iyiliğin belkide en saf halidir. bunun bir basamak altı da karşılık beklemeden iyilik yapmaktır. bu şekilde iyiliğin gerçek amacına hizmet eden insanlar artsa ve hatta dünyayı ele geçirse cennete gerek kalmazdı diye düşünüyor insan.
Çok sevdiğim biriyse geçerli olan durumdur.Sevmediğim insanlar canımı yaktığında bela okuyabiliyorum.Eğer birini zamanında gerçekten çok sevmişsem ve o insan ile bir sürü şey paylaşmışsam , beni mutlu etmişse , değerli zamanlar yaşatmışsa işte bunların hatrına o insan için kötü düşünemem iyiliğini isterim.Babam her zaman der ki "kin ve nefret kalbi çürütür" bende buna inanırım.Nefretin bu zamana kadar kime ne yararı olmuş.Zamanında bize iyiliği dokunan insanlara karşı nankör olmamak lazım.
Canımın neden ve ne şekilde yakıldığına göre değişen durumdur. Misal; muhsini (kedim) köşeye sıkıştırıp, korkutup oradan oraya koşturan sonra ele geçirince de onu boğarcasina sevip, öpüp, türlü işkenceler uygulayan, bir de bu yetmezmiş gibi önüne bakmadan kuyruğuna basan karşı komşunun oğluna hiç mi hiç acımam, iyiliğini de istemem. Çünkü canımı yakmıştır efendim, o benim canım, can yoldasim.