Hani bi yerin acıdığında ilk çok canın yanar sonra uyuşmaya başlar ya bu da öyle bir şey. Bir yerden sonra o kadar üzülüp kırılıyorsun ki bunu göz yaşların olarak dışarıya vuramıyorsun bile.
bazen annemin kurduğu cümleler öyle can yakıyor ki birşey de diyemiyorsun tabi ki psikolojisini anladığın için sen de gözyaşlarını içine akıtıyorsun lafları başka yerlere çekerek hem içindekini durdurmayı hem konuyu kapatmaya çalışıyorsun sahte gülüşlerini takınıyorsun suratına.
bazıları ağlayamaz ne yazık ki. ya ağlamayı acizlik olarak gördükleri için yada gerçekten ağlayamadıkları için... canın çok yandığı halde ağlayamamak acının biraz daha artmasına neden olur sadece. içine akar sıkıntılar, dertler birikir birikir sonra bir gün, göz pınarlarından boşalır şelale gibi. bazen yine akmaz, kalır içinde bir yerlerde. o acı taşıyan damlalar canını dahada yakar. ağlayabilmek genelde insanlarda görülen bir davranış olduğu için insan ağladıkça insan olduğunu.. incinip kırılabileceğini de anlıyor hem. acılardan kurtulmak için, rahatlamak için ağlamalı insan...