Bu durumda Misaki'nin takımında topun kaleye gelmemesi için çalışılmalıdır. Bazen de bu kaleci bir şeyler söyleyerek topa atlar ve ''off! adamın süper kurtarışı varmış lan demek ki bunu yapmayı öğrenmek lazım'' dersiniz ama genellikle yine kurtaramaz. Hatta bu adamın penaltıda topun gittiği köşeyi tutturduğumuz halde yine de topa dokunamadığı ve gol yediğimiz bile olmuştur.
* Misaki'nin takımıyla iş bitince tekrar Tsubasa'nın takımı gelir ve rahatlanır çünkü Tsubasa-Amaral-Dottil-Babinton-Lennart>Misaki-Nitta-ishizaki-Morisaki-Taki'dir.
* Hiç yenilmeden ilerlemek üzere başlanan oyunda birinci takım hariç her takım zordur ancak Tsubasa'nın Japonya milli takımı ile oynadığı maç oyunun o ana kadarki en zor maçıdır. Bu maçta paçayı kurtarmak için yapılması gereken ilk şey top Tachibana kardeşlere geldiğinde 2-3 kişiyle durdurabilmek ve 4-5-8-10 numaralarımızla topu kayarak, pas arası yaparak almaya çalışmaktır. Bu sayede topu kapıp farkı 2' ye çıkarabilirsek maç rahat geçer.
* Miili takımda hiç yenilmeden tüm takımları yenmenin yolu ise bir kaç adımdan geçer. Öncelikle Kalede ilk yarı Wakashimazu olmalıdır ve her topa direk kurtarışıyla çıkılmalıdır. Bazı oyuncular Wakashimazu'yu küçümser ama direk kurtarışının italyan kardeşlerin beraber vurdukları şutu çevirmişliği falan vardır. Wakashimazu mutlaka kullanılmalıdır ve gücü bitince Wakabayashi ile değiştirilir.
Matsuyama 11 numaraya alınmalıdır çünkü özel şutuyla çok zorlu kalecilerin üzerine gidilerek karşılarına çıkılır ve bu şut vurulur. Gol olma oranı iyidir, maç kazandırır. Matsuyama 5 numarada harcanmamalıdır. Matsuyama bu oyunda keşfedene cevherdir ve iyi kullanıldığında güç puanı Misaki'yi neredeyse yakalar. Yani en az Misaki kadar faydalı bir oyuncudur.
Misugi defansa alınabilir. Hem defansta yüksek güçleriyle top kesebilir, kayarak top kapabilir hem de enerjisi çok azalmaz. En önemlisi de defansta top dağıtacak, çalım falan atacak bir oyuncu olmadığı için Misugi'ye topu verince rahat rahat çalımını da atarsın pasını da istediğin yere verirsin çünkü pas değeri Tsubasa'dan bile fazlaydı yanlış hatırlamıyorsam. Pas gücü değilse bile çalım olabilir bir şeyler daha fazlaydı işte bu çocukta öyle hatırlıyorum. Kullanılır, yedeklerde harcanmamalıdır. Defansta maç boyunca gücü de ekonomik olacaktır ve bitmeyecektir.
* Elektrik kaleci, uçan kaleci, falan kaleci filan kalecili takımlar en zor takımlardır ama aslında bu takımlara da hiç yenilmeden fark atmak mümkündür. Tsubasa-Hyuga-Matsuyama ile kalecinin karşısına çıkıp şut vurulabilir. Fake atılıp en güçlü şutlar vurulabilir. Tsubasa ile kalecinin karşısına çıkıp süper çalım denenebilir. Hiç olmadı Tsubasa ile ceza sahasına girilir ve 5-6 kişinin arasına dalınır. Bu 5-6 kişi Tsubasa'yı durdurunca basarsın süper çalımı '' cuu cuu cuu '' sesinin bitişinde ''çattt!'' diye bir ses çıkarsa mis gibi penaltını alırsın. Süper çalımla penaltı almak da işe yaramazsa artık defansı sağlam tutup biraz da şansın yardımıyla gol yemezsek umutlarımızı penaltılara taşırız ancak genellikle bu taktiklerle yeterince gol atılacaktır.
Uzun yıllar sonra denk gelinen bir oyun başlığıdır ve bu saatte bu analizi yaptıracak kadar da hatrı olan dev bir oyundur kendileri.
bu oyun öyle ulvi öyle yüce bir oyun ki, türk çocuklarının genetiğinde azimle sıçar duvarı delerim mantığı varsa bunun sayesindedir. 8 bitlik kaset devrinin playstation oyunudur. hikayesinden, müziklerine, süper şutlarından, muhteşem grafiklerine kadar süper ötesidir.
şimdi şöyle anlatayım. takımınızın gücü oyuna göre normal seviyesi 3 lig takımı ayarındadır. karşılaştığınız her takım ise premier ligi ayarında. işte burada devreye taktik, çakallık, azim ve amatör ruh giriyor. takımları birer birer geçip önce bölgesel sonra ulusal ve sonrasında dünya kupasına doğru gidiyorsunuz. havada taklalar parandeler atan yırtıcı santraforlar, kasap gibi oyuncu biçen manyak defans oyuncuları, wakabayaşi ve müller gibi patriot kaleciler var.
Captain Tsubasa video oyunları serisinin en güzel oyunudur.Çocukluğumda oyunu bitireceğim diyerek inatlaştığım oyundur.
Sonuç:Bitiremedim.Annem atariyi açık bıraktığımı anladı ve kapattı.
Sonuç 2:Olsun,emulatör diye birşey var değil mi?
şimdi bir oyun düşünün, 8 bitlik home computer * lerde nasıl bir oyun yapılırsa yapılanın en iyisi olur? o malzemeden ancak bu oyun en iyisi olabilirdi. Nes firması olarak resim ve yazılarla bir oyun yazacak ve bu oyun tüm zamanların en iyi 8 bitlik oyunlar arasına nasıl girecek işte felsefe bu. Şüphesiz bu oyun Captain tsubasa serisinin en iyisidir, Playstation daki Get in the tomorrow bile bu kadar iyi olamadı? peki Nasıl başarıldı?
Diyelim ; 1 metre kare alanın var ve 10 metre kare alana anca sığabilecek eşyayı 1 metre kare yere sığdırmayı başarabiliyorsun ama bundan da daha üstün meziyettir çünkü iş sadece sığdırmak değil manası yüksek bir amaç ortaya çıkarmaktır.
bu oyunun büyüsü için cocukluk masumiyeti mazeretini kabul etmiyor ve geçiyorum çünkü bugün bile otuzuna merdiven dayamışlar için arada bir renk almak için oynanılan futbol oyunudur. O, karakterleri ve sinematik hikayesiyle ve muhteşem müzikleriyle CT Super Striker 2 olarak oyun dünyasına damga vurmuştur. Eksiği var mıdır vardır multiplayer özelliği yoktur iki kişilik oynanmaz, ofsayt yoktur çünkü ofsayt çocukların anladığı bir dil değildir. Lakin bugün bile oynanabilen strateji, taktik, şans ve denge oyunudur. elindeki sınırlı güçle ve kalitesi az yoldaşlarınla * mücadele etme ruhunu çocuğa aşılayan çocuğun kafasında devrim yaptıran oyundur. Mahallede atarisinde bu oyunu anlamayan abilerimize bu oyunun mantığını anlattıracak bize abilik yaptırma şansı vermiş bir oyundur. Düşününce neler bulur bu oyunda insan.
Ct2, Ct 1 den daha gelişmiş (trap taktiği, kaleciyle karşı karşıya kalma taktiği, 1-2 taktiği) Ct 3 ve diğerlerinden daha iyi grafiğe sahiptir, Ps grafikleri bir oyun olması için yetmez hiç bir oyuna bu öyle bir oyundur. Erkek olduğumuz için şanslıyız çünkü kızlar futbol oyununu sevmezler pek de oynamazlar *
Bu oyun öyle tutmuştur ki biz japonca öğrenmeye başlamıştık, o şifreyi yanlış almayayım diye tekrar tekrar bakmalar, yanlış şifre alınınca ders alıp atariyi kenara koyup kapatmayıp adaptörü yakma pahasına fişte takılı bırakmalar baba atarini kapattın mı diye sorunca da kapattım baba deyip yalan söylemeler, bu oyun başardı bunlar.
Günlerce çıldırdığımız maçlar olurdu tabi karakter isimleri de bizim çocuk gözümüzde o zamanlar uydurmaydı, turuncu kafalı adam, patlak göz, fena kayan adam gibi.
Biz bunları yaparken bir diğer versiyonu da captain tsubasa değil captin majid miş o çocuklar da arapça yı sökmeye çalışıyorlardı gariplerim tabi evde eski dil bilen dedeler, anneler varsa biraz daha şanslı olma imkanları vardı bize nazaran, bizim hele hiç şansımız yoktu japonca öğretmeni mi bulacaktık.
Ortaokul 2 deydim o zamanlar bir atari kaseti satın aldım bir tane de kiraladım * birinden captain tsubasa yazan oyun çıktı ama capatain tsubasa capatain majid yazıp çakması çıkan b.ktan soccer oyunlarından değildi, gerçekten captain tsubasa idi, sonradan öğrendim ki benim 1. versiyon ct imiş, bunun ct 2 si de varmış * aldım bir oyna iki oyna oyunun mantığını anladım, yazı, resim kombinasyonu ve tabi ki acayip zor maçlar, 4. takım yeşil formalı ikizleri geçemedim 2,5 hafta olmuştu deviremiyordum, taktik anlamında ct 2 gibi gelişmiş olmadığından yeniliyordun bir gün sinir oldum adaptörüm yanmıştı, yine yenemeyince üzerine 1 milyon fark parası koyup değiştirdim sonra 1 ay sonra eski kaseti özlemiştim ama iş işten geçmiş bir daha o kaseti bulamamıştım.
Sonra CT 2 ile tanıştım dehşet bir oyun müzikleri adamı uçuruyor taktikleri 1. seriyi ezer geçer, bu taktikler orda olsaydı ezmediğim takım kalmazdı herhalde. ct2 de radar daha çok işinize yarıyor pas anlamında, 1-2 anlamında vb.
Bu oyun taktik ve şans faktörünün güç faktörünü yenme oyunudur.
Rakip çok güçlü ama sen neler yapabilirsin, beynini görelim demektir, adama cylone şutu çektirdin 400 gücün gitti ama şimdi ne b.k yiyeceksin demektir.
Şans faktörü dedik ya bu ne demek, bu şu demek efenim oynayanlar bilir, ben kalenin boş kalmasını fırsat bilerek o topu bin bir güçlükle kaleye göndermişim işte çıldırdığınız nokta ;
Wakabayaşi lerin Kovosaki olması esprisi boşuna değildir efenim, yaşanmıştır.
Şimdi bu oyunun gerekli emulatorlerle pc dünyasında yeniden popüler olduğunu gözlemliyoruz hatta içeriğinin hacklenip yepyeni formata sahip olmasını da. Değişik değişik versiyonları sürüüp gidiyor. Çocukluğumuza büyük bir armağandır bu oyun. Ahmet Hamdi demiş ya her genç mutlaka Dar kapı yı okumalıdır diye biz de diyoruz ki evet herkes gençken Andre Gide nin dar kapısı nı okumalıdır ama daha gençliğe varmadan çocukluktan çıkmamış her çocuk bu oyunu oynamaldır, ufkunu açar, taktik savaşını daha o yaşta aklına sokar adamın. *
Şimdi o çocukluk War Craft, General of zero, Fifa, Pes gibi yetişkin oyunları oynuyor kaybolmadık efenim yenileşip aranızda bulunuyoruz farkındasınızdır muhakkak.
yıllar sonra yeniden oynayıp hilesiz bitirdiğim oyun. tabi internette biraz araştırma yapınca oyunun mantığını kavradık. şöyle ki; diyelim ki rakibe yenildiniz. ben dahil bir çok kişi muhtemelen oyunu kapatıp maça baştan başlardı. ama böyle yapılmaması gerekirmiş. oyuncuların seviyeleri, ne kadar çok maç yaparsa o kadar çok artıyor. yani yenilince oyunu kapatıp maçı tekrar baştan yapmak yerine, oyunu kapatmadan o maçı, veya bazı maçlarda bir önceki maça attığı da oluyordu, üşenmeyip tekrar o maçları yapmak gerekiyor. yenildikçe yenilin diyor oyunun mantığı. böyle yapa yapa tsubasa'nın takımıyla japonya milli takımını bile yükselen seviyeler sayesinde rahat geçebiliyorsunuz bir süre sonra.
bir nesli bağımlı haline getirmiş efsanevi atari oyunu. ingiliz çakması tecmo cup'tur. çakmasıda güzeldir aslında. tsubasa robin hyuga demo adlı kişiler olmuştur. diğer tüm karakterler değiştirilmiştir çakmasında.
Tecmo firması tarafından üretilen oyun. Oyun ilk çıktığında yalnızca japonca versiyonuyla piyasadaydı ve oyunu oynamaya başladığımızda tuşların yerini ezberlemek için bir kaç deneme yapmak gerekirdi. Oyunda Tsubasa nın dünya kupasını almasına kadar giden hikayeyi anlatırlardı. Yendiğiniz takımlardaki arkadaşlarlarla japonya milli takımı adına oynar ve dünya kupasını almaya çalışırdınız ki oyunun en zavkli kısmıydı. Takımınızda 11 kişi var ve kaleci dahil hepsinin özel yetenekleri var. Fantastik ve bir o kadar da efsane bir oyundur. Böyle bi oyunu bize armağan eden japonlara teşekkürler.
müzikleri midi olmasına rağmen muhteşemdir. özellikle açılış demosunun. ateride oynarken bilmezdik bölüm sonlarında password olayı falan. her açtığımızda en baştan oynardık paçoz paçoz takımlarla. neyseki emulatör var artık quick save olayı bile var. tabi ne kadar heyecanlı oluyor oyun orası tartışılır.
küçüklüğümüzde başlından kalkamadığımız, kasetli aterilerimizde* saatlerce oynadığımız ve sayesinde japıoncayı çözdüğümüz fevkalade bir futbol oyunudur. en güzel tsubasa oyunlarından biridir. "hatırlayamadım yahu" "ulan oynadım da nereden olduğunu çıkaramıyorum ya." diyenler için;
oyuna önce tsubasa nın dandik bir takımı ile başlardınız. rakipleriniz hep oyun sonu takımında* gelicek olan adamlar olurdu. en sonunda sarışın bir çocuk gelir agalanırdı.
sonra 2. turda tsubasasız nankatsu ile japonya da eserdiniz.
en sonunda japon takımları ile oynar ve son maçınızı japon milli takımı ile yapardınız.
sonra dünya kupası finallerine uçar ve almanya ile arjantin ile brezilya ile fransa ile oynardınız.
"ulan ne günlerdi be, keşke bir daha oynasak ya hu" diyenler varsa;
