her hafta gerek yurtta gerek evde tüm tv kanallarının iptal edilmesine varan bir izleme zevkiyle ekran başına düşüren dizidir.. lakin son zamanlarda sanki biraz durulmuş, o eski sıcak tadından çıkarak bildiğin aşklı meşkli dizi kıvamına gelmiştir ki senaryocu arkadaşların dikkat kesilmeleri gerekmektedir.. ama yine de o müthiş kadro ve gerek ilker aksum'un gerek uğur yücel'in gerekse ozan güven'in şahane oyunculukları için deli gibi izlenen dizidir..
dün akşamki bölümüyle yine-yeniden halim'e haksızlık yapılan dizi olmuştur.
1- sinirden bir yumrukla deveyi devirecek kıvama gelen köy delikanlısı,aslan halim ali'nin kız gibi ellerine teslim olmuştur. masaya yapıştırılmış, ali acımışta bırakmıştır.
2- bu yetmezmiş gibi halim hasmına arkadan saldırmış, camı-çerçeveyi şangırt diye indirmiştir.
( dizinin ilk bölümünden itibaren ne yapsak ne etsek de seyhanın halimi ..öt gibi ortada bırakmasına bir kılıf bulsak diyen senarist abiler iyice bel altından vurmaya başladılar. oldu olcak hastene sahnesinde yaralarına pansuman yapılacağı sırada halim'in pembe tanga giydiğini falan görelim de bitsin bu iş. )
halim'in kendinden geçtiği sahnelerde seyirciyi de kendinden geçirtmiş dizidir. bir adamın dramını bu kadar iyi anlatabilen oyunculara çok sık rastlamadığımızdan sanıyorum öfke nöbeti geçiren adamlara normalde çok iyi gözle bakmazken hak verir oldum. kağıthane devlet hastanesi'ne niye getirdiler adamları onu çözemedim ama.
an itibariyle halim'in dark side'a geçtiği fakat force'unun ali'ye yetmemiş olduunu gördüğümüz dizidir. jenerik müziği bundan sonraki bölümlerde "halim duman" olarak çalacaktır. hatta keşke ikisini aynı taksiyle hastaneye götürselerdi, birbirlerine çimdik atma moduna gelene kadar birbirlerini paralasalardı ama olmadı. birileri çocuklara haber versin:
nolmuş mertcan, ablası noolmuş eda ve tırt sezgi mezgi'ye.
bugünkü sözlük asabiyetimden nasibini alacak dizidir. izleyin bakın. istanbul'a belki üç, bilemedin dört kere gitmişimdir. bilmiyorum yani istanbul'u. bilmem de gerekmiyor çünkü ankarada yaşıyorum. bu ülkede yaklaşık 50 milyon insan da istanbul dışında yaşıyor. yani senaryoda metrodan inip bilmemnereye gitmelerindeki mantık hatası sanırım benim de içinde bulunduğum 50 milyon insanı ilgilendirmiyor. dizi bu. kurmaca yani.
dizi her dizi gibi miadını dolduruyor yavaş yavaş. ilk bölümlerdeki samimiyet, bizdenlik yavaş yavaş yok oluyor. bu dizinin izlenme sebeplerinden biri dizi karakterlerinin konaklarda, hanlarda yaşamıyor olması, yiyecek ekmeği yokken taksiye binmiyor olmasıydı. öyleydi ama birden meliha'nın arabası çıktı ortaya. tek kuruş para kazanmadığı halde sinemaya, bilardoya sevgilisiyle giden bir ali var. tam sinema bileti 10 TL. düşünün. ali başkasının evinde kalıyor, elini cebine atmıyor falan. yemin ederim dizilerde yaşamak istiyorum. canım ailemde değil ama. aşk-ı memnu güzel. behlülle bi kere sevişen figuran olmaya razıyım.
bu haftaki bölümünde metronun içinde, üstelik senaryo olarak aciliyet ifade etmeyen bir sahnede, cep telefonuyla konuşturarak bir mantık hatasına daha imza atmış dizidir. bunun yanında samim ve meliha'nın metro ile sultanahmet'e gitmesi konusunda mantık hatası var gibi durmaktadır ancak yoktur zira metro sahnesinden sonra yer alan bir kebapçı sahnesinde samim, beyoğlu'na ilk geldiği günleri meliha'ya anlatarak ve "bir gün buraya meliham'ı getireceğim diyordum kısmet bugüneymiş" demesinden oranın taksim olduğunu anlayabiliyoruz, artık taksim'den tünelle karaköy'e mi geçtiler ne yaptılar tam bilemiyorum. *
cok sevmeme ragmen her bölümde hatasını bulduğum dizi. bulduğum hataların zaman içinde beni diziden soğutmasından korkuyorum. örneğin bugün ki bölümünde meliha'nın fasıl gecesinde baş parmak tırnağı uzundu ama eve gelince görüldü ki tırnak kısalmış.
efendi adam halim'e üzülürken aliço'ya bir kez daha kıl olduğum dizidir. bu arada samim'in meliha'ya hediye olarak verdiği kolyenin içindeki fotoğraftan anlıyoruz ki; uğur yücel gençliğinde mahmut tuncer'miş.
kızlarının efendi adam yerine piç adam tercihinin bir kez daha görüldüğü dizi. sen sana o kadar değer veren üstelik üstüne hotel yapan efendi adam halimi terket git ne idüğü belirsiz aliyle takıl. Allahtan reva mı be.