Türk adalet sistemi ne hızlı çalşıyormuş dememize sebep olan dizidir. Adam mahkemeye dava açtı ertesi gün sosyal hizmetlerden uzman geldi, Bankaya krediyi geciktirdiler 3 günde icra geldi.
o değilde o ali o paraları nerden buluyor ? çalışmıyor, etmiyor.. yok parklarda çay kahve içmeler, hatun için tekne kiralamalar falan fişman. hayır bizi sevgilimze karşı mahcup ediyor..senaristlerin biraz daha çalışması lazım. ayrıca ; muhteşem ötesi bir dizi.
biçok insan tarafından "sıcacık aile dizisi" sözleriyle karşılanan yeni dizi. bunun böyle olmasının ardında yatanlarsa şüphesiz türkçe'yi aksanlı konuşan insanlar, öksüz-yetim kalmış çocuklar, uzunca bi süre sevdiğini beklediği için hiç evlenmemiş kadın... hepsi tam da istediğimiz gibi. aslında istediğimiz gibi değil de yaşadığımız gibi... yalılarda yaşayan, ihtişamın içinde türlü entrikalarla bezenmiş dizileri izlemek, bize ertesi gün arkadaşlarımızla konuşurken anlık susma zamanlarında kullanılabileceğimiz alternatif konulardan biri olabilir ancak. o dizilerde kendimden ya da yaşamımdaki insanlara dair ne bulabilirim ki? etrafımda yalıda yaşayan kaç tane insan olabilir? birbirlerine olan ihanetleri bile yüzsüzce. biz böyle değiliz...
etrafımızda türkçe'yi istanbul türkçesi'yle konuşan kaç tane insan var ki? ihanet gördüğü zaman bile karşıdakinin yüzüne gülebilen, sırf çıkarları için yapılan her şeyi gözardı edebilen kaç insan var? hangimiz bi başına kalmış çocukların halini görünce kendimizi onların yerine koyup üzülmedik? bunların hepsi zaten kıyın kıyın bizim hayatımızın parçaları. o yüzden bu dizinin "sıcacık aile dizisi" olması kimseyi şaşırtmamalı. tamamen bizim değerlerimizle uyuşmasından öteye geçmiyor çünkü. elbette ki oyuncular da iyi ama bi yapım içinde insanların dikkatini çekecek bi şey bulamazsan, isterse oyuncuların oscarlık oynasın... yine de sonuç sıfırdır.
feride ile halim şayet bir şey yaşarsa yuh derim ve izlemeyi bırakırım . ardından da kavak yellerinin senaristi canım ailem'e geçti heralde diye içimden geçiririm.
dünkü bölümü barcelona - chelsea maçı münasebetiyle güme gitse de biz sevenlerini ondan koparmayı başaramayan dizi.. severek ve ailecek her hafta televizyon başında yer alıyoruz.. yalnız ilk bölümlerdeki o elitlik sanki gitmiş ve diğer dizilerden öne çıkan dizi biraz basitleşmiş ve yavanlaşmış gibi geldi bana..
örneğin canımız, halim abimizin rolü çok azdı, hele bir de ufak bir yangın çıkma hadisesi vardı ki evlere şelik.. o kadar basit olmamalı bu işler diye düşünüyorum.. tamam kimse c.s.i. ny beklemiyor ama biraz daha özenerek yapılmalı..
klasik bölüm yıldızlığımızı ise yine benim favori oyuncum olan onur ünsal'a yani furkan'a veriyoruz.. eda ile geçen diyaloglarında eda kendisine ''disipline gideceksin!'' şeklinde seslenirken benim kardeşim misali sempati duyduğum onur şu şekilde öğrenci dostu bir cevap vermiştir ki, hayranlık üst düzeye çıkmıştır.. ''disipline mi? gideriz.. üç gideriz, beş geliriz..''
son zamanlarda eski kalite ve çizgisinden uzaklaşsa da, basitleşmeye çalıştırılsa da yine ismi gibi canım bir dizidir, izlenir sevgili sözlükçüler..
bu dizide en sinir karakteri seyhan sanırdım ondan beteri de varmış meğersem. hem sen git ondan aldığın borcu ödeme hem de git üstüne sevgili al. olacak iş mi ya ne yere bakan yürek yakanmış sezon başından beri sessiz sessiz duruyor patlattı bu bölümde bombayı. ne olacak işte hoşşik kenan.
uğur yücel, ilker aksu ve şebnem bozoklu harikalar. şu sıralar televizyonda böyle bir dizi görmek gerçekten beni çok mutlu ediyor salı günlerini iple çekiyoruz biz ailecek hayranınınız demek istiyorum onlara.
ulan mallar 3 katlı evde konuşacak başka yer bulamadınız da mı örümcekman'ın odasının önünde konuşuyorsunuz. konuş konuş sonra dayı mertcan'ı bul. oldu canım ciğerim.
son yıllarda oyunculuk anlamında büyük işlerin başarıldığı dizidir. funda eryiğit gibi bir güzelliği tanımış olmanın mutluluğunu yaşatmaktadır. filmin konusu başlarda durağan bir şekilde ilerlese de sonra dan ozan güven reytinglere güzel bir ayar çekmiş ardından da halime iyi bir ayar vermiştir. başlarda saf anadolu insanını çok güzel bir şekilde yansıtan halim aliye karşı birden canavara dönüşmüş, o efendiliğini ve karakterini seyhan için ayaklar altına aldırmıştır. ancak daha sonraki bölümde delikanlı adam sevmesini bildiği gibi efendi gibi terk etmesini de bilir diyen samimim sözünü özüne yerleştirmiş ve hatasını anlamıştır. Sana kızmı yok halim? zira aliyle seyhanın birbirlerine çok yakıştığı ortadadır. gelecek bölümleri merakla bekliyoruz içimde bir kurt var o halim aliye bir tezgah kuracaktır, demedi demeyin.
her şeyi geçtim de adamın dibinde patlayan bir tabancanın namlusundan çıkan mermi kemiğe kadar ulaşamıyor, yumuşak dokuya zarar verip kalıyor. gerçekte olmasına imkan dahi vermediğimiz bu olaydan dolayı senaristleri kınıyoruz.
halim'i harcayan dizidir.
Yazık be adama. Onca şey ardından adana'ya eli boş döndürecekler galiba halim'i. Oteli de samim'e bırakabilir.
bu arada halim ayrılırsa diziden ben de izlemem bir daha şimdiden söyleyeyim.
halim'e silah bile taşıttıklarından sonra daha neler yaptırabileceklerini merakla bekledğim dizi... oysa ki, ne güzel biriydi halim ve hala öyle gönüllerde ama silah klişeliğine gerek yok...
mahalle dizisi diye başlayıp işin içine silah, kavga, dövüş girince birçok eski izleyicisini kaybeden dizi. ha ben hala izliyor muyum sonuna kadar canım ciğerim.